Posta yazarı Nedim Şener, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından BBP kurucusu ve ilk genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazası sonucu ölümünde 'FETÖ/PDY' şüphesine dikkati çekti. Şener, "Cinayetin iki boyutu var. Birincisi, helikopterin düşüş nedeni. Sabotaj mı kaza mı? Bu konu aydınlığa kavuşmalı. İkinci boyutu ise helikopter düştükten sonra yaşananlar. İşte bu aşaması tam bir cinayet hem de FETÖ’cülerin içinde yer aldığı bir cinayet. Saat saat anlatayım, tarih 25 Mart 2009" diye yazdı.
Nedim Şener'in "FETÖ'nün Yazıcıoğlu cinayeti" başlığıyla yayımlanan (19 Ağustos 2016) yazısı şöyle:
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu cinayetinin iki boyutu var. Birincisi, helikopterin düşüş nedeni. Sabotaj mı kaza mı? Bu konu aydınlığa kavuşmalı. İkinci boyutu ise helikopter düştükten sonra yaşananlar. İşte bu aşaması tam bir cinayet hem de FETÖ’cülerin içinde yer aldığı bir cinayet. Saat saat anlatayım, tarih 25 Mart 2009.
SAAT 13.10: Yazıcıoğlu miting için helikopterle Sivas’tan Kahramanmaraş’a geldi.
SAAT 14.30: Yazıcoğlu ve beraberindekileri taşıyan helikopter Kahramanmaraş’tan Yozgat’a gitmek için havalandı.
SAAT 15.30: Helikopter Yozgat’a ulaşmayınca alarm durumuna geçildi. Arama çalışmaları başladı.
SAAT 17.40: Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Dursun Özmen, Kayseri dahil bölge illerine “BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopterin K.Maraş Göksun İlçesi, Ömer Köyü Kazmadere Mevkiinde bulunduğunu, Yazıcıoğlu’nun sağ ve ayağının kırık, diğer kişilerin de yaralı olarak Göksun Hastanesi’ne getirilmekte olduklarına dair” bir bilgi notu gönderdi.
Kayseri Emniyet Müdürü Orhan Özdemir notu Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’ye verdi. O da bunu BBP Genel Sekreteri ile paylaştı.
Böylece Kayseri Valiliği’ne atıfla Yazıcıoğlu’nun sağ olarak bulunduğu kamuoyuna açıklandı.
Üç gün sonra bulundu
Yazıcıoğlu ve gazeteci İsmail Güneş’in de aralarında bulunduğu kişilerin bulunması için en değerli saatlerde arama çalışmaları sonlandırıldı.
Bir süre sonra bilgi notunda yazılanın aksine enkaza ulaşılmadığı anlaşıldı. Aramaya ertesi gün yeniden başlandı.
Enkaz tam üç gün sonra 28 Mart 2009 günü öğlen saatlerinde belirtilen yerin 115 km uzağında bulundu.
Herkes ölmüştü. Kazadan gazeteci İsmail Güneş’in yaralı kurtulduğu ve yaptığı telefon konuşmasında ortaya çıktı. Yazıcığolu da ilk anda sağ ve yaralıydı.
Ama ilk gün aramalara son verilmesi ve daha sonra aramanın yanlış yerlerde yapılması tam bir cinayetti.
Telefonda konuşabilen İsmail Güneş’in bulunduğunda çenesinin kırık olması ise gerçek bir cinayet deliliydi. Enkaz bulunduğunda helikopterden bazı parçalar sökülmüştü.
Belli ki birileri enkaza olaydan hemen sonra ulaşmıştı.
Kırığı nereden biliyor?
Şimdi gelelim asıl soruya; Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Şube Müdürü Dursun Özmen, 25 Mart 2009 günü saat 17.40’da gönderdiği bilgi notunda Yazıcıoğlu’nun ayağının kırık olduğunu yazmıştı.
Ama Yazıcıoğlu’nun cansız bedeni üç gün sonra 28 Mart 2009’da bulundu. Ve o bilgi notunda olduğu gibi Yazıcıoğlu’nun ayağı kırıktı.
Kahramanmaraş İstihbarat Şube Müdürü Dursun Özmen üç gün sonra bulunacak Yazıcıoğlu’nun ayağının kırık olduğunu nereden biliyordu.
Onun cevabı da Dursun Özmen’in kim olduğunda gizli. Dursun Özmen, 28 Haziran 2016 günü FETÖ üyesi olmaktan Isparta’da tutuklandı.
Cihazları söküp yok edenler Erdoğan’a suikaste gidenler
Kaza sonrası 29 Mart 2009’da olay yerine gelen Yarbay Davut Uçum’un da içinde bulunduğu kaza kırım ekibi incelemek üzere helikopterden bazı parçaları söktü.
Ancak önemli delil olan GPS cihazlarını enkazda bıraktı.GPS cihazları ise Astsubay Aydın Özsıcak’ın da arasında bulunduğu bir ekip tarafından 31 Mart günü söküldü.
Ve dava dosyasına giren tapelere göre ardından da yakıldı.
Davut Uçum ile Aydın Özsıcak 15 Temmuz darbe girişiminde sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı otele baskın yapan ekipteydi.
Her ikisi de şu anda FETÖ’nün darbe girişimden tutuklu.