Dünya
Deutsche Welle

NATO'nun gözü Rusya'da

Son 13 yılın en kapsamlı NATO askeri tatbikatı 6 Kasım’da sona erdi. ‘Üçlü Kavşak’ tatbikatı Rusya’nın çıkışlarına tepki gösterebilmek için ittifakın köklü değişiklik geçirmek zorunda olduğunu gözler önüne serdi.

06 Kasım 2015 16:08

Askeri tatbikata katılan Amerikan, Alman ve Arnavut askerleri ortak içtimada bir araya gelebiliyorlar. İtalyanlar Sardunya'daki tatbikat alanında kendi bildiklerini okuyorlar. ‘Trident Jucture' (Üçlü Kavşak) adlı ortak NATO tatbikatı sırasında sıkça kullanılan ‘çok ulusluluk' kavramının pek ciddiye alınmadığı göze çarpıyor.

NATO'daki en yüksek rütbeli Alman komutanı Orgeneral Hans-Lothar Domröse aynı zamanda NATO tatbikatına da kumanda ediyor. Domröse ekim ayından beri İspanya, Portekiz ve İtalya'daki tatbikat sahaları arasında mekik dokuyor. Kanada'nın komutasındaki deniz ve kara tatbikatını ya da Almanya'nın yönettiği havada yakıt ikmalini teftiş ediyor. Alman generali 30 ülkenin askeri birliklerinin katıldığı tatbikatta ‘çok ulusluluk', yani müttefikler arasındaki koordinasyon ve işbirliğini tatminkar bulmadığını gizlemiyor.

Askeri dezavantaj

Adının açıklanmasını istemeyen bir NATO diplomatı daha açık konuşuyor ve öncelik ve yeterlilik farkları nedeniyle 28 müttefik arasında sürekli koordinasyon yapma mecburiyetinin öncelikle Rusya karşısında önemli bir dezavantaj olduğunu dile getiriyor.

‘Trident Juncture' son 13 yılın en büyük NATO askeri tatbikatı sayılıyor. Batı Akdeniz ülkelerini kapsayan tatbikata 36 bin asker katılıyor. Kulağa kapsamlı çalınan rakamlar Rusya'nın askeri potansiyeli karşısında önemini kaybediyor.

Son iki yılda Rusya'da 80 bin askerin katıldığı ondan fazla tatbikat yapıldı. Bu tatbikatlar hazırlıksız kararlaştırılmıştı. NATO büyük tatbikat için iki yıllık ön hazırlığa ihtiyaç duydu. Avrupa Siyaset Araştırmaları Merkezi'nden Paul Ivan ‘Trident Juncture'ın rakamlar açısından etkileyici olmadığını ve NATO'nun silahlanma yarışı başlatmamaya dikkat etmesi gerektiğini söylüyor.

Ağır silah kullanılabilme

Aktüel gelişmeler henüz, aynı tahrip gücündeki iki blok arasında silahlanma yarışının başını alıp gittiği Soğuk Savaş yıllarına benzemiyor. Rusya ilk adımı atıyor, NATO da tepki göstermeye çalışıyor. NATO diplomatı, “Ruslar daha kararlı, esnek ve daha bütünlük içindeler, bu farkı kapatmamız lazım. Ruslardaki birlik ve bütünlük bizi şaşırtmasın. Çünkü Putin'in ordusunda bizdeki gibi yetki, onay ve koordinasyon karmaşası bulamazsınız”, diyor.

General Domröse NATO tatbikatında müttefiklerin sonunda güçlü bir bütün görüntüsü vermesine önem atfediyor. “Çaresiz değiliz ama Rusya'nın Hazar Denizi'nden fırlattığı roketle bin kilometre uzaklıktaki Suriye'de istediği hedefi vurduğunu görmek NATO'nun huzurunu kaçırıyor”, demekten kendini alamıyor.

Bu manzara, Kuzey Atlantik İttifakı ile Rusya arasındaki farkı bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermeye yetiyor. General Domröse “Rusya on yıldır hızla silahlanırken biz Afganistan ve Kosova operasyonlarında ‘buluşma ve selamlaşma' politikası izledik. Kültürlerarası işbirliği yeteneğimizi arttırdık. Lakin NATO ağır silah ve modern keşif donanımlı uçaklar kullanmayı yeniden öğrenmek zorunda”, diyor.

Siber savaşa karşı ‘caydırma'

NATO'nun uzun vadeli stratejisi ne olmalı? 2014 yılındaki Galler zirvesinde yenilenme sinyali verilmiş ve Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesine aceleci tepki gösterilerek bütün ittifak ülkelerinde birkaç hafta zarfında müdahalede bulunabilecek ‘Mızrak Ucu' adlı hızlı birlikler kurmayı kararlaştırmıştı.

NATO'nun uzun vadeli stratejisi ve tatbikatlarda bundan böyle hangi programın uygulanacağı açıklık kazanmış değil. Planlamada ‘caydırıcılık' kavramı sıkça karşımıza çıkıyor. Ancak bu çağda caydırma ve gözdağı vermenin hiç kolay olmadığı da malum.

21'inci yüzyılın savaş literatüründe ‘Melez Savaş' ve ‘Siber Savaş' gibi kavramlar geçiyor. İnterneti sabote etmek, parmağı olduğunu itiraf etmeden anlaşmazlıkları tırmandırmak, sosyal medya trolleriyle kamuoyunda algı operasyonları yapmak, çabuk ve esnek olmak. Rusya bunların hepsini pek iyi beceriyor.

Savunma uzmanı Paul Ivan fazla karamsar olmak istemediğinden, 'Üçlü Kavşak' tatbikatının Ukrayna krizinden önce kararlaştırıldığını ve NATO'nun modern savaş usullerini tatbikata entegre etmeyi başardığını hatırlatıyor. Ivan, Rusya'ya kırmızı çizgileri göstermenin önemli olduğunu ve ‘Üçlü Kavşak'ın' da bu stratejiye uyduğunu söylüyor.

Uluslararası operasyonlar

NATO uzmanları da aynı fikirdeler. Zamanlamanın iyi yapıldığını ve tatbikattaki bazı unsurların modern savaş teorilerine uygun olduğunu, karmaşık prosedürlerin etüt edilip çok uluslu askeri müdahalelerin başarılı bir şekilde prova edildiğini belirtiyorlar. Bu son nokta, öncelikle ABD açısından büyük önem taşıyor.

Gerçi Rusya, NATO müttefiki ABD ile askeri bakımdan rekabet edebilecek durumda değil. Durum patlama raddesine geldiğinde ABD eskiden de olduğu gibi NATO'daki müttefiklerine işbirliğinden dolayı teşekkür edip gerisini tek başına halledebilecek kapasiteye sahip. Adının açıklanmasını istemeyen NATO diplomatı ise, “Bu Amerikalıların da işine gelmez, çünkü çok ulusluluk muazzam bir siyasi avantaj sayılır. NATO'nun sadece demokratik devletlerden oluşması savunma politikamıza meşruiyet kazandırır”, diyor. İttifak hiç olmazsa bu alanda Rusya'dan avantajlı sayılır. Gerisinin halledilmesi içinse çalışmalar daha sürüyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle