Kültür-Sanat

Neriman Polat ve Mürüvvet Türkyılmaz sergileri Depo'da!

Ahu Antmen, Neriman Polat’ın Ev Nöbeti ve Mürüvvet Türkyılmaz’ın bilinmeyen bölge, sergileri hakkında bir söyleşi gerçekleştirecek

31 Ocak 2014 20:33

Ahu Antmen, uzun zaman sonra Depo’da sergi açan iki isim Neriman Polat ve Mürüvvet Türkyılmaz ile söyleşi yapacak.6 Şubat Perşembe günü 18.30’da gerçekleşecek olan söyleşide, Neriman Polat’ın Ev Nöbeti ve Mürüvvet Türkyılmaz’ın ''Bilinmeyen Bölge'' gittiği yere kadar başlığıyla Depo’nun ayrı katlarında, eşzamanlı açtıkları kişisel sergileri hakkında konuşulacak.

Kuşak birlikteliğinin anlamı, toplumsal ve bireysel düzeyde sanatsal pratikleri şekillendiren etkenler ve Türkiye sanat ortamında kadın kimliğiyle sanat üretmenin olanakları ve sınırları, söyleşinin değinmeyi amaçladığı konular arasında.

Üretimlerine 90'lı yılların ortalarında başlamış, sanatsal rotaları ve tavırları sıklıkla kesişmiş, aynı kuşaktan iki kadın sanatçının, Neriman Polat ve Mürüvvet Türkyılmaz'ın bağımsız kişisel sergileri Depo’da ziyaret edilebilecek. Neriman Polat ‘’Ev Nöbeti’’ isimli sergisinde yer alan çalışmalarında kadınların varoluş mücadelesini, toplumsal çelişkileri, baskıları, aileyi, yaşamı ve ölümü sorgularken, tüm bu kavramların çıkmazlarına bir kez daha dikkat çekiyor.

Fotoğraf, video, yerleştirme gibi farklı disiplinlerden işlerin bir araya geldiği sergi ismini, mezar taşı çağrışımlı "Ev Nöbeti" adlı çalışmadan alıyor. "Ev Nöbeti", "kutsal aile"ye ve onun simgesel yapısı "ev"e olan bağlılığı ölümcül bir nöbet olarak tarifleniyor. Serginin kahramanları kendisiyle hesaplaşan, ölüm meleği olmuş, kendi kendinin güvenlik görevlisi olmuş ya da evi terk eden direnişçi kadınlar... Sergi evin içindeki ve dışardaki tekinsizliğe, güvensizliğe, aidiyet hissinin parçalanmasına odaklanıyor. Cinnet, paranoya, şiddet, güvensizlik ve ölüm temaları etrafında rahatsız edici bir tavırla dolaşan işler, mücadele ve çıkış yoluna dair de etkili işaretler veriyor.

Mürüvvet Türkyılmaz'ın eserleri hafızanın gücünden beslenerek gündelik hayatta karşımıza çıkan basit nesneleri cisimleşmiş şiirlere dönüştürüyor. Toplumsal dikotomilerin sınırlarını, üstümüzde yer etmiş tanımları öz yaşam öyküsünden alıntıladığı anlarla sorgulayan eserlerinde, sanatçı bireysel hafıza ile kolektif hafızanın kesiştiği noktaları araştırıyor.

Sanatçının geliştirdiği ve üretiminde önemli bir yeri olan yazı-çizim dili ise aynı zamanda performatif bir süreç; bilinç akışıyla yazmaya başladığı yazılar, performansın sonunda bir desen olarak karşımıza çıkıyor. bilinmeyen bölge, gittiği yere kadar, Türkyılmaz'ın son on yıldaki üretiminden parçaları bir araya getiren geniş kapsamlı bir sergi. Sanatçı, izleyiciyi içine çeken ve kendiyle yüzleşmeye davet eden bir ağ gibi dokunmuş çalışmalarında çocuk, oyun, yetişkin, aile, gündelik hayat, ölüm, travma tanımları ve bu tanımların bugün hızla dönüşen çok boyutluluğuyla yüzleşiyor. Son dönem yazı-çizim çalışmalarına zemin olarak seçtiği malzemenin şeffaf ve hafif oluşu da sergiyi besleyen fikirlerden yaşamak, düşünmek, üretmek için yeni bir yüzey arayışı ile örtüşüyor. Serginin yerleşimi, ortak veya özel alanlara, yanyanalıklara veya mesafelere, sanal veya fiziki yörüngede kaybolmalara göndermeler yapıyor. Çocukların kıtalarında ve duygu haritalarında gezinmenin toplumsal kaygılara şifa olacağına inanan Türkyılmaz, bu sergide oğlu ve kendi aile ağacı ile ilişkilerine dair ipuçları verirken kişisizleşme süreçlerini de araştırıyor.

Sergiler 16 Şubat tarihine kadar Depo’da ziyaret edilebilir.