Gündem

Nihat Hatipoğlu: Harama yuvarlanmış olana 'kardeşim' demedikçe, ona fayda sağlayamayız

"Bu yazdıklarım kalbi mühürlenmiş insanlara fayda sağlamaz"

21 Aralık 2018 12:35

İlahiyatçı Nihat Hatipoğlu  Hz. Ömer ile bir tüccarın arasında geçen ve içkiyi konu alan bir hikâyeyi Sabah gazetesindeki köşesinde anlattı. Hatipoğlu "İçki içene de, kumara düşene de, harama yuvarlanmış olana kardeşim demedikçe, elimizi biraz kirlense de onu düştüğü çamurdan çıkarmak için uzatmadıkça fayda sağlayamayız" dedi. 

"Bu yazdıklarım elbette kalbi düşmanlık, nefret, kin ve önyargıya kilitlenmiş, kalbi mühürlenmiş insanlara fayda sağlamaz" ifadesini kullanan Hatipoğlu, "İçki içen kardeşim" başlığıyla (21 Aralık 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümünde şunları kaydetti:

...Zaman Hz. Ömer'in halifeliği günleri. Şam'da oturan aklı başında bir tüccar zaman zaman Medine'ye gelir ve her gelişinde de Hz. Ömer'e uğrardı. Bir müddet sonra Hz. Ömer'le dost oldular. Sonra uzun bir süre gelmez, uğramaz oldu.
Hz. Ömer, bir gün Şam'dan gelen tüccarlara o dostunu sordu. Nerede, ne yapar, neden buralara gelmez diye? Oradakiler derler ki, efendim o adam 'içkiye daldı' şaraphaneye takılır oldu.
Hz. Ömer bu haberden haylice rahatsız olur. O arkadaşının bu günahıyla giderse ahirette uğrayacağı azabı düşünür ve ona hemen şu mektubu yazar.
"Müminlerin Emiri Ömer bin el-Hattab'dan falanca kişiye. Duydum ki içkiye müptela olmuşsun. Bu derde düşmüşsün. Bunun her kötülüğün anası olduğunu unutmuşsun. Tevbeleri kabul eden tek Rabbe hamdederim. Ve seni de günahından bir an tevbeye davet ederim kardeşim. Dönüş ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'adır.
Bu mektubu yazıp yanındaki tüccarlara veren Hz. Ömer şöyle dedi: Bunu götürün o kardeşimize teslim edin. Sonra Hz. Ömer orada hazır bulunanlara döndü ve şöyle dedi: Bu kardeşinize dua edin ki, Allah onu bu kötü alışkanlığından kurtarsın.
Mektup Şam'daki bu adama ulaştı. Adam mektubu okuyunca duygulandı ve ağladı. "Medine'deki Devlet Başkanı beni hatırlamış. Bana kardeşim demiş ve bana dua etmiş" dedi ve tevbe etti. Bir daha içki içmedi.

***

Bu yazdıklarım elbette kalbi düşmanlık, nefret, kin ve önyargıya kilitlenmiş, kalbi mühürlenmiş insanlara fayda sağlamaz. Öyle insanlar var ki, kendileri dışındaki herkesi günahkâr, cehennem odunu ve cahil zanneder. Kendini de Allah'ın özel kulu mertebesine koyar. İşte şeytanın kendilerine amellerini hoş gösterdikleri bu tür insanlardır.
***
Biz içki içene de, kumara düşene de, harama yuvarlanmış olana kardeşim demedikçe, elimizi biraz kirlense de onu düştüğü çamurdan çıkarmak için uzatmadıkça fayda sağlayamayız. Kalpleri dönüştüremeyiz.

Yazının tamamı için tıklayın