Gündem

Nedim Şener: Hakkımdaki asılsız ihbarı, cemaatçi polisler yaptı

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'a suikast yapacağı ihbarı üzerine tutuklanan gazeteci Nedim Şener, Fethullah Gülen cemaatine bağlı polisleri suçladı

13 Ocak 2014 15:31

Gazeteci Nedim Şener, Ergenekon davası kapsamında bir yıl tutuklu kalmasına neden olan asılsız ihbarın Fethullah Gülen cemaatine bağlı polislerce yapıldığını iddia etti.

Hürriyet gazetesinden Fırat Alkoç'un haberine göre, Oda TV’ye yönelik Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan ve bir yıl cezaevinde kalan gazeteci Nedim Şener, “Başbakan Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan’a yönelik suikast yapacak bir grubun içerisinde olduğum iddia edildi. Bu da bir ihbar mailine dayandırıldı. Bu ihbar ise polis içerisindeki Gülen Cemaati’ne bağlı polisler tarafından yapıldı” dedi.

Rüşvet ve yolsuzluk iddiaları çerçevesinde başlatılan operasyonun ardından Başbakan Erdoğan’ın "paralel devlet" diye tarif ettiği yargı ve polis teşkilatı içerindeki yapılanmanın, Fethullah Gülen cemaati olduğunu belirten Şener, şunları söyledi:

 

'Hükümetin suçu'

 

”Devlet ve hükümet kendi içerisinde özeleştiri yapmalıdır. ‘Parelel devlet’ diye bir şey oluşmuşsa, bunda hükümetin suçu vardır. Ama bundan daha tehlikeli olanı ise devletin içindeki çetenin varlığıdır. Çünkü yolsuzluk kadar önemli olan şey devletin içindeki çetelerin yaptığı hukuksuzluklardır. Yolsuzlukla halkın parası çalınırken, bu çeteler halkın özgürlüğünü ve demokrasiyi çalıyorlar. Bunu sabote edebiliyorlar."

"Hrant Dink hakkında kitaplar yazarken, cinayetin arkasında söz edilen bu çetenin de olduğunu söyledikten sonra hakkımda soruşturmalar açıldı. Ben Ergenekon’la hiçbir şekilde ilişkilendirilmedim ve hiçbir yerde adım geçmez. Hrant Dink cinayeti hakkında yazdığım kitaplarda bu Cemaat’e bağlı polislerin sorumluluğunun olduğunu ortaya çıkarmıştım. Daha sonra bunlar kendi kendilerine bir ihbar maili yazdılar. Mektupta benim Başbakan’ın oğlu Bilal  Erdoğan’a suikast gerçekleştirecek ekibin içerisinde bulunduğum iddia edildi. Bu mektubu Savcı Zekeriya Öz’e götürdüler, o da soruşturma başlattı. Benim telefonlarım dinlenmeye başladı. 6 ay boyunca dinlediler ama hakkımda bir şey bulamadılar. Bunun ardından ise beni Odatv operasyonunda tutukladılar."

"Polis ve yargı içerisinde paralel yapının oluşmasında hükümet de sorumlu. Çünkü bu yapılanma emniyet veya yargıya yerleşmeye başladığında hükümet bu kişilere göz yumdu. Bu yapılanmanın göreve getirilmesine hükümet karar verdi. Kimin nereye getirildiği, kimlere ne görevler verildiğinin farkındaydı. Bakın yolsuzluk operasyonun ardından bu yapılanmanın üyeleri hemen görevden alındı. Çünkü kimin ne göreve getirildiği bilinmekteydi."

 

'Deliller temizlensin'

 

"Yeniden yargılama konusunda süren tartışmalar yanlış. Ergenekon veya Balyoz davası olsun ya da Hanefi Avcı’nın durumunu göz önüne getirdiğimizde yeniden yargılama yapılması bir anlam ifade etmiyor. Dosyalardaki gerçek dışı deliller ve ne olduğu belli olmayan gizli tanıkların gözden geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü bu davalarda yüzlerce sahte delil var. Bunlar temizlenmeden yeniden yargılama yapmanın bir anlamı yok.”

İlgili Haberler