Tunus Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi, İslamcılarla laikler arasında gerçek bir uzlaşmanın olması gerektiğini belirterek, "Diktatörlükler, tüm partilerin karşı karşıya gelmesinden beslenir. Bu da kimsenin kazanamadığı, herkesin kaybedeceği bir iç savaş ve kaosa yol açar" diye konuştu.
Middle East Eye internet sitesine röportaj veren Tunus Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi, laiklik ve İslamcılık ilişkisi hakkında konuştu.
"Diktatörlükler tüm partilerin karşı karşıya gelmesinden beslenir"
Aljazeera'nin haberine göre; Nahda lideri "Mısır, Suriye ve Yemen'deki Müslüman Kardeşler'e nasıl bir sinyal yolluyorsunuz? Bu insanları koruyacak bir devlet yok, oralarda serbest seçimler yapılmıyor, çoğu hapiste tutuluyor. Mısır'daki Müslüman Kardeşler ile ilişkiniz nasıl?" sorusuna şöyle yanıt verdi: "Bölgedeki tüm İslamcılara daha açık olmalarını ve diğerleriyle uzlaşı içinde çalışmalarını tavsiye ediyoruz. Çünkü diktatörlüklere karşı ulusal birlik ve ulusal direnç olmadan, özgürlüğe ulaşılamaz. Müslümanlarla Müslüman olmayanlar, İslamcılarla laikler arasında hakiki bir uzlaşma olmalı. Diktatörlükler, tüm partilerin karşı karşıya gelmesinden beslenir. Bu da kimsenin kazanamadığı, herkesin kaybedeceği bir iç savaş ve kaosa yol açar."
"İslami metinlerin yüzde 90’ından fazlası yoruma açık"
Gannuşi, tarihi bir karar alan Nahda Hareketi’nin ‘kendisini camiden ayırıp sadece bir siyasi proje olarak tanımladığı’ yönündeki soruya da yanıt verdi.
Bu durumun, geçmişlerinden kopuşu değil, devamlılıklarını gösterdiğini ifade etti: “Geçen hafta parti kongresinde sivil bir parti fikrini benimsedik. Böylece İslam'da neyin mukaddes, neyin serbestçe yorumlanabilir olduğunun ayrımını daha iyi yapabileceğiz. Siyasi alan ne mukaddes, ne de değişmezdir. Sivildir, insanidir. İçtihada ve insani akıl yürütmeye açıktır. Çok az metni değişmez kabul ediyoruz. İslami metinlerin yüzde 90’ından fazlası nüansa ve yoruma açıktır.
Pek çok Müslüman bu iki tarz metni karıştırıp, bütün metinleri kutsal, dokunulmaz ve tek anlamlı olarak kabul ediyor. Siyasetle ilgili İslami metinler yoruma açık. Biz de bu alanda hareket etmeliyiz. Kendimizi itaatkâr Müslümanlar olarak nitelendiriyoruz. Biz İslam'a; İslam’ın yeryüzüne insanlığı özgür kılmak için, özgür kişinin tanımını yapmak için geldiğini inanıyoruz.”
"Camilerde siyasi propagandadan kaçınmalıyız"
Camilerin Müslümanları birleştirmesi gerektiğini vurgulayan Gannuşi, “Siyasi kurumlarla dini kurumlar arasında ayrım yapmak zorundasınız. Örneğin, camiler siyasi partilerin kapışma yeri değildir. Camiler Müslüman toplumunu bölmemeli, birleştirmeli. Camilerde en ufak bir siyasi propagandadan bile kaçınmamız gerekiyor. Siyaset insanları güç ve zenginlik için yarışmaya iter ki, bu bizim kaçınmak zorunda olduğumuz bir şey” diye konuştu.
"Dindarlığı kullanarak insanları yanlış yönlendirmemeliyiz"
Siyasi alanda dinle ilişki kurmadan Nahda Hareketi’ni yenilemek istediklerini belirten Gannuşi, “Devrimden önce câmilerde, sendikalarda, yardım kuruluşlarında saklanıyorduk. Çünkü gerçek siyasal hareketlilik yasaktı. Şimdi açık bir şekilde siyasi aktörler olabiliriz.
Neden camide siyaset yapalım? Partide açık bir şekilde siyaset yapmalıyız. Kimseyi dini siyasal gerekçelerle kullanarak yanlış yönlendirmedik. İnsanların ihtiyaçlarına yanıt vermeliyiz, dindarlığı kullanarak insanları yanlış yönlendirmemeliyiz” dedi.