Bunun sonucunda Covid-19, hem çoğumuzun bağışıklık sisteminde bulunan nötrleştirici antikorlardan kaçmanın daha etkili bir yolunu buluyor, hem de bir şekilde solunum yollarındaki insan hücrelerinde bulunan ve virüsün vücudumuza girmesini sağlayan ACE2 reseptörüne kenetlenmeyi hâlâ başarabiliyor.
Ohio Eyalet Üniversitesi'nden Shan-Lu Liu'ya göre, son varyantlar bağışıklık sisteminden kaçmaya çalışırken, bir yandan da hücrelere bağlanarak belli bir denge kurmayı başarıyor; çoğu yeni vakanın sebebi de bu.
Shan-Lu Liu, yaşlılar ve bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastaların aşıya ve doğal enfeksiyona bağışıklık yanıtlarının zayıf olması nedeniyle, yeni varyantlara karşı daha hassas olduklarını vurguluyor.
Dünya Sağlık Örgütü ve dünya çapında uzmanlar, toplumda Covid’e karşı zafiyeti en fazla olan grupları korumak için düzenli olarak ortaya çıkan yeni varyantları araştırıyor ve yetkililer bu araştırmalara göre “spike” proteininin en yeni mutasyonunu göz önünde bulundurarak, aşılama ve korunma ile ilgili belli tavsiyelerde bulunuyor.
Öte yandan uzmanlar için, Covid’in bir sonraki türünün ne zaman ortaya çıkacağını tespit etmek hâlâ neredeyse imkansız, çünkü grip ve soğuk algınlığı benzeri RSV (Respiratuar Sinsityal Virus) gibi genelde sonbahar ve kış aylarında vakaların artışa geçtiği hastalıklardan farklı olarak, Covid’in mevsimsel döngüsü henüz oturmadı.
Salgınlar üzerine çalışan epidemiyoloji uzmanları, enfeksiyona bağlı hastalıklarda vaka artışının üç sebebi olduğunu söylüyor: Virüsün kendisi, insanların belli bir dönemde bu virüse yakalanmaya ne kadar yatkın olduğu ve virüsün yayıldığı koşullar.
2023’te Covid’in yıl içindeki değişimine ilişkin bir araştırma yayımlayan Ohio Üniversitesi Eğitim Hastanesi’nden El Hussain Shamsa, “Mevsimsellik çoğu virüste görülen ortak bir özellik ve bunlardan en bilineni gribin her yıl gördüğümüz kış salgını” diye açıklıyor.
Öte yandan aslında grip hiçbir zaman tamamen yok olmuyor. Yale Üniversitesi’nden imünobiyoloji profesörü Akiko Iwasaki, bu yaz gördüğümüz Covid dalgasını insanların festival ve konserler gibi fiziksel yakınlık gerektiren ortamlarda bulunması ile, aynı zamanda klimaların aşırı kullanılması sonucu havanın kuruması ve bunun virüslerin bulaşmasını kolaylaştırması ile açıklıyor.
İngiltere’de de uzmanlar bu yaz kayda geçen Covid dalgasına gerekçe olarak, Avrupa Futbol Şampiyonası’nı takip etmek isteyenlerin kalabalık pub bahçelerinde ve barlarda toplanmasını gösterdi.
Ancak Covid’in başka solunum yolu enfeksiyonlarından farklı olarak neden bütün yıl boyunca etkili olduğu hâlâ bir soru işareti.
Bilim insanlarına göre bunun sebebi, nüfusun grip, rinovirüs ve RSV gibi sık görülen mevsimsel virüslere bağışıklığının daha fazla olması. Covid’e göre çok daha uzun yıllardır etrafta olan bu virüslerin, bize bulaşmaları için sonbahar ve kış gibi sıcaklığın düştüğü, okulların açıldığı, insanların iç mekanlarda daha çok bir araya geldiği ideal koşullara ihtiyaçları var.
Covid ise hâlâ görece yeni bir virüs.
Vücudumuzun çoğalmaya başlamasına fırsat vermeden bir patojeni yok etmesi için gereken “sterilizan bağışıklık” (enfeksiyonu önleme becerisi) düzeyimiz de henüz oldukça düşük.
Bilim insanlarına göre düşük aşılama oranları sonucu nüfusun bağışıklık düzeyi, en son dalga sırasında kaç kişinin enfeksiyona yakalanmış olduğuna bağlı olarak değişiyor.
CDC verilerine göre ABD’de 18 yaşın üstü bireyler arasında 7 Temmuz itibariyle güncel Covid aşısını olmuş olanların oranı yalnızca yüzde 22,7 iken, bu oran grip aşısı olmuş olanlar için yüzde 48,2.
East Anglia Üniversitesi’nden viroloji profesörü Paul Hunter, bunun sonucunda kış boyunca Covid’e yakalanmamış olanların FLiRT varyantlarına çok az bağışıklığı olduğunu, dolayısıyla yaz döneminde vakaların arttığını belirtiyor.
Covid zamanla daha mevsimsel olur mu?
Peki, insanların virüse daha fazla maruz kalması sonucu Covid'in daha mevsimsel bir düzene geçmesi mümkün mü?
Bazı uzmanlara göre bu eğilim şimdiden başladı.
Hunter, yaz dalgasındaki vaka, hastaneye yatış ve ölümlerde görülen artışın, Aralık ve Ocak dönemine göre çok daha az olduğuna dikkat çekiyor.
ABD’de 15 Haziran ile başlayan haftada Covid’den 327 kişi öldü ve 13 Ocak ile başlayan haftada bu sayı 2 bin 578 idi.
John Hopkins Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve İmmünoloji Profesörü Andy Pekosz, “Belki de hiçbir zaman yaz vakalarını sıfırlayacak nüfus bağışıklık düzeyine ulaşamayacağız . Belki de bir iki yılımız daha var” görüşünü paylaşıyor .
Nash ise, insanların grip ve diğer sık görülen virüslere yüz yıllardır maruz kaldığına dikkat çekerek, Covid’le ilgili bu sürecin on yıllar, belki de daha uzun süreceğini öngörüyor.
Covid istikrarlı bir mevsimsel döngüye geçmeyi başarırsa, yeni bir soru ortaya atılacak:
Erken sonbahar döneminde doruğa çıkan RSV ve kışın ortasında zirve yapan grip gibi virüslerin mevsimsel düzeninin yanında, Covid’in zirve yaptığı dönem takvimde nerede yer bulacak?
Bu gibi sorulara yanıt bulmamız on yıllar sürebilir.
Diğer yandan kimi bilim insanı, bazı koronavirüslerin daha sıcak havalarda dahi bulaşmaya devam edebilmesi sebebiyle, Covid’in yaz döneminde hiçbir zaman tamamen kaybolmayabileceğini öne sürüyor.
Harvard’dan epidemiyoloji uzmanı Bill Hanage, “İnsanlarda görülen koronavirüslerin, soğuk ve kuru hava koşullarında daha kolay yayılan grip gibi mevsimsel olmadığını bir süredir biliyoruz. 2020’de pandeminin ortaya çıkmasından önce de koronavirüs enfeksiyonlarına ‘yaz soğuk algınlığı’ diyorduk” diye açıklıyor.
Her halükarda uzmanlar, Covid’in yıl boyu istikrarlı olmasının yarattığı riske dikkat çekerek, virüse karşı en hassas grupların tamamen aşılanması ve virüs önleyici ilaçlara erişimlerinin yıl boyunca sağlanması çağrısında bulunuyorlar.