03 Ağustos 2024 17:19
İran'ın başkenti Tahran’da Hamas lideri İsmail Haniye'nin öldürülmesi ve İran-İsrail çatışması Ortadoğu'da büyük savaş beklentisi doğururken, İsrail’de Binyamin Netanyahu’ya da tepkiler giderek yükseliyor. İsrail medyasında Haniye suikastı sonrası olası savaş sonuçları tartışılırken Netanyahu, “topyekun bölgesel savaşı ateşlemekle” suçlanıyor. Eski Başbakanlık Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcılığı ve eski Dışişleri Bakanlığı Politika Planlama Başkanı Eran Etzion, Başbakan Netanyahu’nun İran’ı doğrudan savaşın içine çekmeye zorladığını belirterek, “Şunu en keskin şekilde söyleyelim; mevcut bağlamda ve zamanlamada bölgesel bir savaşta İsrail kazanamayacaktır. Hiçbir koşulda. İsrail, tüm düşmanlarından çok daha savunmasızdır” dedi.
Haniye suikastı sonrası İran ve müttefiklerinin İsrail’e karşı kapsamlı saldırı başlatılacağına yönelik haberler sonrası önlem amacıyla Ortadoğu’nun birçok ülkesine uçak seferleri iptal edilirken, İsrail'in saldırıları da bölgede devam etti. Son olarak İsrail'in, Hizbullah'ın üst düzey askeri komutanı Fuad Şükrü’nün Beyrut'un bir banliyösünde düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğünü açıklaması gerginliği arttırdı. Bu kapsamda İran’ın savaş kabinesi ile İran tarafından finanse edilen ve silahlandırılan vekil güçlerden oluşan grupların yöneticileri, İsrail'e nasıl bir misilleme ile karşılık konusunu görüşmek üzere Tahran’da bir araya geldi.
İran'ın dini lideri Ali Hamaney’in, İsrail’e kapsamlı saldırı için yönetime talimat verdiği ajanslara düşerken iki aşamalı bir saldırı planı konusunda İran, Irak, Yemen ve Suriye’deki askeri gruplarının kendi aralarında istişare yaptığı bildirildi. İddiaya göre, ortak silahlı grupların katılımı ile İsrail’deki askeri hedefleri vurularak ilk müdahaleye öncülük edilecek. Bunu Hizbullah'tan gelecek ikinci bir saldırı dalgası izleyecek. Saldırı kapsamında ABD’nin hareketleri yakından izlenip bu kapsamda hareket edilecek. ABD’nin İsrail’e aktif destek vermesi halinde Irak ve Suriye’deki güçlerine yönelik saldırılar geliştirilebilecek.
Haniye suikastı ve sonrasında yaşanan gelişmeler İsrail medyasında enine boyuna tartışılıyor. Başbakan Netanyahu’nun ülkeyi savaşa sürüklediği ve bölgesel bir savaşı tetiklediğine yönelik içerden eleştiri ve tepkilerin giderek artması dikkat çekiyor. Netanyahu’nun ABD’ye güvenerek İran’ı savaşa çekmeye çalıştığı, bunun da ülkeyi ateşin içine atma ile eş anlamlı olduğu ileri sürüldü. Netanyahu’yu eleştirenler arasında yakın zamanda devletin en yüksek ve önemli kademelerinde görev alan siyasiler de var. Bunlar arasında eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Eran Etzion dikkat çekiyor.
Netanyahu’nun bugüne kadar yaptıkları ve yapacaklarını maddeler halinde aktaran Etzion, Netanyahu’nun ülkeyi tehlikeli bir uçurumun kenarına getirdiğini ileri sürdü. Etzion, İsrail-İran savaşı ve sonrasında yaşanacaklara ilişkin 18 maddeden oluşan tespitlerini şöyle sıraladı:
Hükümet, mesihlerden, kaçaklardan, yozlaşmışlardan, korkaklardan ve oportünistlerden oluşan çeşitli bir bileşime sahip, kişiliksizlerden oluşan bir topluluktan oluşuyor. Karar alma mekanizmaları felce uğramıştır ve işlevsizdir. Kapı bekçileri caydırıldı ve zayıflatıldı.
Husilerin, Hizbullah'ın, Lübnan'ın ve elbette İran'ın hazmetme kapasitesi İsrail'inkinden çok daha fazladır. Toprakları ve nüfusu küçük, modern. Batılı, kazanamadığı 300 günlük bir savaşa boğazına kadar batmış bir ülke, Hamas'tan daha güçlü düşmanlarla daha kapsamlı bir savaş başlatmamalıdır. Tüm dostlarının kendisinden savaşı durdurmasını, rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes konusunda anlaşmaya varmasını talep ettiği bir ülke, bu önerileri küçümseyerek reddetmemeli, silah sevkiyatı, veto şeklinde ezici bir destek beklememelidir. BM'de ve savaşın İsrail'in lehine koşullar altında durdurulması, bu olmayacak.
Ekonomisi 1973'ten bu yana en kötü krizle karşı karşıya olan bir ülke, riskleri artırmamalı ve ekonomiye dayanılmaz derecede ağır bir yük daha yüklememelidir. Yedek kuvvetleri yıpranmış, düzenli ordusu zarar görmüş bir ülkenin, onu iyi şartlarda bitirmeden daha zorlu bir savaşa göndermemesi gerekir.
Ve tabi ki, nüfusun yalnızca çok belirli bir kısmının yükü taşıdığı ve bu kısmın çoğunlukla hükümette temsil edilmediği bir ülke; o kesimin yükünü artıran, temsil ettiği kesimlerin kaçmasına ve hareketsizliğine izin vermeye devam eden bir hükümet; kamusal meşruiyeti olmayan, yüzde 70 ve daha fazlasının rezalet içinde istifasını talep ettiği, kurulduğu günden bu yana beceriksizliğini ve görevi kötüye kullandığını gösteren bir hükümet, savaşı büyütemez.
Gerçek şu ki hiçbirinin bir cevabı yok, hatta bir cevabın sınırı bile yok. İsrail, İran'ı tek başına ‘alt edemez.’ Sayıca bizden çok daha fazla. Bu, teorik olarak değil, pratik olarak ABD'den bile daha büyük, bakın İsrail, Hizbullah'ı bile "üstesinden getiremedi" ve daha da kötüsü, ABD şu anki zayıf haliyle ve bu durumdayken güvenilir bir şekilde "tehdidi ortadan kaldıramadı". Rusya ve Çin ile ilişkilerinin bozulması nedeniyle İsrail'in bu savaşı kapatması çok zor olacaktır. Sadece İran'ın rızasına değil -ki bunun elbette ağır bir bedeli olacak- aynı zamanda Rusya ve Çin'in de rızasına ihtiyacı olacak ve bu iki gücün kampanyayı kısaltmakla hiçbir ilgisi yok. Aksine petrol fiyatlarındaki artıştan ve bunun seçimler üzerinde beklenen etkisinden (Çin değil, İran ve Rusya) faydalanan, "İsrail'i dizginlemeye bile muktedir olmayan" ABD'nin dar görüşlülüğünü açığa çıkararak bunu genişletmekte çıkarları var. ABD'de ve genel olarak dengeler daha da kötüye gidiyor Küresel güç onların yönünde.
Bu, İsrail'in daha önce hiç yaşamadığı yoğunlukta, çok uzun aylar süren bir savaşa sürüklenebileceği anlamına geliyor.
Netanyahu’nun savaş politikası İsrail’de her kesim arasında kapsamlı tartışılması dikkat çekiyor. Sosyal medyada paylaşım yapan çok sayıda İsrailli, Netanyahu’yu İran’a karşı ‘proaktif bir savaş’ yürütmekle suçluyor.
İsrail’deki Kaan 11 TV ise Başbakanlığa yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde, Netanyahu’nun, Savunma Bakanı'nı Yoav Galant’I ABD'den döndükten hemen sonra görevden planladığını ancak Beyrut ve Tahran'da yaşanan suikastlar nedeniyle planını geciktirdiğini ileri sürdü. Haberde, Netanyahu’nun, emirlerini yerine getirecek ve itiraz etmeyecek yeni bir üst düzey güvenlik kadrosu oluşturmak amacıyla Genelkurmay Başkanı ve yurt içi gizli servisi Şin Bet’in başkanını da görevden almayı düşündüğü öne sürüldü.
© Tüm hakları saklıdır.