Cumhuriyet yazarı Nuray Mert, yeni başbakan adayları arasında adı geçen Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un başkanlığa destek veren sözleriyle ilgili HAS Parti Genel Başkanı olduğu dönemdeki açıklamalarını hatırlattı. "Akıl alır gibi değil, sırf liderlik hayalleri suya düştüğü için son trene atlayıp AK Parti ileri geleni olan birisi, birkaç yıl önce Erdoğan Başbakan iken iki partili sistem önerdiğinde, 'Emriniz olur, iki parti çok, tek parti olsun. Bütün partileri kapatalım tek parti olsun' diye gürlediğini unutmuş, bize başkanlık sistemi satıyor" diyen Mert, "Anladık, pek çokları için 'ar dünyası değil, kâr dünyası', ama bu kadar mı? Belli ki, bu kadar da değil, arkası gelecek. Belki ‘siyasi kriz’den önemlisi, bu ‘insani kriz’, öyle bir ‘insanikriz’ ki hiçbir yardım kuruluşu çare bulamaz" ifadesini kullandı.
Nuray Mert'in Cumhuriyet'te "Siyasi kriz de var ‘insani kriz’ de!" başlığıyla yayımlanan (13 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
AK Partisi’nde siyaset yapanlar, binbir yolla herkesin sesini susturdukları bir baskı ortamında, meydanı boş bulmanın rahatlığı içinde konuşuyorlar. Piyasada olanlar, ya partilerini, iktidarlarını, misyonlarını sahiden inandıkları için ya da işlerine geldiği için destekçileri. Piyasada kalanlar, kariyer yapma adına, iktidardakilerin gözlerinin içine bakanlar ya da başka bir ortamda ciddiye alınması imkânsız olup bu devirde dolaşıma giren beşinci sınıf yazar, çizer, gazeteci takımı.
Kurgulu zavallılar
İktidar partisi mensupları o kadar alışmışlar ki onları karşılarına alıp, ‘önemli’ süsü verdikleri açıklamalar yapmaya, kendileri bile en bayağısından laf ebeliğini, en ucuz‘laf dolandırmayı’, kamuoyunu idare etmek sanıyorlar. Son olarak, bir kez daha, almışlar karşılarına, her söylediklerinde boncuk bulmaya kurgulu zavallıları, iktidar partisinin genel başkanı ve Başbakanı’nı değiştirmek üzere çağrılan olağanüstü kongreye gidişin neden siyasi kriz olmadığını alay eder gibi dikte ediyorlar.
Adı üzerinde, ‘olağanüstü kongre’, tanımı gereği demek ki fevkalade bir durum var, o kadar alışmışlar ki, lafları üzerine laf edilmemesine, gözle görüleni görmeyeceğiz, haykıra haykıra söyleneni duymayacağız, aklımızı kullanmayacağız, sadece onların iki dudakları arasından çıkana inanacağız. Öyleleri çok, çok olmasına da bu durumun, iktidar adına konuşanların kabiliyeti ile alakası yok. Nitekim, çıkmış birisi,“Ben kriz var dersem var” diyor, neden öyle olsun? Bu iktidar partisinin iç işiymiş, muhalefet kendi işine baksınmış. Hiç de öyle değil, hiçbir ülkede bir hükümet değişikliği sadece iktidar partisinin iç meselesi olamaz, dalga mı geçiyorsunuz?
Diğer taraftan, hiç olmazsa, başkanlık sistemini ‘bizim örfümüz âdetimize böylesi uygun, gerisi yabancı işi’ diye savunanlar samimi. Oysa, diğer bazıları, söylenen sözler ortada, zihniyet ortada, gidişat ortada, adam hâlâ çocuk kandırır gibi‘kuvvetler ayrımı olacak’ diye düpedüz kendilerinin inanmadığı şeye herkesi inandırmaya çalışıyor. Bulmuşlar ancak orta mektep çocuğu cinliğinin akıl edeceği bir ‘ileri yazılım’ benzetmesi, tekrarlamaya doyamıyorlar. ‘Yerli sistem’ evrensel değerlerden kopuk olmayacakmış da, bunu söyleyenler ‘oryantalist zihin çarpıklığı’içindeymiş de, öyleymiş de böyleymiş. Boş versenize, sizin partiniz çevresinde‘ evrensel değerler’ ‘Batı yutturmacası’, ‘emperyalistlerin dayatması’ filan sayılmıyor mu? Siz kendi gazetelerinizi okumuyor musunuz? Anlıyoruz bazılarınız, aslında o zihniyet çevresinde de, o partide de olmayı kendine yediremiyor, hayaller başka yerlerde ama, iktidar keyfinden olmak mümkün değil, o halde gelsin yarım yamalak okunmuş Batılı düşünürlerden söz etmek, gitsin havalı konuşma merakı. Nerden baksanız hazin bir durum, ama hüznünüzü paylaşamayacağız; size hatırlatmaktan geri duramayacağız; siz “En büyük başkan bizim başkan”, “Reis ne derse o”, “Ya bizdensiniz, ya vatan haini” partisinin bir elemanısınız. Hem fazla karıştırmayın şu‘evrensel değerler’ laflarını, bir gün başınız derde girer, belki tam da bu merakınız yüzünden hayal ettiğiniz yere bir türlü gelemediniz.
Kâr dünyası
Akıl alır gibi değil, sırf liderlik hayalleri suya düştüğü için son trene atlayıp AK Parti ileri geleni olan birisi, birkaç yıl önce Erdoğan Başbakan iken iki partili sistem önerdiğinde, “Emriniz olur, iki parti çok, tek parti olsun. Bütün partileri kapatalım tek parti olsun” diye gürlediğini unutmuş, bize başkanlık sistemi satıyor. Anladık, pek çokları için “ar dünyası değil, kâr dünyası”, ama bu kadar mı? Belli ki, bu kadar da değil, arkası gelecek. Belki ‘siyasi kriz’den önemlisi, bu ‘insani kriz’, öyle bir ‘insanikriz’ ki hiçbir yardım kuruluşu çare bulamaz.