Kültür-Sanat

'Bir bakmışsınız benim cenazemde başka sanatçılarla röportaj yapmışsınız'

Duayen tiyatro sanatçısı Nejat Uygur 86 yaşında hayata veda etti. Usta tiyatrocunun oğlu Behzat Uygur, 'bundan sonra ölümsüzdür Nejat Uygur' dedi

19 Kasım 2013 13:29

Türk tiyatrosunun dev isimlerinden Nejat Uygur, 86 yaşında hayata veda etti. 10 Eylül 2007'de beyin damarlarında yaşadığı tıkanıklık nedeniyle vücudunun sol kısmı felç olan ve o tarihten itibaren tedavi gören usta tiyatro sanatçısının, dün akşam19.50'de yaşamını yitirdiği açıklandı. Uygur, tiyatro sanatçısı İsmail Hakkı Şen'in cenaze töreninde verdiği bir röportajında, "bir bakmışsınız benim cenazemde başka sanatçılarla röportaj yapmışsınız. Gün gelecek bütün tiyatro sanatçıları İsmail Hakkı Şen gibi, benim gibi ölecek. Tiyatro perdesi üstümüze üstümüze yıkılacak. Hatta seyirci üzülmesin. Ben ve benim arkadaşlarım, onların kederini alıp götürecek. Onlara sadece gülmek kalacak" demişti.

 

'Nejat Uygur artık ölümsüzdür'

 

Geçen hafta kaldırıldığı hastanede vefat eden Nejat Uygur'un oğlu Behzat Uygur, cenazenin Çarşamba günü Teşvikiye Camii'den kaldırılarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na defenedileceğini söyledi. Behzat Uygur babası için "O herkesin babası. Herkesi akrabam gibi görüyorum, seyirci olarak değil. Annem kocasını kaybetti. Sevenleri Nejat Uygur’u kaybetti. Biz babamızı kaybettik. Bundan sonra yaptığı herşeyle hatırlanacaktır. Bundan sonra ölümsüzdür Nejat Uygur. Başımız sağolsun." dedi.

 

Nejat Uygur kimdir?

 

Öğretmen bir anne ve subay bir babanın üç çocuğundan ortancası olan ve 1927'de Kilis'te dünyaya gelen Nejat Uygur, öğrencilik yıllarında tiyatroya başlamıştı.

Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’ndeki eğitimi yarıda bırakarak tiyatroya ağırlık veren sanatçı, kendi adıyla anılan tiyatrosunu 1949 yılında kurmuştu. ‘Hastane mi Kestane mi’, ‘Minti Minti’, ‘Aman Özal Duymasın’, ‘Cibali Karakolu’, Kaynanatör’, ‘Sizinki Can da Bizimki Patlıcan mı’ gibi sosyal taşlamalarla bezeli oyunları özellikle 80’li ve 90’lı yıllar boyunca kapalı gişe oynamış, ülkenin dört bir yanında büyük ilgi görmüştü. 40’lı yıllarda Sarıyer Halkevi’nde boks yapan Uygur, atletizm, su topu ve binicilik gibi sporlarda da oldukça başarılıydı. 

Uygur, önemli tiyatro eserlerinin yanı sıra başta Cafer Bey serisi olmak üzere önemli sinema filmlerine de imza attı. Uygur, son yıllarda Beyaz Melek ve Vizontele Tuuba filmleriyle beyaz perdede yer almıştı.

Nejat Uygur, 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen 'Devlet Sanatçısı' unvanını aldı.  Nejat Uygur, kariyeri boyunca Altın Kelebek Televizyon Yıldızları yarışmasında Tiyatroya Destek Ödülü, Kemal Sunal Kültür Sanat Ödülü, Avni Dilligil Tiyatro Ödülü'ne layık görüldü.

 

'Mirasım kahkaha'

 

Nejat Uygur, tiyatro sanatçısı İsmail Hakkı Şen'in cenaze töreninde verdiği bir röportajında, "Bir bakmışsınız benim cenazemde başka sanatçılarla röportaj yapmışsınız. Gün gelecek bütün tiyatro sanatçıları İsmail Hakkı Şen gibi, benim gibi ölecek. Tiyatro perdesi üstümüze üstümüze yıkılacak. Hatta seyirci üzülmesin. Ben ve benim arkadaşlarım, onların kederini alıp götürecek. Onlara sadece gülmek kalacak" demişti.

Ünlü sanatçı aynı yıl verdiği bir başka röportajında, "Askerler cephede ölüyor, benimki de sahnede oyun oynarken olursa mutlu olurum. Ölüm beni hiç korkutmuyor. Yaratan Allah yarattığı gibi günü geldiğinde alacak. Bir gün tiyatronun ışıkları sönecek, zil sesleri susacak ve tiyatro perdesi sonsuza kadar üzerime kapanacak. İşte o zaman giderken tüm üzüntüleriniz yanımda götürerek size sadece kahkaları bırakacağım" diye konuşmuştu.