Seks tarikatı Nxivm'in lideri Keith Raniere, New York'ta aralarında şantaj, kadın ticareti ve çocuk pornosunun da bulunduğu suçlamalardan hüküm giydi.
UYARI: Bu yazıda, bazı okuyucuların rahatsız edici bulabileceği bir fotoğraf yer alıyor.
Raniere 20 yıl boyunca, bir "kişisel gelişim grubu" olduğunu iddia eden ve binlerce takipçisi bulunan Nxivm'in liderliğini yürüttü. Duruşma sırasında, tarikatın eski üyeleri grubun gerçekte nasıl yönetildiğini anlatan tanıklıklar yaptı. Bu kişiler ilişkilerini kopartmaya zorlandıklarını, fiziksel ve cinsel tacize uğradıklarını söylediler. Bazıları da kürtaja zorlanmıştı.
Bir "efendi ve köle" sisteminde, bağlılıklarını göstermeleri için kadınlardan, çoğunlukla kendilerini aşağılayıcı durumlarda gösteren fotoğraflarını bir tür "teminat" olarak teslim etmeleri isteniyordu. Ortaya dökülenler birçok insanı şoke etti ve dünya genelinde haberlere konu oldu. Ancak gerçekte Nxivm'in yapısı, tarikatların aslında nasıl işlediğini gösteriyor.
Tarikatların tabakalar halindeki yapısını soğana benzetmek mümkün.
Dış dünya nezdinde en kabul edilebilir unsurlar, en dıştaki tabakayı oluşturuyor. Tarikat üyeleri arasındaki gizlilik ve taciz arttıkça da merkeze yakınlaşan tabakalar bulunuyor.
Nxivm vakasında en dıştaki tabaka, üyelerin arkadaşlarını, ailesini ve çalışma arkadaşlarını gruba katmak için kullanılan, görünüşte zararsız kişisel gelişim programlarıydı.
Ancak Raniere, çekirdek grup üzerinde, iddialara göre cinsel taciz, şiddet ve isminin baş harflerini kadın tarikat üyelerinin vücuduna damgalamakla sonuçlanan aşırı bir kontrole sahipti.
Tarikat liderlerinin adaletin önüne çıkartılması
Forbes dergisine göre yetkililer, Nxivm'in faaliyetlerinden daha 2003'te kaygılanmaya başlamıştı. Ancak New York Times gazetesi, şikayetlerin araştırılması girişimlerinin, kadınların rıza gösterdiğini ya da hukuki boşlukların harekete geçmeyi önlediğini söyleyen yetkililer tarafından engellendiğini yazdı.
Bu durum da, tarikat liderlerlerinin soruşturulmasının önündeki önemli bir sorunu gözler önüne seriyor. Tarikat üyeleri sıklıkla, üyelerinin kendi özgür iradeleriyle hareket ettiklerini söylüyorlar.
Mevcut ve eski tarikat üyeleri suçlama yöneltmek istese bile, birçoğu olası misillemeler ya da bir dönem tarikat üyesi olmanın getirdiği utanç nedeniyle korkuyorlar.
Birçok ülkede, psikolojik manipülasyona karşı sağlam bir yasal düzenleme ya da tarikatın tanımına dair hukuki bir tanımlama olmaması da, tarikatlara karşı dava açılmasını zorlaştırıyor.
Fransa'da About-Picard Yasası, bireylerin ya da grupların, fiziksel ya da psikolojik bağlılık yaratmaya yönelik faaliyetlere girişmesini yasaklıyor. Benzer yasalar Lüksemburg ve Belçika'da da yürürlükte. Ancak bu ülkeler istisna.
İngiltere'de, failin çıkarına olacak şekilde psikolojik taciz, 2015'te çıkartılan yasayla suç haline getirildi.
Bu yasa, şu anda romantik ilişkiler ve aile içi ilişkiler için geçerli. Ancak çok sayıda eski üye, tecrit, ilişkilerin kontrolü, gözlemleme, aşağılama gibi cebir içeren davranışların tarikatlarda da görüldüğünü söyülyor.
Aynı yapı, farklı biçimler
Nxivm vakası, aralarında oyuncu Allison Mack ve Seagram alkollü içki imparatorluğunun varisi Clare Bronfman gibi ünlü isimlerin üyeler arasında bulunması nedeniyle büyük ilgi gördü.
Ancak tarikatlar, hep aynı yapıyla faaliyet gösterirken, toplumun tüm katmanlarında bulunabiliyor ve çok çeşitli biçimler alabiliyor.
Bazıları dini, siyasi ya da "kişisel gelişim" üzerine, ancak kamuoyu önünde dövüş sporları, yoga, iş dünyası, UFO ve terapi gibi birçok şekillerde görünebiliyorlar.
Çok sayıda terör örgütü ve aşırılık yanlısı grup da, üye kazanma ve üyelerini ideolojik eğitimden geçirmek için benzer tecrit yöntemlerini kullanıyor.
Bazı üyelerse gruba sonradan girmiyor, grup içinde doğuyorlar ve yetişiyorlar.
Birçok eski üye, Children Of God, Fundementalist Latter Day Saints, Twelve Tribes ve diğerleri gibi tarikatlarda yaşadıkları deneyimleri anlatıyor.
Yavaş yavaş, çocuk tacizi suçlamalarından mahkûmiyetler elde ediliyor.
Tarikatların özellikleri
Üyeleri üzerinde aşırı kontrol kurmak isteyen karizmatik, otoriter bir lider ya da lider kadrosu tarafından yönetiliyor
Liderin etrafındaki gizlilik katmanlarıyla, hiyerarşik bir piramit yapısı kullanılıyor
Liderin davranışları, her konuda yanıtlar verdiğini iddia eden otoriter bir inanç sistemiyle meşru kılınıyor
Bir beyin yıkama süreci işletiliyor. Gruba aşırı bağlılık, üyenin kendi oluşturduğu ilişkilere ve faaliyetlere yer ve zaman bırakmıyor
Tarikat giderek yükseltilen korku ve stres seviyeleriyle, görünüşte sevgi dolu ve ilgili bir yaklaşım arasında gidip geliyor. Korku ve baskı, uyku ya da yiyecekten mahrum bırakma, kıyamet kehanetleri, şiddet ya da cinsel taciz tehditleriyle uygulanabiliyor
Bu zorla kontrol süreci, kendi ihtiyaçlarına aldırmadan lidere tabi olan üyeler yaratıyor
Nxivm davasında anlatılanlara verilebilecek tipik bir karşılık "Bu asla benim başıma gelmez" olabilir.
Ancak tarikatlara giriş tacizle ve üzerinize isim damgalanmasıyla başlamıyor.
Bir insanın ilgilenebileceği bir şey önerilmesiyle başlıyor. Birinin arkadaş ya da iş arkadaşı olarak gördüğü birinden gelen fiziksel, psikolojik, siyasi, mali ya da ruhani bir fayda önerisi.
Çoğu vakada, belirli bir karakteristik ya da kişisel özellikten çok, belirli durumlar insanları bir tarikata katılmaya daha açık kılıyormuş gibi görünüyor.
Kurbanlar, yakın geçmişte bir ayrılık yaşama ya da yeni bir yere taşınmak gibi zorlu bir dönem yaşıyor olabiliyor. Bu da insanları, bir tarikata katılmaya itebilecek yeni arkadaşlıklara başlamaya daha açık hale getirebiliyor.
Tecrit ve tarikata bağlanma süreciyle, kişinin benlik anlayışı kayboluyor ve tarikatta aslında neler olup bittiğini anlayabilmeleri çok zor olabiliyor.
Cebren kontrolün nasıl oluştuğuna dair daha büyük bir farkındalık, insanlara bu tür manipülasyonları fark etmeleri ve uzak durmalarında yardımcı olabilir.
İnglitere'de cebren kontrolün, aile içi ve romantik ilişkilerin ötesine taşınması, yetkilileri bu tür suçları soruşturmakta daha güçlü kılabilir.
Bu tür adımlarla toplum, psikolojik açıdan kontrol eden ve tacizci grupları yöneten liderlere karşı harekete geçebilir.
Bu yazı hakkında
Dr. Alexandra Stein, Londra'da South Bank Üniversitesi'nde çalışıyor. Siyasi bir tarikatta 10 yıl geçirdi ve sosyal psikoloji, tarikatlar ve otoriterleşme konularında uzman.