Facebook’un metaverse adlı büyük yatırımını tanıtmasıyla bu yeni teknoloji bir anda gündem oldu. Peki nedir bu metaverse?
Uzun bir gündü. Tüm sabahınızı bir toplantı odasından diğerine koşarak geçirdiniz; aralarda o akşam gideceğiniz bir konser hakkında iş arkadaşlarınızla konuşmak için dinlenme odasında beşer dakikalık molalar verdiniz. İşten sonra mekanda buluştunuz. En sevdiğiniz pop grubunun canlı performansını izlemenin heyecanını yaşadınız. Konser bittikten sonra bir tişört aldınız ve eski erkek arkadaşınızı orada gördüğünüzü unutmaya çalıştınız. Kulağa sıradan bir gün gibi gelebilir. Peki farkı nerede? Bunların hepsini evinizden dışarıya adımınızı atmadan yaptınız. Öyleyse metaverse'e hoş geldiniz.
Nedir bu metaverse?
Metaverse'in tek bir oluşturucusu, bir sahibi veya bir tanımı yok. Genel hatlarıyla, World Wide Web'e (WWW) benzer bir dijital gerçeklik alanı olarak tanımlanabilir. Ancak sosyal medyayı, artırılmış gerçeklik, çevrimiçi oyun ve kripto para birimlerinin özellikleriyle birleştirdiğimizde, kullanıcıların sanal olarak hareket etmelerine ve etkileşimde bulunmalarına olanak tanıyan bir konsept ortaya çıkıyor. Bu konsept henüz emekleme aşamasında olsa da, potansiyeli çok büyük.
Teknoloji firması NVIDIA'nın CEO'su Jensen Hang, "Bu noktada […] metaverse'in mevcut ekonomimizden daha büyük yeni bir ekonomi olacağından eminim" diyor. Metaverse'e yaptığı yatırımlarla bazılarının, bu yeni teknolojinin bir gün Apple'dan daha fazla büyüyeceğini tahmin etmesine neden olan şirket NVIDIA, metaverse çılgınlığından kendine pay çıkarmaya çalışan birçok şirketten sadece biri. Epic Games, Microsoft ve diğer bazı büyük şirketler kendi girişimlerini başlattı bile. Facebook yıllardır metaverse için sanal gerçekliğe yatırım yapıyor. Şirketin CEO'su Mark Zuckerberg, insanların bir gün Facebook'u sosyal medya şirketi olarak tanımlamak yerine bir metaverse şirketi olarak düşünmelerini beklediğini belirtti. Geçen hafta Facebook Avrupa'daki büyük metaverse girişiminin duyurusunu yaptı.
Her şeyi bir araya getirmek
Mark Zuckerberg, Temmuz ayında teknoloji blogu The Verge'e şu anda interneti dolduran standart "iki boyutlu" web sayfalarıyla, metaverse fikrini karşılaştırırken, "Sadece içeriği görüntülemiyorsunuz, içindesiniz" tanımını yaptı. İster sosyal medya ister sanal gerçeklik olsun, ister çevrimiçi oyun veya kripto para birimi alanı olsun, metaverse'in içerdiği alanlar zaten yıllardır hayatımızda var. Second Life, Fortnite, Minecraft ve Roblox gibi etkileşimli oyunların hepsinde metaverse unsurları halihazırda bulunuyor. Burada kullanıcılar ortak çalışabiliyor ve iş birliği yapabiliyor, etkinliklere katılabiliyor ve sanal ürün ve hizmetler için gerçek dünyadan para alışverişi yapabiliyor.
Ancak şimdiye kadar, bu dünyalar büyük ölçüde kendi kendine yeten yerler olarak biliniyordu. Metaverse vizyonerleri ise kişinin bu farklı dijital dünya türleri arasında sorunsuz bir şekilde hareket edebileceği sanal bir evren öngörüyor. Kullanıcılar, dijital bir avatar biçiminde aynı sanal kimliğini koruyabilir. Hatta bir dünyada sahip oldukları sermayeleri başka bir dünyada da aynı değeri taşıyabilir. Zira herkes evrensel olarak kabul edilen bir dijital para birimiyle ödeme yapabilir.
Kripto para meselesi
Bu sermaye meselesi özellikle kripto para birimleri için ilgi çekici. Kripto para birimleri, kısmen metaverse'de önemli rol oynayabilecek bir teknoloji olan "değiş-tokuş edilemeyen tokenler" (NFT'ler) hakkında artan kamuoyu bilinci nedeniyle bu yıl bir sıçrama yaşadı. NFT, sanal koleksiyoncularının kullandığı bir araç olarak az çok işlev gören bir tür dijital varlık. Bir fotoğraf kolajının JPG dosyası olan bir NFT, bu yılın başlarında 69 milyon dolara satıldığında manşetleri süslemişti. Bu ayın başlarında, moda tasarımcıları Dolce & Gabbana, dijital avatarlar tarafından giyilmesi amaçlanan bazı öğelerin bulunduğu NFT'ler biçiminde bir giyim koleksiyonunu tanıttı. Halihazırda var olan bazı sanal dünyalarda, kullanıcılar dijital gayrimenkul ve mülkün NFT'lerini satın almak için şimdiden yüz binlerce dolar kripto para ödüyor. Sanat simsarı Sotheby's, Londra galerilerinin bir kopyasını oluşturmak için kullandığı kendi dijital gayrimenkul yığınını kısa süre önce elde etti. Daha sonra da bu galerilerde sanal bir sergi düzenledi. Çoğu NFT işlemi, Bitcoin'den sonra ikinci en büyük kripto para birimi olan Ether'i barındıran bir ağ olan Ethereum'un blok zincirine kaydediliyor. NFT'ler ve Ethereum, metaverse'in yapısal omurgası olmak için sağlam bir konumda. Böyle bir hareket, kripto paraların halk arasında alımını hızlandırarak, bir ödeme şekli olarak kriptoyu meşrulaştırabilir.
Pandeminin etkisi
Metaverse'in tam olarak işlevsel olması için muhtemelen daha onlarca yıl var. Özellikle artırılmış gerçeklik alanındaki kilit teknolojiler, henüz ana akım haline gelmedi ve metaverse tabanı da bir dizi yasal sorunu içinde barındırıyor. Böyle bir şeyi yaratmak şirketler arasında bir dereceye kadar teknik iş birliği gerektirecek ve bu da gerçeklikten biraz uzak bir tablo. Ancak bu konuda çabalar var ve Covid-19 pandemisi metaverse'in büyümesini hızlandırdı. Pandeminin milyonlarca insanı evden çalışmaya teşvik etmesiyle, küresel dijitalleştirme çabaları büyük bir ivme kazandı ve bazı yönlerden Slack veya Microsoft Teams gibi dijital iletişim platformları, insanları metaverse'in çekirdeğini oluşturan kavramlara alıştırdı.
Birçok şirket, evden çalışan çalışanlar için ofisteki çalışan etkileşimini dijital olarak kopyalamaya çalışıyor. Örneğin DW, evden çalışanlar için, iş arkadaşları arasında gündelik sohbeti teşvik etmeye yarayan "mola odası" ve "koridor" adı verilen resmi sohbet odaları kullanıyor. Bloomberg Intelligence'ın Temmuz ayındaki tahminine göre, henüz yeni bir girişim olan metaverse, 2024 gibi erken bir tarihte 800 milyar dolarlık bir pazara dönüşebilir.
Kristie Pladson
© Deutsche Welle Türkçe