08 Kasım 2024 08:10
T24 Haber Merkezi
Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin, tutuklu sanıklar annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran ile cesedi çuvala koyan Nevzat Bahtiyar’ın 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın dün başlayan ilk duruşması, bugün de devam ediyor.
Dünkü gergin duruşmada hakim karşısına çıkan 4 sanığın ardından bugün tanıkların ifadeleri alınıyor.
Amca Salim Güran'ın eşi Birsen Güran, mahkemede, savcılıktaki ilk ifadesini baskı ve şiddet altında verdiğini söylerken, korktuğu için değiştiremediğini belirtti.
Mahkemede tanık olarak ifade veren Baran Güran ve diğer aile üyeleri arasında sert tartışmalar yaşandı.
Diyarbakır Barosu avukatının, abi Baran Güran'a sözleri sonrası baba Arif Güran sinirlenerek yerinden kalktı. Sinir krizi geçiren Arif Güran, salonu terk etti. Güran, ambulansta ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırıldı.
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cinayet davası dün Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Duruşmanın ilk gününde, cezaevinden yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirilen sanıklar amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin'in cesedini taşıyan Nevzat Bahtiyar ifade verdi. Nevzat Bahtiyar, mahkemede verdiği ifadede, amca Salim Güran'ın kendisine, "Yüksel ile cinsel ilişkiye girerken Narin gördü, bu yüzden öldürdüm" dediğini söyledi. Bahtiyar, "Büyük ihtimal boğarak öldürdüler. Cesedi ahırdaki torbaya ben koydum. Amcası benden Narin'in cesedini parçalamamı istedi. Vicdanım el vermedi" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, sanıklar, tanıklar, avukatlar ve izleyicilerin yerini almasıyla, Narin Güran cinayeti davasının ikinci gün duruşması başladı.
Mahkeme salonunda tanık olarak ifade veren ağabey Baran Güran ile aile üyeleri arasında tartışmalar yaşandı.
Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davada, mahkeme başkanı Baran Güran'a annesi, amcası ve kardeşinin sanık olduğunu hatırlatarak tanıklık yapmama hakkı bulunduğunu belirtti. Baran Güran ise tanıklık yapmayı kabul etti.
Baran Güran ifadesinde, Erzurum'da çalıştığı sırada kardeşi Muhammet'in kendisini arayarak Narin'in kaybolduğunu söylediğini aktardı. Bunun üzerine hemen eve döndüğünü ve cami önünde toplanan kalabalıkla birlikte 112'yi aradıklarını ifade etti.
Mahkeme başkanının, amcasının evinde gizli bir toplantı yapıldığı ve kamera kurulduğu iddialarını sorması üzerine Baran Güran, "Gizli toplantı evde mi olur? Bakan geliyordu, evi boşaltın diyorlardı. Gizli toplantı olsa köyde olmazdı" şeklinde cevap verdi.
Kadınlar arasındaki kavga ve kadınların susturulduğu iddialarıyla ilgili sorulara ise Baran Güran, "Ben orada değildim" ve "Herkes gergindi, o gerginlikle söylenmiştir" yanıtlarını verdi.
Mahkeme başkanının, Narin'in kaçırıldığı veya öldürüldüğü yönünde bir şey duyup duymadığı sorusu üzerine Baran Güran, olay günü bir arabanın geldiğinin söylendiğini ve bu nedenle Narin'in kaçırılmış olabileceğini düşündüklerini belirtti. Ayrıca, bir şıha giderek durumu sorduklarını ve kendilerine "Ölse ben bilirdim, kaçırılmış" dediğini aktardı.
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Nahit Eren'in soruları sırasında tansiyon yükseldi. Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığına göre, Eren'in, "Biz sorgu yaparken sen dışarıdaydın. Salim Güran 'Sen neyin peşindesin?' dedi" şeklindeki ifadesine karşılık Baran Güran, "Ben de sizin peşinde olduğunuz şeyin peşindeyim" dedi.
Bu esnada baba Arif Güran Kürtçe bağırmaya başladı. Baran Güran babasını sakinleştirmeye çalışırken, Arif Güran "Kızım katledilmiş, sen ne diyorsun?" dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanın talebiyle duruşma salonundan çıkarıldı.
Arif Güran hastaneye kaldırıldıDuruşmada yaşanan gerginliklerin ardından fenalaşan ve mahkeme salonundan çıkarılan Narin'in babası Arif Güran, ambulansla tedbir amaçlı hastaneye kaldırıldı. |
Duruşmayı izleyen Güran ailesi üyeleri de Nahit Eren'e tepki göstererek "Onu istemiyoruz" dedi. Sanık avukatları ise "Böyle yargılama yapılamaz" diyerek itirazda bulundu.
Yaşanan gerginlik üzerine mahkeme başkanı, aile üyelerini sakinleştirmek için yanlarına gitti ve duruşmanın düzenini sağlamak amacıyla avukatlara uyarılarda bulundu. Başkan, soruların doğrudan sorulmasını, aksi takdirde müdahale edeceğini belirtti.
Yaşanan gerginliklerin ardından devam eden duruşmada, Nahit Eren, özür dileyerek başladığı sorularında, "Sana 'Narin nereye defnedilecek, farklı bir yere defnedelim' dedim. Sen bana ne dedin?" diye sordu. Baran Güran ise "Ne olursa olsun kendi köyüne gömülsün ama..." şeklinde yanıt verdi. Eren, "Ben sana hatırlatayım; 'Bu konuda benim ve babamın dışında kimsenin söz hakkı yoktur' demedin mi?" diye sorduğunda, Baran "Demedin mi?" sorusunu doğruladı ve "Nereye çekiyorsun beni?" diyerek tepki gösterdi.
Baran Güran, 7 saat adli tıpta beklettiklerini belirterek, yaralı bir ağabey olarak babasının karar vermesini istediğini söyledi. Nahit Eren, "Kim öldürdüyse ceza alsın dedin. Ailem de olsa Nevzat da olsa ceza alsın dedin. Sen de bana bunun için vekalet verdin." dedi. Bu noktada sanık avukatları, vekalet ilişkisinin gizli olduğunu belirterek itiraz etti ve mahkeme başkanı da bu itirazı haklı bularak Baran'ın cevap vermemesini sağladı.
Avukat, cezaevindeki kardeşi Enes ile yapılan kamera görüntülerini sordu. Baran Güran, görüntülerin nasıl yayıldığını bilmediğini belirterek, "Kardeşime dik dur dedim, moral vermek için. Cezaevinde olduğu için sahipsiz mi bırakalım?" dedi.
Bakanlık avukatı da sorguladıAile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da Baran'a sorular yöneltti: Avukat: "Sence ne oldu?" Baran: "Biz kardeşimin kaçırıldığını düşündük." Avukat: "19 gün kardeşin aranıyor. Aileniz yanlış yönlendiriyor, ne diyorsunuz?" Baran: "Benim ailem karakol görmemiştir, o yüzden yanlış ifade vermiş olabilirler." Avukat: "Enes madde kullanıyor mu, şiddet uygular mı?" Baran: "Kesinlikle öyle bir şey yok." Avukat: "Kolunu ısırdı." Baran: "Ben de kolumu duvara vurdum, bundan haberiniz var mı? Normal bir durum bu." Avukat: "Nevzat ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz? Mesela ailenle dost mu?" Baran: "Uzun zamandır konuşmuyoruz, onu biliyorduk." Sanık avukatlarının sorgusuSanık avukatları da Baran Güran'a sorular sordu: Avukat: "Nevzat, Narin dışında başka çocuğa para verdi mi?" Baran: "Vermemiş. Yaşıt çocuklara sorduk, sadece Narin'e para vermiş." Avukat: "Sence Nevzat, babanla tartışması sonucu bu cinayeti işlemiş olabilir mi?" Baran: "Olabilir. Nevzat çok soğukkanlı, 50 cinayet işlemiş gibi." Mahkeme başkanı, Baran'a "Nevzat para verdi dedin. Neden şüphelenmedin o sırada?" diye sorduğunda, Baran "Normal olabilir." yanıtını verdi. Başkan, "Sen 'soğukkanlı, cinayet işlemiş gibi' dediğin için söylüyorum." dediğinde ise Baran, "İnsan ilk kez cinayet işlemişse korkar ama o babamın yanına geldi, o derece soğukkanlıydı." şeklinde konuştu. Aile içi ilişki iddialarıSalim Güran'ın avukatı da Baran'a sorular yöneltti: Avukat: "Ali Rıza Güran, Bahtiyar ailesine para teklif etti mi?" Baran: "Asla, asla." Avukat: "Salim Güran nasıldı?" Baran: "Amcam sürekli jandarmanın yanında arama yapıyordu." Avukat: "Salim Güran yeğenlerini döver mi?" Baran: "Asla, hiç dövmez." Avukat: "Amcan ile annen arasında ilişki olduğu iddia ediliyor. Enes görse ne yapardı?" Baran: "Kafasına sıkardı." Baran Güran'ın sorgusu bu ifadelerin ardından tamamlandı. |
Narin'in amcasının oğlu Osman Güran tanık olarak ifade verdi. Mahkeme Başkanı, Osman'a Narin'in kaybolduğu günü nasıl öğrendiğini sordu. Osman, "Ben fabrikada çalışıyordum, Narin kaybolduğu söylendi. Merkezde oturuyorum, olay yerine gittiğimde kardeşim Enes'i gördüm," yanıtını verdi.
Ertesi gün yapılan aramalarda Narin'in bir terliği bulundu. Osman, terliğin kardeşi Muhammet tarafından köy yolunun üstünde bulunup arabaya alındığını ve kendisinin de Baran'a fotoğrafını gönderdiğini anlattı. Mahkeme Başkanı, terliğin bulunup haber verilmemesinin ilginç olduğunu belirtti. Osman, "Bilmiyorum, öyle dedi. Muhammet buldu deyince oraya gittik," dedi.
Savcı, Osman'ın 6 kez geçtiği yolda terliği görmemesini sorguladı. Osman, "Görmedim. Muhammet öyle bulmuş," diyerek cevap verdi. Ayrıca, annesinin kadınlar arasında yaşanan kavgada Yüksel'i suçladığı bilgisine Osman, "Bilmiyorum," diye yanıt verdi. Sanık avukatlar tarafından, kolluk kuvvetlerinden kötü muamele görüp görmediği sorulan Osman, "Düz duvara tutup zor kullanma ve tırnakların çekilmesi gibi muamele gördük," ifadesini kullandı.
Hakimin, şikayetçi olmama nedenini sorduğunda, Osman "Biz Narin'in katilinin bulunmasını istiyorduk," şeklinde cevapladı.
Soruların ardından Osman Güran'ın ifadesi sona erdi.
Tutuklu sanıklardan Muhammet Kaya tanık olarak ifade verdi. Muhammet Kaya, olay günü sabah saatlerinde davetiye dağıttığını ve akşam saat 8'de Devran Güran'ın Narin'in kaybolduğunu haber verdiğini belirtti. Ardından ailecek arama çalışmalarına katıldıklarını aktardı.
Duruşmada, Narin'in terliğinin bulunması meselesi detaylıca ele alındı. Muhammet Kaya, süt almaya gittiği sırada terliği gördüğünü, ancak es geçtiğini; dönüşte terliği tekrar gördüğünde almayı düşündüğünü ifade etti. Hakim, "Oradan yüzlerce kişi geçti, kimse görmedi de sen nasıl gördün? Acaba sana başka biri söylemiş olabilir mi?" diye sordu. Muhammet, terliği aldıktan sonra eve geçtiğini, daha sonra birlikte bindikleri araçta Osman'ın terliği fark ettiğini ve Baran'a fotoğrafını atmaları gerektiğini belirttiğini aktardı.
Hakim, terliği unutmanın ilginç olduğunu belirterek, "Belki o yüzden tutuklusun. Neden herkese göstermedin?" diye sordu. Muhammet, olayın panikle unutulduğunu, Yüksel'in terliği gösterdiğinde kendisinin de "Olabilir" dediğini ancak sonradan terliğin numarasının farklı olduğunu fark ettiklerini söyledi.
Savcı, Salim Güran'ın Muhammet'i bilmediği biriyle 22'sinde bir yere gönderdiğini sordu. Muhammet, nereye gönderildiğini bilmediğini, belki amcasının istihbarattan biriyle göndermiş olabileceğini belirtti. Muhammet Kaya ayrıca, gözaltında olduğu sırada 9 saat boyunca darbedildiğini, jandarmanın kendisine "katil" dediğini iddia etti.
Tutuklu sanıklardan Maşallah Güran tanık olarak ifade verdi. Duruşmada, Mahkeme Başkanı tarafından Narin’in kaybolma günüyle ilgili detaylı sorular soruldu.
Maşallah Güran, kendilerinin köyde, tepenin altında oturduklarını, ancak Arif Güran’ın evini göremediklerini ifade etti. Olay günü Narin’in kaybolduğu haberini aldıklarında, Yüksel Güran’ın önce kendilerine geldiğini ve Narin’i sorduğunu belirtti.
Hakim, o gün evde veya çevresinde herhangi bir hareketlilik olup olmadığını sorduğunda, Maşallah Güran herhangi bir şey görmediğini veya duymadığını ifade etti. Ayrıca, Narin’in kaybolduğu gün kadınlar arasında çıkan kavganın sebebi olarak, Hülya komutanın Yüksel'e başsağlığı dilemesi ve Yüksel’in “Bana söz vermiştin hani benim Narin’im” demesi olduğunu aktardı.
Hakim, Maşallah Güran’a, Narin’in saatini yanlış söylemiş olabileceğini öne sürdü. Maşallah, Mina’nın 17:40'ta geldiğini ve onu Narin sandığını, sürekli Narin’i düşündüğünü söyledi. Ayrıca, o gün Salim Güran’ın eve gelip, amcası Hüseyin Güran’ın elini öptüğünü ifade etti.
Hakim, Salim, Yüksel ve Enes Güran'ın Narin’i öldürmüş olabileceği ihtimalini sorduğunda, Maşallah Güran, onların Narin’e bir fiske bile vurmayacaklarını belirtti. Duruşma sırasında, Enes Güran yengesine, Narin kaybolduğunda arama sırasında tepede kendisini görüp görmediğini sordu, Maşallah Güran ise görmediğini ifade etti.
Salim Güran’ın sesini yükselterek “Bize iftira atanların Allah belasını versin” demesi üzerine, Maşallah Güran “bin kere bin kere” diyerek destek verdi. Bu ifadeler salon içinde gergin anların yaşanmasına neden oldu.
Avukat, Maşallah Güran'a şu soruları yöneltti:
Avukat: "Arif ile Nevzat arasında bir araç yüzünden gerilim olmuş. Daha sonra Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar, 'Hakkımı helal etmiyorum, parayı verdik zor durumda kaldık' demiş. Bu konuda bilginiz var mı?"
Maşallah Güran: "Benim evimde böyle bir şey olmadı."
Avukat, Narin’in kaybolmasının ardından Gazal Bahtiyar'ın "Biz buralardan gideceğiz" dediğini iddia etti. Maşallah Güran ise bu iddiayı reddederek, böyle bir şey duymadığını belirtti.
Maşallah Güran ifadesine devam ederek şunları söyledi:
"Yangın çıkmadan önceki gün Yüksel'in evindeydik. Yüksel ağladı, ona sigara verdim. 'Rüya gördüm, köy yanıyordu' dedi. Ertesi gün köy yandı. Böyle bir şey olabilir mi?"
Bu noktada Mahkeme Başkanı araya girerek, "Olur, olur, rüyalar âlemi diye bir şey var" dedi.
Duruşmada şimdiye kadar 26 tanıktan 5'i dinlendi. Kalan 21 tanık arasında Narin'in arkadaşları ve yaşıtları olan çocuklar da bulunuyor. Tanık çocuklar, SEGBİS sistemi üzerinden uzaktan bağlantıyla duruşmaya katılıyorlar.
Mahkeme, Narin'in 6 yaşındaki kardeşi Eren Güran'ın ifadesinin alınmasını iptal etti. Duruşma sırasında pedagog eşliğinde dinlenen çocuk tanık M.E.G.'ye sorular yöneltilirken, küçük Eren'in ağlayıp bağırması üzerine mahkeme başkanı, "Eren'i dışarı alın" talimatını verdi. Sanık avukatlarının hassasiyet talebi üzerine mahkeme başkanı, iki çocuğun da ifadesinin alınmamasına karar verdi.
Bu karara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı itiraz ederek, "Çocuğun dinlenmesi gerekiyor" dedi. Mahkeme başkanı ise ses tonunu yükselterek, "Size bunu izah etmekten utanıyorum" ifadesini kullandı. Yaşanan gerginliğin ardından Narin'in ağabeyi Baran Güran duruşma salonuna geri çağrıldı ve mahkeme başkanı, "Baran, kardeşlerinin yanına git" diyerek ortamın sakinleşmesini sağladı.
Mahkeme Başkanı, kürsüden inerek Narin’in anneannesinin yanına geldi. Yanlarında tercümanlık yapan Jandarma personeli eşliğinde ifadesini aldı. Mahkeme Başkanı kadınlar arasındaki kavgayı sordu, anneanne de 'Ben şahit olmadım' dedi. Zaten çok yaşlı olan kadını daha fazla yormadan ifadeyi bitirdi. Tanık koltuğunda Salim Güran'ın eşi oturuyor.
Melek Güran soruları yanıtladıSalim Güran’ın eşi Melek Güran soruları cevapladı. Melek Güran: Eşim geldi, 'Açım' dedi, bir şeyler hazırladım. Kızların yanına gittim, kızlarım da kıyafetlerini giymişlerdi. Babalarına gösterdiler, babaları 'Çok güzel olmuş' dedi. Hakim: Eşiniz ne yedi? Melek Güran: Kahvaltılık hazırlamıştım. Hakim: Kaç gibi çıktı? Melek Güran: Hatırlamıyorum. Hakim: Evinize başka biri geldi mi? Melek Güran: Hayır. Hakim: Enes geldi mi? Melek Güran: Hayır. Hakim: Siz dışarı çıktınız mı? Melek Güran: Çıkmadım. Hakim: Kızlarınız çıktı mı? Melek Güran: Hayır, onlar da evdeydi. Hakim: Peki, bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi? Melek Güran: Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum. Hakim: Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu? Melek Güran: Nasıl? Hakim: Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey? Melek Güran: Hayır. "Eşim beni aldatmaz"Diyarbakır Baro avukatı, Melek Güran'a sordu: Avukat: Eşiniz, sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı? Melek Güran: Eşim beni aldatmaz. Mahkeme Başkanı: Tanığın haklarına saygı duyalım. Avukat: Kocanız size altın hediye alır mıydı? Melek Güran: Hayır. Avukat: Size 600 bin liralık altın almadı mı? Melek Güran: Hayır. Sanık avukatlarından biri mikrofonu aldı ve "Burada sistematik bir işkenceden bahsediyoruz. Hepsi korkuyor." dedi Melek Güran’ın da ifadesi tamamlandı. Şimdi, kuzen Birsen Güran dinlenecek. |
Avukatlar yorgunluklarını dile getirerek mahkeme başkanından ara vermesini talep etti. Mahkeme Başkanı, "Ben de iki katı efor sarf ediyorum. 1 saat sonra ara veririz," diyerek duruşmanın devam edeceğini belirtti.
Duruşma sırasında Salim Güran, ihtiyaç molası talebinde bulundu ve jandarma eşliğinde tuvalete götürüldü. Dönüşünde mahkeme başkanı, Salim'in tanık Birsen Güran'ı olaylar hakkında yönlendirip yönlendirmediğini sordu. Birsen Güran, "Yönlendirmedi. Ben galiba kendimi yanlış ifade ettim, okumadan imzaladım, ilk mahkememde öğrendim," şeklinde cevap verdi.
Mahkeme başkanının "O zaman Birsen Hanım, 17:40’ta Narin’i gördün diye söylemeni Salim mi istedi?" sorusuna Birsen, hayır yanıtını verdi ve o gün saat konusu üzerinde tartıştıklarını ekledi. Diyarbakır Barosu avukatı, Birsen Güran’a ilk ifadesindeki sorunlar ve olaydan sonraki ifade sürecindeki baskılar hakkında sorular yöneltti. Birsen, ilk ifadesinde sorun olduğunu ve Yüksel'den duyduğunu ifade ettiğini, kötü muameleye maruz kaldığını, ancak korktuğu için kimseye suç duyurusunda bulunmadığını belirtti.
Mahkeme heyeti ve avukatların tartışmaları sonrasında, mahkeme başkanı, dinlenen tanıkların salonda kalıp kalmaması gerektiğini sordu ve tanıkların salonda durmasına karar verildi. Duruşmaya saat 16:00'a kadar ara verildi.
Güran davasında mahkeme başkanı ara verilen duruşma yeniden başlamadan önce yaptığı açıklamada 'gizli tanık' iddialarına ilişkin açıklama yaptı.
Başkan ''Mahkememize ulaşan gizli tanık ifadesi yok'' dedi.
Nevzat Bahtiyar ve Salim Güran, jandarmalar eşliğinde mahkeme salonuna getirildi. Enes Güran ve Yüksel Güran da jandarmalar tarafından salona getirildi ve yerlerine oturtturuldu.
Salim Güran ile telefon konuşması ortaya çıkan Ramazan Atasoy salona getirildi.
Tutuklu tanık Ramazan Atasoy’a mahkeme başkanı tanık olup olmak istemediğini sordu.
Jandarmalar eşliğinde getirilen 15 yaşındaki Ramazan Atasoy, “Tanık olmak istemiyorum” dedi. Ramazan Atasoy'un cezaevine geri götürülmesi kararlaştırıldı.
Diyarbakır Baro Eski Başkanı Nahit Eren, Ramazan Atasoy’un tanıklık yapmaması üzerine konuştu:
"Ben, mahkemenizin ceza mahkemesi kanununun hangi gerekçesiyle Ramazan Atasoy'un bu dosyada tanıklık yapmadığının dosyaya eklenmesini talep ederim."
Mahkeme Başkanı: "Tamamdır, teşekkür ederim."
Mahkeme, tanık Ramazan Atasoy hakkında benzer iddialar olduğunu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca, ileride herhangi bir tartışmaya mahal vermemek için tanıklıktan çekileceğinin hatırlatıldığını ve Ramazan Atasoy’un da tanıklıktan çekildiğini tutanağa geçirdi.
Hediye Güran hakim karşısındaHediye Güran tanık olarak getirildi ve yeminsiz olarak dinlenmeye başlandı: Mahkeme Başkanı: "Narin’in kaybolduğu günü anlatır mısınız?" Hediye Güran: "Saat 15.00 gibi Yüksel'in evine gittim. Gittiğimde uyanmışlardı." Mahkeme Başkanı: "Dur, buralar çok önemli. Burayı hızlı geçemezsin. Kapıyı kim açtı?" Hediye Güran: "Eren mi açtı, kapı açık mıydı hatırlamıyorum." Mahkeme Başkanı: "Hangi yoldan gittiniz?" Hediye Güran: "Patika yoldan gittim." Mahkeme Başkanı: "Orada hiç araba gördünüz mü? Herhangi birini gördünüz mü?" Hediye Güran: "Hayır." Mahkeme Başkanı: "Eve girdiniz, sonra ne oldu?" Hediye Güran: "Enes yatıyordu." Mahkeme Başkanı: "Gördün mü, söylediler mi?" Hediye Güran: "Gördüm." Mahkeme Başkanı: "Sen gittikten ne kadar sonra uyandı?" Hediye Güran: "Sonra uyandı. Ben çıktığını görmedim ama çıkmıştı." Mahkeme Başkanı: "Nereden kanaat getirdin dışarı çıktığına?" Hediye Güran: "Ben evden çıkarken o eve giriyordu, oradan gördüm." "Hatırlayamadım..."Mahkeme Başkanı: "Muhammet ne yapıyordu?" Hediye Güran: "Kardeşiyle telefonla oynuyordu." Mahkeme Başkanı: "Evde n’apıyordunuz?" Hediye Güran: "Oturduk, sohbet ettik." Mahkeme Başkanı: "Kaç saat kaldınız?" Hediye Güran: "Uzun süre oturduk." Mahkeme Başkanı: "Yani ikindi ezanı okunmuş muydu?" Hediye Güran: "Onu hatırlayamadım." Mahkeme Başkanı: "Siz buradayken eve giren çıkan oldu mu? Salim geldi mi?" Hediye Güran: "Görmedim." Mahkeme Başkanı: "Enes’in ahırda olduğunu duydunuz mu?" Hediye Güran: "Hayır, duymadım." Mahkeme Başkanı: "Evin içerisindeyken bir kargaşa, bir ses geldi mi?" Hediye Güran: "Hayır, gelmedi." Mahkeme Başkanı: "Salim ve Nevzat’ı gördünüz mü?" Hediye Güran: "Görmedim." Arif Güran'ın kan şekeri düşük çıktıÖte yandan bugün devam eden duruşmada fenalaşarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürülen ve bir süre acil serviste bekletilen baba Arif Güran’ın, yapılan tahlillerle kan şekeri değerinin düşük olduğu belirlendi. Arif Güran’ın, bir süre daha gözlem altında tutulacağı öğrenildi. Hediye Güran'ın ifadesinde çelişkilerHediye Güran’ın ifadesi devam ediyor: Mahkeme Başkanı: "Siz bir beyanınızda Enes uyurken, diğerinde Enes ayakta diyorsunuz ya da Enes evde diyorsunuz." Hediye Güran: "Hayır, ben her ifademde, ben giderken aynı şeyi söylüyorum, çıktığını görmedim sadece." (Mahkeme heyeti kendi arasında konuşuyor.) Mahkeme Başkanı: "Enes'in uyuduğu oda klimalı mı? Neden orada uyudunuz? Çocuğun uyuduğu yerde uyulur mu? Aile hassasiyeti gibi durumlar olabilir. Neden?" Hediye Güran: "Bir tek o odada klima çalışıyordu. O oda evin nefesindeydi. Salona bakıyordu, giriş kapısının hemen yanında." Mahkeme Başkanı: "Olay günü orada kaç tane telefon vardı?" Hediye Güran: "Enes'inki onun başındaydı, Eren ve Muhammet bir telefonda oynuyordu." Mahkeme Başkanı: "Peki Enes’e telefon geldi mi?" Hediye Güran: "Vallahi sanki biri aradı, konuştu." Mahkeme Başkanı: "Ne konuştu?" Hediye Güran: "Arkadaşıyla konuştu." Mahkeme Başkanı: "Bu telefon konuşmasından ne zaman sonra evden çıktılar?" Hediye Güran: "Görmedim." Mahkeme Başkanı: "Enes’in telefonla kimle konuştuğuna şahit oldunuz mu?" Hediye Güran: "Arkadaşım dedi." Mahkeme Başkanı: "Daha sonra Enes ve Yüksel'de tedirgin hareketler dikkatini çekti mi?" Hediye Güran: "Hayır." "Evlere kamera taktırılmış..."Mahkeme Başkanı: "Evlere kamera taktırılmış, biliyor musunuz?" Hediye Güran: "Sadece Hüseyin amcagil olaydan sonra taktı." Mahkeme Başkanı: "Neden?" Hediye Güran: "Kendi aileleri için." Mahkeme Başkanı: "Aile meclisleri için gizli toplantılar yapıldığı söyleniyor. Doğru mu?" Hediye Güran: "Ben şahit olmadım." Mahkeme Başkanı: "Bu süre zarfında aile üyeleri size yanlış beyanda bulunun dedi mi?" Hediye Güran: "Kimse demedi." Mahkeme Başkanı: "Narin bulunduğu gün Yüksel’in tavrı nasıldı?" Hediye Güran: "Perişandı." Mahkeme Başkanı: "Nasıldı, işlediği bir suçun açığa çıkması gibi bir durumu var mıydı?" Hediye Güran: "Bir anne olarak yüreği yanar gibiydi." Mahkeme Başkanı: "Salim’le hiç görüştünüz mü?" Hediye Güran: "Hayır." Mahkeme Başkanı: "Salim sizin kayınbiraderiniz değil mi?" Hediye Güran: "Evet." Mahkeme Başkanı: "Sizin eşiniz gidip geldiğinde size anlatmadı mı bir şey?" Hediye Güran: "Hayır, kimse anlatmadı." Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren, Hediye Güran’a sordu: Nahit Eren: "Sabah çocuklarınıza kahvaltı hazırladığınızı söylediniz, Abdurahman kahvaltıda mıydı?" Hediye Güran: "Evet." Nahit Eren: "Saat 13.00-15.00 arası nerede olduğunu hatırlıyor musun?" Hediye Güran: "Evimdeydim." Nahit Eren: "Oğlun ifadesinde, 'Ben saat 13.00’te uyandım, annem evde değildi, 21 Ağustos'ta sabah uyanıp bir daha uyanmamışsa, sadece 17.00 sıralarında annemi gördüm' diyor. 13.00-15.00 arası neredeydin?" Hediye Güran: "Evdeydim." Nahit Eren: "15.00-17.00 arası neredeydin?" Hediye Güran: "Evdeydim." Nahit Eren: "Öğleden sonra uyanık mıydı Abdurahman?" Hediye Güran: "Uyuyordu." Sanık avukatları araya girdiNahit Eren: "Salim kendi beyaz arabasıyla o evin önüne ve çevresine park etse görürdün değil mi?" Hediye Güran: "Evet." Nahit Eren: "Araç büyük beyaz bir araç görmedin mi?" Hediye Güran: "Dikkat etmedim." Sanık avukatları araya girdi. Üst üste aynı sorunun sorulduğunu belirtti. Nahit Eren: "Siz Yüksel ile tek kaldığınızda Muhammet sizi gördü mü?" Hediye Güran: "Ben onu gördüm." Nahit Eren: "O seni gördü mü?" Hediye Güran: "Bilmiyorum." Nahit Eren: "Çıktığımda Enes'in eve girdiğini gördüm dedin. Muhammet yanında mıydı?" Hediye Güran: "Hayır." Salim Güran’ın avukatı, Hediye Güran’a sordu: "Arif’in kliması sesli mi sessiz mi çalışıyordu?" Hediye Güran: "Eski klima olduğu için sesliydi." Salim Güran’ın avukatı: "Eşiniz ne zaman geldi?" Hediye Güran: "Olay gününden sonra geldi." Başka bir sanık avukatı konuştu: "Hediye Güran’ın ifadesi olaydan çok sonra alınıyor. Siz daha dün ne yaptığınızı hatırlıyor musunuz?" |
Sanıklar Nevzat Bahtiyar, Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran yemek molasına çıkarıldı. Duruşmaya yarım saat ara verildi.
Narin Güran cinayeti soruşturmasında tutuklu bulunan Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy tanık olarak ifade verdi. İfadesine, 21 Ağustos gününde ne yaptığını anlatmaya başlayan Atasoy, “21 Ağustos günü Salim Güran beni aradı, saati bilmiyorum, hatırlamıyorum. ‘Ne zaman gelirisin’ tarlaya dedi. Yemek yiyip gelirim dedim. Ben gittim, tarlaya gittim. Benim oğlum ile Salim oturmuştu. Ben de oturdum. Kısa süre sonra ayrıldım ve suyu değiştirmeye gittim. Sonra yukarı çıktım, güneş batmak üzereydi. Salim’de oradaydı. Biri onu aradı, ‘çocuk kayıp’ dedi. Salim ile buluştuğumuzda herhangi bir şüphe duymadım. Onun yanında kısa süre kaldım” dedi.
Mahkeme Başkanı’nın 18:38’de neredeydin sorusuna, Atasoy, “Yukarı tarladaydım” diyerek yanıt verdi.
Duruşmada, Mahkeme Başkanı, Atasoy’a “Salim Güran ile oğlunuz arasındaki Kürtçe görüşmeyi biliyor musunuz? sorusuna Atasoy, şöyle yanıt verdi: “Bununla ilgili bir şey bilmiyorum. Oğlum bu hususta bana bir şey söyleseydi, burada anlatırdım” dedi.
Öte yandan duruşma salonuna getirilen Salim Güran'ın 16 yaşında olan ve tutuklanan işçisi, ifade vermek istemediğini söyledi. Bunun üzerine mahkeme salonundan çıkarıldı.
Duruşma aranın ardından, Salim Güran'ın çalışanı Mehmet Selim Atasoy'un tanık olarak dinlenmesiyle tekrar başladı.
Mehmet Selim Atasoy ifade verdi: - Ben gittim, Salim ve benim oğlan sondajın orada oturmuştu. Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Mehmet Selim Atasoy’a sordu: - 18:38’de neredeydiniz? Nahit Eren sordu: - Sen yukarıdaki sondaj olan yere, Ramazan ile Salim’in yan yana olduğu yere tam olarak saat kaçta geldiğini hatırlıyor musun? Avukat Nahit Eren saat 16:28’de Salim Güran ile yaptığı bir telefon görüşmesinin dökümünü Kürtçe okudu. Salim Güran dahil olmaya çalıştı. Avukatları ses kaydını talep etti. Herkes ayağa kalktı, yemin edildi. Her iki taraftan da Kürtçe bilen avukatlar, ses kaydını çevirrdi. Kayıt dinlendi. Ses kaydı, dosyaya “Abi derenin yanında o tekeri açtım, ben ne yaptıysam olmadı” şeklinde girdi. Sanık avukatı; “Tekeri açmaya çalıştım, açılmıyor” dedi. Mehmet Selim Atasoy’a soruldu, “bilmiyorum” dedi. Avukatı, Salim Güran’ın el kaldırdığını belirterek söz hakkı verilmesini istedi. Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı çağırdı.
Nahit Eren, çevirinin yanlış yapıldığını ifade etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Mehmet Selim Atasoy’a sordu: - Salim size emir verir miydi? Yüksel Güran’ın kız kardeşi yani Narin'in teyzesi Yasemin Gül tanık olarak dinlenecek. |
Yüksel Güran’ın kız kardeşi yani Narin'in teyzesi Yasemin Gül tanık olarak dinlendi.
Narin kaybolduğu gün evdeydim, saat 21 gibi aradı. Köye geldik, aramalara katıldık.
Başkan: Yüksel, “Narin’in bir mezarı olsun,” dedi mi?
Yasemin: Öyle değil, Tülin öldüğü için öyle dedi. Öldüyse onunla bari bir mezarı olsun, dedi.
Hakim: Enes’te morluk var mıydı?
Yasemin: Vardı, hafif bir morluk vardı.
Hakim: Olay günü mü?
Yasemin: Hatırlamıyorum.
Hakim: Kadınların kavgası neydi?
Yasemin: Narin bulununca eşim ile köye gittim. Ablam üzüntülüydü, “Allah kimseye yaşatmasın,” dedi. Maşallah geldi, tepki gösterdi, “Allah belanızı versin,” diye. Ben de dedim ki, “Bizi mi suçluyorsun?” Sonra Kürtçe “Allah belanı versin, gözüm çıksın, boynun devrilsin,” dedi ama kime söylediğini bilmiyorum. Kadınların hepsine dönerek söyledi.
Diyarbakır Baro avukatı:
Avukat: “Böyle bir olay varsa, öldürüldüyse, bunu köyün dışından birinin yapması imkansız.”
Yasemin: “Köyde çocuk mu kaybolur, öldürülür dedin. Ablamın gönül ilişkisi olsa benim haberim olur.”
Mahkeme başkanı evde çocukları beklediği için Yasemin Gül’ün evine gitmesine izin verdi. O sırada Yasemin Gül ablasına seslenerek selam verdi ve “Allah büyüktür Yüksel” diyerek el salladı ve salondan çıktı.
Salona Salim Güran’ın kardeşi Erhan Güran getirildi. Hakim: “Bu yangını planlı mı yaptınız?” Erhan Güran: “İstesek de yapamayız, teller çok yüksek.” Hakim: “Kamerayı neden taktınız?” Erhan Güran: “Sürekli benim evimin etrafında çalışmalar yapılıyordu. Evimizin önüne herhangi bir şey atarlar diye kamera taktık.” Hakim: “Siz Narin bulunmadan önce mi kamera taktırdınız?” Erhan Güran: “Evet, 4 Eylül’de.” Hakim: “Siz bu evlerde toplantı yaptınız mı gizli saklı? Narin’in kimin öldürdüğünü bilip çıkmaması için hareket ettiniz mi?” Erhan Güran: “Çıkmaması için değil, biri bir şey biliyorsa yardımcı olsun diye toplandık.” Hakim: “Bu toplantının sebebi katilin bulunmasıydı yani?” Erhan Güran: “Evet.” Hakim: “Bu toplantılarda Salim var mıydı?” Erhan Güran: “Yok, o hep kolluk ile beraberdi.” Hakim: “Siz dışarıdasınız, tutuklu değilsiniz. Vecdi Bahtiyar olayı nedir? Para teklifi oldu mu?” Erhan Güran: “Kesinlikle Vecdi ile yan yana gelmedik. Numarası da kayıtlı değildi. Beni aradı, kendimi tanıttı; ‘Bizim bir suçumuz yok,’ dedi. ‘Dedim biz sana bir şey dedik mi?’ Hayır dedi.” Hakim: “Ben masumum demek için aramış olamaz mı?” Erhan Güran: “Niye beni arıyor ki?” Hakim: “Sen nasıl evine başın belaya girmesin diye kamera taktırmışsın; o da ondan aramış olamaz mı?” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan avukat; Avukat: " Saat 13.00-15.00 sıralarında bir şey gördünüz mü?" Erhan Güran: "Benim evim altta görmüyor. 17.00 sıralarına kadar evdeydim." Diyarbakır Barosu'ndan avukat sormaya başladı: Avukat: 'Kanala yoğunlaştık' dediniz, neden?" Erhan Güran: "Köpekler yönlendirdi." |
Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ın kızı Rojin Güran’a sordu: "Olay günü neredeydin?" Rojin Güran: "Alışverişteydik, 12 civarıydı. 14.30 gibi döndük. Annem babama yemek hazırladı. Banama aldığımız kıyafetlerimizi gösteriyorduk." Mahkeme Başkanı: "O saatten sonra evinize gelen kimse oldu mu?" Rojin Güran: "Hayır." Mahkeme Başkanı: "Siz evinizden Arif’in evini görebiliyor musunuz?" Rojin Güran: "Evet." Mahkeme Başkanı: "Hareketlilik var mıydı?" Rojin Güran: "Hayır." Mahkeme Başkanı: "Sizin evinizin orada var mıydı?" Rojin Güran: "Hayır." Mahkeme Başkanı: "Ablan Rezan babanızı gün içinde aradı mı?" Rojin Güran: "Hayır, arasaydı haberim olurdu." Rojin Güran ifadesinin tamamlanmasının ardından yerine geçerken babası Salim Güran’a dönerken, “Sen benim canımsın, senin kızın olmaktan gurur duyuyorum” dedi. |
Davanın ikinci günü sona erdi. Mahkeme yarın savunma makamının tanıklarını dinleyecek. Duruşma yarın saat 10.00'da başlayacak.
CHP'li Tanrıkulu: Soruşturma makamları, şüphelilerin delilleri karartmasına, ortadan kaldırmasına izin verdiCHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Narin Güran cinayeti davasında, ikinci gün duruşması başlamadan önce Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yaptı. Tanrıkulu, "Bir gözlemci olarak ilk gün oraya gittiğimde, bu ölüm olayının köy içerisinde gerçekleştiği konusunda bir kanaate varmıştım. Ama bu konularda çok daha tecrübeli olan soruşturma makamları, bunu düşünmeden soruşturmayı ilerlettiler. Dolayısıyla şüphelilerin delilleri karartmasına, ortadan kaldırmasına izin verdiler. Soruşturma aşamasında dijital delillere el konulmadı, diğer arama faaliyetlerine el konulmadı ve sanıkların organize olması sağlandı. Şimdi onun güçlüklerini yaşıyoruz" dedi. Duruşma başlamadan önce Diyarbakır Adliyesi önünde açıklama yapan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, şunları söyledi: "Bu canice ölümün nedeni konusunda yeni bir bilgi yok. Bu canice ölüm konusunda kolluk makamlarının soruşturma aşamasında ortaya koyduğu tutumun nasıl yanlış olduğu duruşma aşamasında da bir kez daha ortaya çıktı. Soruşturma aşamasında birçok eksiğe dikkat çekmiştik. Bir gözlemci olarak ilk gün oraya gittiğimde, bu ölüm olayının köy içerisinde gerçekleştiği konusunda bir kanaate varmıştım. Ama bu konularda çok daha tecrübeli olan soruşturma makamları, bunu düşünmeden soruşturmayı ilerlettiler. Dolayısıyla şüphelilerin delilleri karartmasına, ortadan kaldırmasına izin verdiler. Soruşturma aşamasında dijital delillere el konulmadı, diğer arama faaliyetlerine el konulmadı ve sanıkların organize olması sağlandı. Şimdi onun güçlüklerini yaşıyoruz maalesef. "Benim temennim, bir daha böyle olaylar yaşanmasın ve caydırıcı cezalar çıksın"Bir avukat olarak söylüyorum, bu soruşturma dosyasında üç temel delil var; bir tanesi adli tıp raporu ve o rapordaki DNA bulguları, ikincisi HTS kayıtları, üçüncüsü ise Yer Gösterme Tutanağı ve buna ilişkin görüntü kayıtları. Bu deliller, aksi ispatlanana kadar geçerli olan deliller. Bunun üzerinden sorular soruluyor duruşmada. Benim temennim ve isteğim, bu canice olay, çocuk istismarı ve çocuk ölümleri konusunda Türkiye'ye örnek olsun, bir daha böyle olaylar yaşanmasın ve caydırıcı cezalar çıksın. Ceza muhakemesi hukukuna göre, sanıkların yalan söyleme, susma hakları var. Dün sıkça bu haklarını kullandılar. Tabii mahkeme hüküm verirken bütün bu süreçleri dikkate alacak. Hem sanıkların verdikleri cevaplar hem sorulan sorular hem de sustukları cevaplar üzerinden bir kanaate varacak. Duruşma tutanaklarına yansıyan bir gizli tanık bilgisi şu anda yok. Eğer bugün yansırsa hep beraber göreceğiz. Adil bir yargılamanın olması ve sanıkların da cezalandırılmasıdır." |
Şimdiye kadar kim, hangi ifadeyi verdi, çelişkiler neler?Narin cinayetinde korkunç itiraflar: "Bunu yok edeceksin, sana 200 bin lira veririm, aileni düşün" Narin’in annesinin ifadesi ortaya çıktı: “Narin seni ve amcayı gördüğü için mi öldürdünüz?”
Narin Güran cinayeti: Salim Güran'a yöneltilen sorular ortaya çıktı Narin’in yengesi Hediye Güran tutuklandı, ifadesi ortaya çıktı: Aile toplantısı ve ilişki sorgusu Narin'in eniştesinin ifadesi ortaya çıktı: Kolluk görevlilerini yanılttığım için pişmanım
Kimler, hangi suçlamalayla tutuklandı?Soruşturma kapsamında Narin’in amcası köy muhtarı Salim Güran, 2 Eylül günü çıkarıldığı mahkeme tarafından 'Kasten öldürme' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından tutuklandı. Cesedi dereye gizlediğini itiraf eden Nevzat Bahtiyar, 10 Eylül’de 'Çocuğu iştirak halinde kasten öldürme' suçundan tutuklandı. 13 Eylül’de ise anne Yüksel Güran (44), ağabey Enes Güran (18), amcası Fuat Güran (42), kuzeni Muhammed Kaya, yengesi Maşallah Güran (46) ile kızı Birsen Güran (19), halasının eşi Mehmet Şevket Kaya, tutuklu amca Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy (40) tutuklandı. 17 Eylül'de de Narin’in yengesi, tutuklu amca Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran, 'kasten öldürmeye iştirak' suçundan tutuklandı. |
Narin'in kaybolduğu 19 günde neler yaşandı?Olay, 21 Ağustos'ta öğleden sonra Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde meydana geldi. Saat 13.50’de evden çıkarak Kur'an kursuna giden Narin Güran, o gün en son 18.47’de görüldü. Evlerine dönmeyince ailesi kendi imkanlarıyla aradı. Köylülerle yapılan aramadan da sonuç alınamayınca Narin'in babası Arif Güran, aynı gün saat 20.00 sıralarında jandarma karakoluna giderek kızının kayıp olduğunu bildirdi. Bunun üzerine bölgeye Bağlar Jandarma Komutanlığı, Bağlar Asayiş Komando Bölük Komutanlığı, Jandarma Özel Harekat timleri, Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), İstihbarat Şube Müdürlüğü, Köpek İz Takip Timi ve Su Altı Arama Kurtarma Timi'nin yanı sıra sağlık, AFAD, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su Altı Arama ekipleri ile ilçe belediyelerinden de arama kurtarma ekipleri sevk edildi.
Narin'in kaybolduğu saatlerde yoldan geçtiği tespit edilen yaklaşık 150 araç sorgulandı. Mahalledeki evler ve köye giriş yapan araçlarda arama yapıldı. Toplamda 12 bin 565 araç arandı, 130 kişinin ifadesin alındı. Ayrıca 32 bin 952 kişi kontrol edildi, 7 iz takip köpeği ile 11 bin dönümden fazla alanda arama yapıldı. Öte yandan, Narin'in kaybolmadan önceki son görüntüleri okulun güvenlik kamerasına yansıdı. 21 Ağustos'ta saat 15.15'i gösteren görüntülerde, Narin'in 4 arkadaşıyla yürüdüğü ve ardından ayrılıp, tepe yolunu kullanarak evine doğru gittiği anlar yer aldı. Arama çalışmalarında 22 Ağustos'ta Güran ailesinin evine 3 kilometre mesafede, 28 Ağustos'ta ise 2 kilometre mesafede 2 farklı çocuk terliği bulundu. Ancak her iki terliğin de ailesinin beyanıyla Narin Güran'a ait olmadığı belirlendi. Siyasetçilerden sanatçılara, gazetecilerden yazarlara; Narin'in ölümüne sosyal medyada büyük tepki! Soruşturma kapsamında Narin Güran'ın ağabeyi Enes Güran (18), kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alındı. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndaki incelemede, ısırık izlerinin Narin'e ait olup olmadığı tespit edilemeyince E.G. serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında bu kez Narin'in amcası, aynı zamanda kırsal Tavşantepe Mahallesi'nin muhtarı Salim Güran gözaltına alındı. Güran'ın aracından alınan DNA örneklerinin, Narin'in kıyafetlerindeki DNA örnekleri ile eşleştiği belirlendi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından zırhlı araçla adliyeye sevk edilen Salim Güran, 2 Ağustos günü çıkarıldığı mahkeme tarafından 'Kasten öldürme' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından tutuklandı.
Çalışmalar kapsamında ayrıca mahalle mezarlığında, özellikle yakın zamanda defnedilenlerin mezarları olmak üzere soruşturma savcısı eşliğinde jandarma tarafından yer altı görüntüleme cihazı ile arama yapıldı. Ancak herhangi bir bulguya rastlanmadı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri, önceki gün de mahalleye 2 kilometre uzaklıktaki Eğertutmaz Deresi’nde çalışma yaptı. Ekiplerin 8 Eylül sabahı yürüttüğü arama çalışmalarında, Eğertutmaz Deresi’nde Narin’in cesedine ulaşıldı. Mahalleye giriş çıkışlar yasaklanırken, 19’uncu günde bulunan Narin’in cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Narin nasıl öldürüldü: Ön otopsi tutanağı ortaya çıktı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, bir cumhuriyet başsavcıvekili ile üç cumhuriyet savcısı olmak üzere dört savcı görevlendirildi. Soruşturmada kapsamında ilk önce 21 kişi gözaltına alındı, elde edilen deliller sonrası bu sayı 24'e yükseldi. Gözaltına alınanlar arasında Narin'in annesi Yüksel Güran, babası Arif Güran, iki ağabeyi, üç amcası ve 2 Eylül’de ‘kasten öldürmek'ten tutuklanan köy muhtarı amcası Salim Güran’ın eşini de yer aldı. Daha önce gözaltına alınan ve kolundaki ısırık izinin Narin'e ait olmadığı belirlenerek serbest bırakılan 18 yaşındaki Enes Güran da bir kez daha gözaltına alındı. Diyarbakır'dan İstanbul'a binlerce insan Narin için eylemde: Narin'in hesabını soracağız Derede cansız bedeni bulunan Narin’in arkadaşlarıyla olan yeni görüntüsü ortaya çıktı Narin'in cesedinin götürüldüğü Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'ndaki (ATK) otopsi işlemine ise 14 uzman katıldı. Otopsi işlemleri yaklaşık 11 saat sürdü. Bulunduğı çuvalda, Narin’e ait eşyalar, Kuran kursu için yanında taşıdığı 'Elif Ba', çantası ve terliklerinin olduğu ve cesetin de deformasyona uğradığı belirtildi. Tutuklanan amca Salim Güran'a ait olan ve Narin'e ait DNA'nın tespit edildiği otomobil ise yeniden incelenmek üzere jandarma tarafından götürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Yerlikaya ve Adalet Bakanı Tunç'un, gözaltı işlemlerinden önce yaptıkları açıklamalarda aileye başsağlığı dilememesi dikkati çekti. Narin'in cesedini amca ile birlikte çuval içine koyup dereye bıraktığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar tutuklandı. Savcılıkta ifade değiştiren Bahtiyar, amca Salim Güran'ın "Arif'in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm" diyerek kendisini tehdit ettiğini öne sürdü. Soruşturma kapsamında Narin’in amcası köy muhtarı Salim Güran, 2 Ağustos günü çıkarıldığı mahkeme tarafından 'Kasten öldürme' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından tutuklandı. İtirafçı Nevzat Bahtiyar, 10 Eylül’de 'Çocuğu iştirak halinde kasten öldürme' suçundan tutuklandı. 13 Eylül’de anne Yüksel Güran (44), ağabey Enes Güran (18), amcası Fuat Güran (42), kuzeni Muhammed Kaya, yengesi Maşallah Güran (46) ile kızı Birsen Güran (19), halasının eşi Mehmet Şevket Kaya, tutuklu amca Salim Güran’ın işçisi Mehmet Selim Atasoy (40) tutuklandı. 17 Eylül Narin’in yengesi, tutuklu Fuat Güran’ın eşi Hediye Güran, 'kasten öldürmeye iştirak' suçundan tutuklandı.
|
© Tüm hakları saklıdır.