Sağlık

Normal mi, sezaryen mi?

Her hamilenin kafasında soru işareti oluşturan bu tartışmaya, anneler ve kadın doğum uzmanları kendi tanıklıklarıyla katıldı.

11 Temmuz 2008 03:00

Her hamilenin kafasında soru işareti oluşturan bu tartışmaya, anneler ve kadın doğum uzmanları kendi tanıklıklarıyla katıldı.

Hamile olduğunu öğrenmek, kadınlar için belki de hayatları boyunca alacakları en güzel haber ve tabiî sıkıntılı ve bol soru işaretli günlerin de başlangıcı aynı zamanda...

Özellikle, “Bebeğim sağlıklı doğacak mı?” sorusu, insanın aklının başköşesine gelir yerleşir. İlk birkaç ayın sonunda ise doğum anıyla ilgili korkular ortaya çıkıverir! Normal doğum mu yapmalı, yoksa son zamanlarda doğum yapan annelerin pek çoğu gibi sezaryen mi?

Biz her ne kadar bunun karar verebileceğimiz bir konu olduğunu düşünsek de, Op. Dr. Figen Taşer Güney, doğum şeklinin tercih yapılacak bir konu olmadığını söylüyor: “Doğum şekli, sanki tercih yapılabilecek bir konu gibi algılanıyor. Doğum fizyolojisi, tabii ki vajinal doğuma göre ayarlanmıştır! Tabiî, hedef anne ve bebeğin bu süreci problemsiz atlatmasıdır. İyi; ama madem sezaryen sadece gerekli görüldüğü zaman uygulanan bir yöntem, nasıl oluyor da özel hastanelerde doğum yapan Türk kadınlarının yüzde 90’ı, sezaryeni tercih edebiliyor? İşte bu nokta, normal doğum mu, sezaryen mi tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Kadının doğumda çekilecek ağrılardan korkması başta olmak üzere sezaryenin tercih edilmesinde pek çok sebep rol oynuyor. Konuştuğumuz bütün doktorlar, sezaryenin anne ve doktorun birlikte vermesi gereken bir karar olduğunu aktarırken, sezaryen sayısındaki bu artışın Türkiye’deki özel hastane sayısıyla doğru orantılı olduğu tespiti de yapılıyor.

HER İKİ DURUMUN DA RİSKLERİ VAR

Dr. Kağan Kocatepe’ye göre normal doğumla sezaryen yan yana konduğunda, şartları normal doğum için tümüyle uygun olan bir anne adayı veya bebeğin, normal doğumda aldığı riskler, sezaryene göre çok daha az. Sezaryen bir ameliyat olduğu için, anestezinin riskleri de olabiliyor. Öte yandan normal doğumun da bebek açısından riskleri var: Dr. Ali Tezel Erol bu riskleri şöyle sıralıyor: “Bebeğin doğum kanalındaki ilerleyişi kesintiye uğradığında, oksijensiz kalma nedeniyle ileriki yaşlarda etkileyecek zekâ ve motor fonksiyon bozuklukları oluşabilir. Bebeğin çıkarken zorlanması nedeniyle vakum kullanılması gerekebilir. Bebeğin çıkması sırasında omzunun takılması hayati sorunlara neden olabilir. Bu olasılıklara karşı ameliyat şartlarının hazır olması önemlidir.”

KARARI, DOKTORUNUZLA BİRLİKTE VERMELİSİNİZ

Gelişmiş ülkelerde sezaryen ancak gerektiği durumlarda kullanılıyor. Ağrısız, sancısız, 10- 15 dakika içinde doğum yapmak varken, 8-10 saat ağrı çekmek istemeyen anne adayları için sezaryen bir alternatif olarak sunulurken, normal doğum yapmış anneler ise, yaşadıklarının nasıl muhteşem bir duygu olduğunu anlata anlata bitiremiyor. Sezaryenden sonra yaşanan gaz sancıları, dikiş acıları ile ilgili hikâyeler de yine, sezaryene mesafeli durmak için uygun nedenlerden biri. Biz de anne olmaya hazırlanan anne adayları için bir “normal doğum mu, sezaryen mi?” araştırması hazırladık. Kadın doğum uzmanlarıyla, normal doğum yapmış ya da sezaryen uygulanmış annelerle konuştuk. Hepsini sizler için gözler önüne serdik. Kararı siz vereceksiniz; tabii doktorunuzla birlikte...

BENNU GEREDE, Fotoğrafçı, 37

"Dört çocuğumu da normal doğurdum"


Bence doğal yoldan şaşmamak gerekiyor. Ben dört çocuğumu da normal yolla doğurdum. Sezaryen, eskiden doğumda sorun olabilecek, komplikasyonları olanlar için uygulanırmış. Benim aklımın ucundan bile geçmedi sezaryen. Köyde kadınlar nasıl doğuruyorlardı? Evde doğum yapanlar, sezaryen mi yapmışlar? Benim ilk doğumum toplam dört saat sürdü. İkizlere hamileyken pelvik kemiğim ayrıldı, ama bu beni üçüncü çocuğum için korkutmadı! Ayrıca, sezaryenin de pek çok dezavantajı olabiliyor. Ameliyat sırasında idrar kesesi yırtılan arkadaşlarım oldu benim. Normal doğumdan sonra sorun yaşamaktan mı korkuyorsunuz? Açıkçası ben dört çocuğumu da normal yolla doğurdum ve hiçbir güçlük yaşamadım. Sezaryende o doğurma hissini asla hissedemezsiniz. Ben bayılıyorum o hisse! Genellikle vajinanın yapısı bozulacak, cinsellikten eskisi kadar zevk alınmayacak diye düşünüyor kadınlar; ama açıkçası ben daha fazla haz alıyorum! Amerika’da sezaryen bu kadar fazla uygulanmıyor, Türkiye’de ise, nedense herkesin işine geliyor! Bu çok yanlış!a

BURCU ATALAY TANKUT Reklam Fotoğrafçısı, 32

"Sezaryen yaptırmak isteyene saygı duyuyorum"

Doğanın kadınlara bahşetmiş olduğu ‘doğurmak’ eylemini hissederek yaşamak için normal doğumu tercih ettim. Hamileliğimin başından beri aklımdan hiç sezaryeni geçirmedim. Tıbbî olarak bir sebep yokken, neden ameliyat olayım ki? Heyecanla beklediğim doğumum hiç zor olmadı. Önceden belirlenen doğum tarihinden dört gün önce kasılmalarım başladı. Doğumum sekiz saat içinde gerçekleşti. Sancılar benim için ‘katlanılamaz’ boyutta olmadığından dolayı, epidural kullanılmadı. Doğum anı hayatta hiçbir zaman unutamayacağım anların başında geliyor. Bu, bir annenin unutamayacağı gerçekten çok özel bir duygu; ama sezaryen yaptırmak isteyene de saygı duyuyorum.

GÜLEN KOLDAFİ Müzisyen, 28

"Sancılar artınca epidural anesteziyi tercih ettim"


Hamileliğimin ikinci ayında, henüz nasıl bir doğum yapmak istediğimle ilgili hiçbir fikrim yoktu. O sıralarda bir haberde, bebeğimin sağlıklı doğması açısından normal doğumun önemli olduğunu okudum. Bir belgesel kanalında ise ‘Anne Karnında’ adlı belgeseli izledim. Orada normal doğumu gördüm. Bu iş, filmlerde gördüğümüz kadar zor bir iş değilmiş diye düşündüm ve sonra internet aracılığıyla izleyebildiğim kadar çok, normal ve sezaryen doğum izledim. Sezaryen doğum yöntemi, açıkçası bana çok korkunç geldi. Doğumum çok kolay geçti. Sancılarım artmaya başlayınca, epidural takılmasını tercih ettim. Yapabileceğim hiçbir iş kendi egomu bu kadar doyuramazdı.

Op. Dr. KA⁄AN KOCATEPE (Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı)

"Bizde sezaryen fazla"

Bazen “Avrupa’da sezaryen yasakmış’”, “Amerika’da zorla normal doğum yaptırıyorlarmış” gibi şeyler duyuyorum. Bunlar doğru değil! Sezaryen yasaklanamaz, ancak normal doğum da zorla yaptırılacak bir şey değil. Sezaryen oranlarının aşağı çekilmesinde temel amaç, anne adaylarını normal doğuma özendirmektir. Özel hekimler bu konuda devlet hastanesindekilerin aksine anne ve bebeğin sağlığından sorumlu tek doktor olduklarından, hassas davranmaktadırlar. Bu dünyanın her yerinde böyledir ancak bizde maalesef özel hastanelerde sezaryen oranları yüzde 90’larda. Böyle olması anormal bir durumdur.

NORMAL DOĞUM

Doğum ağrıları


— Adı üzerinde normal bir durum!
— Anne birkaç saat sonra ayağa kalkabilir ertesi gün hastaneden çıkabilir.
— Doğum ağrıları çekilir. Bu süreç 1 saatten başlayıp, 12 saate kadar çıkabilir.
— Bebeğin solunumu hemen başlar.
—Anne, bebeğiyle ilgilenmeye hemen başlayabilir. Sezaryende ise 4-5 saat fark eder
— Bebeğin doğum kanalında oksijensiz kalması riski vardır.
—Doğum kanalında ve yan bölgelerde kanamalara ve yırtıklara yol açabilir.

SEZARYEN

Bu bir ameliyat


— İkinci gün 6 saat sonra ayağa kalkılmakla birlikte, ağrılar 1 haftaya uzayabilir ve ameliyat yerinin tam iyileşmesi 1 seneyi bulur.
— Bir ameliyat olduğu için, normal doğuma göre riskleri fazladır.
— Komplikasyonlar annede hayati açıdan risk oluşturabilir.
— Kanama miktarının fazla olması, bağırsak tıkanmaları, enfeksiyon, ölüm, pıhtı atma riski sezaryende daha fazladır.
— Doğum ağrısı çekilmez.
—Ancak sonraki günlerinde gaz sancıları, dikiş yeri ağrıları yaşanır.
—Annenin bebeğiyle ilgilenmeye başlaması zaman alır.
—Doğum anında bebeği zorlamaz. 
— 2 – 3 saat sonra emzirebilir.

(BEBEĞİMLE EL ELE)