Uşak E Tipi Cezaevi'nde 2000 yılında çıkan olayların davasında 8 tahliye kararı çıkarken, sanıkların anlattıkları şaşkınlık yarattı
Uşak E Tipi Cezaevi'nde 2000 yılında, hükümlü Nizamettin Dal'ın işkence edilerek öldürülmesiyle ilgili açılan ve Yargıtayın bozma kararının ardından yeniden görülen dava kapsamında yargılanan 8 sanığın tahliyesi kararlaştırıldı.
İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Osman Gümüşçü, Ercan Arıcan, Bilal Yılmaz, Mehmet Oktay Altıntaş, Mehmet Övet, Ceylan Gürbüz ve Cüneyt Özker katıldı.
Duruşmada ifade veren sanıklardan Bilal Yılmaz, Nizamettin Dal'ı öldürmesi için bir sebep bulunmadığını belirterek, "Bu, bizim üzerimizden oynanan bir oyundur" dedi. Sanık Mehmet Oktay Altıntaş, olay tarihinde cezaevinde can güvenliklerinin olmadığını, cezaevi idaresinin tamamen "Ergin kardeşlerin" elinde bulunduğunu öne sürdü. Ergin kardeşlerin ellerinde silah olduğunu ve baskı altında oldukları için onların istediği şekilde ifade verdiğini iddia eden Altıntaş, suçlamaları reddetti.
'Erginler, Dal'ın dişlerini yaptırdı'
Sanık Ercan Arıcan da Ergin kardeşlerin, öldürülen Nizamettin Dal'ın dişlerini yaptırdıklarını, ziyarete gelen çocuğunun cebine harçlık koyduklarını, ancak bir hafta sonra da öldürdüklerini ileri sürerek, "Olayın asıl sebebi, Dal'ın, Ergin kardeşlerin hasmı olan Ali Bulut ile mektuplaşmasıydı. Vedat Ergin, bu mektubu Dal'ın eşyaları arasında bulmuştu. Cinsel taciz de bu işin kamufle edilmesi için çıkarılmıştı" diye konuştu.
Arıcan, suçlamayı kabul eden ifadeyi baskı altında verdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Erginler, cezaevinde ellerinde silahlarla dolaşıyorlardı. Vali, kendilerini müdürün odasında ziyaret ediyor, birlikte fotoğraf çektiriyorlardı. Mahkumlar da bunları görüyordu. Cezaevinde devlet yoktu ki. İmzalamayacaktık da ne yapacaktık?"
Sanıklardan Osman Gümüşçü, suçlamaları reddederek, değil bir insanı öldürmek, karıncayı bile incitemeyeceğini, Vedat Ergin'in "ruh hastası bir insan" olduğunu iddia etti.
'Uşak Cezaevi değil, Nuri ve Vedat Ergin Cezaevi'
Sanık Mehmet Övet de Uşak Cezaevine sevk edilmesiyle hayatının bir anda kabusa dönüştüğünü, cezasının bitmesine 20 gün kala böyle bir iddiayla karşı karşıya bırakıldığını kaydetti.
Bu olaylar nedeniyle eşinden ayrıldığını, ailesinden birçok kişinin vefat ettiğini, kendisinin saldırıya uğradığını anlatan Övet, "Suçsuz olduğumu ispat için ailece ölmemiz mi gerekiyor? Başıma gelmeyen kalmadı. Devamlı nöbet tutturuyorlardı. Koli koli içki geliyordu. Orası Uşak Cezaevi değil, Nuri ve Vedat Ergin Cezaevi olmuştu" dedi.
Sanıklar ve avukatları suçlamaları reddederek, tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, mevcut delil durumu ve tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne alarak sanıklardan Mehmet Övet, Bilal Yılmaz, Kemal Tekiner, Mehmet Oktay Altıntaş, Osman Gümüşçü, Ceylan Gürbüz, Ercan Arıcan ve Kadri Kalemli'nin tahliyesine karar vererek, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Cezaevindeki olaylar
Uşak E Tipi Cezaevinde 2000 yılında 6 kişinin ölümü, 23 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylardan bir ay önce, hükümlü Nizamettin Dal, işkence edilerek öldürülmüştü.
"Karagümrük Çetesi" diye bilinen organize suç örgütünün elebaşı konumunda olduğu öne sürülen Vedat ve Nuri Ergin kardeşlerin de aralarında bulunduğu 22 sanık hakkında dava açılmıştı.
Uşak Ağır Ceza Mahkemesi sanıklardan Nuri Ergin'in beraatına, Vedat Ergin ve olaya karıştığı öne sürülen 11 sanığın 20 yıl 10 ay hapisle cezalandırılmasına karar vermişti.
Nuri Ergin, duruşmadaki ifadesinde, Nizamettin Dal'ın mahkumlara "cinsel pislik" yaptığını, linç edilerek öldürüldüğünü, olayla ilgisi bulunmadığını ileri sürmüştü.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, kararı dosyadaki eksiklikler nedeniyle bozmuş, dosya organize terör ve organize suçlarla ilgili ihtisas mahkemesi niteliğindeki İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.