Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''demokratik açılım'' konusunda parlamentodaki 4 partinin de sınıfta kaldığını savunarak, ''En başta hükümetin işte 'ben muhalefetle görüşmem' tavrı, CHP'nin, MHP'nin kapıları kapatan tavrı ve DTP'nin de 'Apo'yu kale almazsanız bu konu çözülmez' diyerek, 'aslında ben çözüm istemiyorum' manasına gelecek tavrını anlamak mümkün değil'' dedi.
Kurtulmuş, AA muhabirinin son günlerde Türkiye'nin gündeminde tartışılan ''demokratik açılım'' ve Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ilişkin sorularını yanıtladı.
''Demokratik açılım''a ilişkin görüşlerini net olarak kamuoyuyla paylaştıklarını, bu konuyu sadece etnik bir kimlikle ya da ülkenin tek bir bölgesiyle sınırlı kalarak değerlendirmenin doğru olmadığını belirttiklerini ifade eden Kurtulmuş, konuya ilişkin hazırladıkları ''Barış ve Kardeşlik Projesi''ni hatırlattı.
Üzerinde titizlikle çalışarak ve detaylı bir şekilde hazırladıkları bu projeyi İçişleri Bakanı'na da sunduklarını, daha sonra kamuoyuyla paylaştıklarını aktaran Kurtulmuş, ''Biz şunu söylüyoruz; herkes 25 yıldır devam eden bu fitnenin sona erdirilmesi için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Yani muhalefet de iktidar da parlamento içindeki partiler de herkes, hem üsluplarına dikkat ederek, hem konunun muhtevasına dikkat ederek iyi niyetli bir şekilde bu sürecin gerçekten memleketin hayrına sonuçlanmasını sağlayacak bir tutum içinde olmalıdır'' dedi.
''Demokratik açılım'' konusunda siyasi partilerin yaklaşımlarını da eleştiren Kurtulmuş, ''Burada benim kanaatime göre parlamento içindeki 4 parti de aslında sınıfta kalmışlardır. Bir kere benim ısrarla söylediğim bazı konular var ki, usül esasa mukaddemdir. Yani ne konuştuğunuz, ne yaptığınızdan daha çok nasıl yaptığınız önemlidir. Burada en başta hükümetin işte 'ben muhalefetle görüşmem' tavrı, CHP'nin, MHP'nin kapıları kapatan tavrı ve DTP'nin de 'Apo'yu kale almazsanız bu konu çözülmez' diyerek, 'aslında ben çözüm istemiyorum' manasına gelecek tavrını anlamak mümkün değil'' diye konuştu.
'Muhatap bir parti ya da bölge olamaz'
''Barış ve Kardeşlik Projesi''ni, konuya hangi üslupla yaklaşılacağı, bu süreçteki usül ve yöntemin ne olması gerektiği temellerinde oluşturduklarını ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
''Örneğin, burada muhatap asla bir parti ya da ülkenin bir bölgesi olamaz. Muhatap milletin tamamıdır. Çözüm yeri TBMM'dir. Sivil, asker, bürokrasi herkes katkısını meclis üzerinden sunmalıdır. Ve bu işin sorumlusu A partisi, B partisi değil, devletin kendisi olmalıdır. Ne kimse siyasi rant peşinde koşsun, ne kimse siyasi riskten çekinsin. Bunların hepsini biz daha en baştan söyledik, süreç de bizim ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu.''
Kurtulmuş, partisinin hazırladığı projedeki çözümleri şöyle sıraladı:
''Birincisi, bir hukuki ve siyasi reform süreci... Bu sürecin başlangıcı da yeni sivil, demokratik bir anayasayla olmalıdır. Türkiye sadece Kürt meselesi değil, diğer kronikleşmiş sorunlarını da çözmek için yeni bir anayasa şarttır. İkincisi, bölgenin geri kalmışlığının giderilmesi için ekonomik telafi programları hazırlamaktır. Üçüncüsü sosyal telafi programları... Bölgede yıllardır devam eden insan hakları ihlalleri, faili meçhul cinayetler, karanlık birtakım odakların işlediği fiillerin üzerine gidilmesi. Sayın Başbakan'ın şimdiye kadar olanlar dolayısıyla hem şehitlerimizin ailelerinden, hem bölgedeki faili meçhullere kurban gidenlerin ailelerinden özür dilemesi gerekir. Devletin sosyal bir barış projesini ortaya koyması gerekir. Dördüncüsü terörün önlenmesidir. Silahların susması ve bir barış ortamının sağlanması şarttır. Beşincisi de göçün tekrar geriye döndürülmesini sağlayacak programın uygulanmasıdır.
Bu süreçte Öcalan, doğrudan ya da dolaylı hiçbir şekilde muhatap kabul edilemez. Bu çünkü süreci çözümsüzleştirir. İkincisi PKK koşulsuz olarak silah bıraktığını ilan etmelidir. TSK ve güvenlik güçleri de bütün, her türlü tedbirlerini alarak rutin operasyonları durdurmalıdır. Zaten son zamanlardaki şehit olan evlatlarımızın hepsi maalesef rutin operasyonlarda şehit oldular. Dolayısıyla PKK, öncelikli olarak, koşulsuz olarak silah bırakmalı ki, silahların susması sürecinden bahsedilebilsin, konuşulabilsin. ''
Kurtulmuş, hükümetin ''demokratik açılım'' projesinin yanında olmak ya da karşısında olmak gibi bir şeyden bahsedilemeyeceğini, çünkü Başbakan Erdoğan'ın kendisinin de ortada henüz bir proje olmadığını dile getirdiğini söyledi.
