İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ‘nükleer anlaşmanın' imzacı devletleriyle temaslarda bulunmak üzere Pekin ve Moskova'dan sonra Brüksel'e geldi. Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile buluşan Zarif Almanya, İngiltere ve Fransa dışişleri bakanlarıyla da temaslarda bulunacak.
Anlaşmanın altına imza koyan 8‘inci taraf olan ABD bir hafta önce, 2015 yılında imzalanan ve İran'ın nükleer silah geliştirmemesi için varılan anlaşmadan çekilmişti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Fransa, İngiltere ve Almanya'nın dışişleri bakanları işlevini yerine getirdiğine inandıkları anlaşmayı kurtarmak istediklerini duyurmuşlardı. Brüksel'deki zirvede ele alınacak başlıca sorunlar şöyle sıralanıyor:
Süreler
İran ABD dışındaki imzacı devletlerden anlaşmanın Washington yönetimi olmaksızın da yürürlükte kalacağının garanti edilmesini istiyor. İran 60 gün zarfında yanıt bekliyor. Avrupa Birliği (AB) ise sürenin 90 güne çıkarılmasını istiyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Michael Roth "karşılıklı süre talepleriyle ilerleme sağlanıp sağlanamayacağının görüşülmesine gerek duyulduğunu" söyledi. ABD İran'a uyguladığı yaptırımları 90 ila 180 gün zarfında Avrupa şirketleri için de yürürlüğe sokma tehdidinde bulunmuştu.
Yaptırımlar
İran, Amerikan yaptırımları yürürlüğe girer girmez uygulamanın telafi edilmesini istiyor. ABD Başkanı Donald Trump en "sert" ekonomik önlemlerden söz ettiği için yaptırımların bedeli henüz hesaplanamıyor. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas bundan böyle de anlaşmaya uyması için İran'ın "özendirilmesi" gerektiğini söylemişti.
İkincil yaptırımlardan korunma
ABD, İran ile ekonomik ilişkilerini sürdüren ülkeleri de cezalandırmaya hazırlanıyor. Yerli şirketleri yaptırımlardan korumak için "özel mekanizma" geliştireceklerini açıklayan Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire "istisnai kurallar" kararlaştırılmasına çalışacaklarını söyledi. AB Komisyonu'nun da bu konuda çalışmalar yaptığı bildiriliyor. Almanya Dışişleri Bakanı Maas ise daha çekimser bir ifadeyle Almanya'nın İran'daki bütün ekonomik çıkarlarını korumanın zor olduğunu dile getirdi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ABD'yi saf dışı bırakmak için İran ile ticari lisans anlaşması yapılmasını önerdi. Bundan böyle de İran'dan petrol ithal edilebilmesi gerektiğini belirten Asselborn bir radyoya verdiği demeçte, "bunun yasa dışı bir yanı olmadığını ve ticari ilişkilere ABD istemiyor diye son verilemeyeceğini" söyledi.
Müzakereler
AB'nin amacı ABD'nin "nükleer anlaşmada" kalmasını sağlamak. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu nedenle anlaşmanın "genişletilmesini" önerdi. Macron İran'ın bölgedeki yayılmacı politikalarının ve füze programının da görüşmelere dâhil edilmesini istiyor. ABD Başkanı Donald Trump tarafından eleştirilen, İran'ın yükümlülüklerinin 2025 yılında kısmen kaldırılmasıyla ilgili anlaşma maddesinin yeniden ele alınması da Macron'un ajandasında yer alıyor. Diğer AB ülkeleri de prensip olarak bu öneriyi destekliyor. Önemli olan, İran'ın yeniden müzakere etmeye ve anlaşmanın genişletilmesine razı olup olmayacağı.
ABD ve Rusya ile ilişkiler
Almanya Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Roth "ABD'nin nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin AB ile olan ilişkilerini sıkıntıya soktuğu" görüşünde. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian "ABD'nin dünya polisliği yapmasına göz yumulamayacağını" söyledi. Şimdi AB'nin Rusya'ya daha fazla yaklaşıp yaklaşmayacağı veya Moskova'nın AB'den taviz koparabilmek için "İran kozunu" oynayıp oynamayacağı merak ediliyor. En önemli soru ise, garantör devlet ABD olmaksızın İran ile imzalanan anlaşmanın uzun ömürlü olup olamayacağı. ABD, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun denetlemelerini sürdürmesinden yana olduğunu açıklamıştı. Kurumun Finli başkanı Tero Varjoranta ise Cumartesi günü sürpriz bir kararla görevinden istifa etti.
Berndt Riegert, DW
© Deutsche Welle Türkçe