Yaşam

Neşet Ertaş hayatını kaybetti

Ünlü sanatçı Neşet Ertaş tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti

25 Eylül 2012 12:54

İzmir’de bir haftadır hastanede tedavi gören halk ozanı Neşet Ertaş 74 yaşında hayatını kaybetti.

Neşet Ertaş - Yalan dünya

Neşet Ertaş - Evvelim sen oldun

İzmir’de özel bir hastanenin onkoloji servisinde 15 gündür kanser tedavisi gören Türk halk müziğinin usta sesi Neşet Ertaş, dün yoğun bakıma kaldırılarak makinaya bağlanmıştı. Önceki hafta rahatsızlanarak yakınları tarafından Medical Park İzmir Hastanesi'ne kaldırılan ve onkoloji servisinde tedavi altına alınan, dün ise “primer hastalığı” yoğun bakım servisine kaldırılan Ertaş, bugün hayatını kaybetti.

 

Kırşehir'de defnedilecek

 

Neşet Ertaş'ın ağabeyi Necati Ertaş ve oğlu Hüseyin Ertaş, Ertaş'ın cenazesinin memleketi Kırşehir'de babasının mezarının yanına defnedileceğini açıkladı. Oğul Ertaş, "Acımız daha taze. Haberi yeni aldık. Türkiye'ye mal olmuş biri. Bizim de babamız. Türkiye'nin de abisi babası" dedi.

 

'Merak etmeyin, iyiyim' demişti

 

Neşet Ertaş, geçtiğimiz hafta öldüğüne dair haberlerin çıkması üzerine sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan açıklama yapmıştı. Ertaş, hayranlarına "Merak etmeyin, iyiyim" diye seslenmişti.

 

Hastaneden açıklama

 

Neşet Ertaş'ın hayatını kaybettiği Medical Park İzmir Hastanesi'nden bir açıklama yapıldı:

Türk Halk Müziğinin usta ismi Neşet Ertaş, bu sabah tedavi gördüğü Medical Park İzmir Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu.

Medical Park İzmir Hastanesi Onkoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uğur Yılmaz, “Sayın Neşet Ertaş, hastanemize iki hafta önce genel sağlık durumunda oluşan problemler nedeniyle yatırılmıştır. Kendisi zaten iki yıldır bir hastalık sebebiyle takip edilmekteydi. Gereken tedaviler yapıldı ancak durumunda iyileşme olmamasından ötürü Pazar günü yoğun bakıma alındı. Maalesef tüm tedavilere rağmen bu sabah saat 08.45’te kaybettik. Değerli ozanımızı kaybettiğimiz için üzgünüz” diye konuştu.

İki yıldır kanser tedavisi gören usta sanatçı, 15 gün önce Medical Park İzmir Hastanesi Onkoloji Servisi’nde tedavi altına alınmıştı. Primer hastalığına bağlı ikincil şikayetlerin tedavisi sırasında iki gün önce yoğun bakıma kaldırılmıştı. Durumu sabah saatlerinde giderek ağırlaşan ünlü ozan, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

 

Neşet Ertaş kimdir?


Babası saz ustası Muharrem Ertaş, annesi Döne hanımdır. Annesinin ölümünden sonra babası ve kardeşleriyle birlikte sonra köyüne yerleşmişlerdir ve çocukluğu bu köyde geçti. Ertaş, ilkokula gittiği yıllarda önce keman, sonra da bağlama çalmayı öğrendi. Babası Muharrem Ertaş ile birlikte yörenin düğünlerinde sazı ile çalıp sesi ile türküler söylemeye başladı. Ertaş, etkilendiği tek kişinin babası Muharrem Ertaş olduğunu söyler. Kendi ifadesi ile bunu şu şekilde ifade eder; "Babamla ben aynı ruhun insanlarıyız."

Neşet Ertaş, 1950'li yılların sonunda İstanbul'a gelerek ilk plağını "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" adı ile babası Muharrem Ertaş'a ait bir türküyle çıkardı. Halk tarafından çok beğenilen bu plağı ardından diğer plak, kaset ve halk konserleri takip etti. Daha sonra Neşet Ertaş Ankara'ya yerleşir. Burada yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin daveti üzerine Almanya'ya gitti. Çocuklarının eğitimi ve sanatsal çalışmalarından dolayı uzun bir süre Almanya'da kalan sanatçı, 2000 yılında İstanbul'da verdiği konserle sahne hayatına geri döndü.

Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' ünvanını; "O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdatlarımız adına aldım." diyerek geri çevirdi. Fakat halk büyük destek vermiş ve Neşet Ertaş adeta yaşayan bir efsane oldu. Unesco tarafından yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü.