Gökçeada'nın 6 mil açığında oltayla avlanan balıkçı Uğur Özdemir, ilk defa gördüğü 8 balinanın görüntülerini İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı'na (TÜDAV) gönderdi. Uzmanlar görüntülerde yer alan canlıların yalancı katil balinalar olduğunu tespit etti.
Bunun üzerine İÜ Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Ayhan Dede, Doç. Dr. Arda M. Tonay, Doç. Dr. Onur Gönülal ve Dr. Ayaka Amaha Öztürk, bilimsel adı 'Pseudorca crassidens' olan yalancı katil balinaların 25 yıl sonra ilk defa Türkiye kıyılarında görüldüğünü, yazdıkları bilimsel makaleyle dünyaya duyurdu.
İÜ Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Arda M. Tonay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada 89 adet balina ve yunus türü olduğunu ve bunlardan sadece katil balinaların diğer deniz memelilerini yediğini, yalancı katil balinalarının ise çok nadiren bunu yaptığını söyledi.
Tropik sularda yaşıyorlar
Bu türün isminin 1800 yıllarda konulduğunu belirten Tonay, "O dönemdeki bilim insanları kafatasları katil balinalara çok benzediği için bu türe 'yalancı katil balina' ismini vermişler" diye konuştu.
Tonay, yalancı katil balinaların genellikle ılıman ve tropik denizlerdeki derin sularda yaşadığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Yalancı katil balinaların son 30 yıldır tüm Akdeniz'de kaydı 20 taneden daha azdır. Ege Denizi'nde ise son 25 yıldır ve Kuzey Ege'de ilk defa yalancı katil balinalar kayıt altına alındı. Ege’nin en derin noktalarından biri Gökçeada’da, dolayısıyla derin suları seven türlerin bu bölgeyi ziyaret etmesi çok normal. Geçen hafta aynı türe ait bir grup İsrail ve Lübnan’da görüldü. Akdeniz’in biyoçeşitliliği açısından heyecan verici kayıtlar bunlar."
Bu tip kayıtları denizcilerin ve balıkçıların kendilerine ulaştırmasının son derece önemli olduğunun altını çizen Tonay, "Bu hayvanlar nesli tehlike altında ve tamamen zararsız türler. Türkiye denizlerinde bazıları nadir de olsa 13 balina ve yunus türü gözlenebilir. Bu tip deniz memelisi gözlemleri, türlerin dağılımlarını anlamamız ve dolayısıyla koruma çalışmaları için çok önemli veri kaynaklarıdır" değerlendirmesini yaptı.