Gündem

Nagehan Alçı: Kadınlardan bu kadar korkmayın

"Bu sert yaklaşımı yanlış buluyorum, Taksim’in tabulaştırılmasından artık vazgeçilmeli"

09 Mart 2020 10:03

HaberTürk gazetesi yazarı Nagehan Alçı, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Taksim Meydanı'nda kadınlara müdahale edilmesi ve Taksim'in kapatılmasına bugünkü köşesinden tepki gösterdi. Alçı, "Kadın örgütleri, Dünya Kadınlar Günü’nde Taksim’e çıkmasın diye bir dünya kenti olan İstanbul’un ana arteri kapatılır mı? Kadınlardan bu kadar korkmayın." düşüncesini dile getirdi. 

'Abluka'ya ilişkin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’la konuştuğunu belirten Alçı, "Neden böyle yapılıyor?' diye kendisine sitemkar bir dille sordum. 'Bakan Bey’in 8 Mart noktasında değerlendirmesi böyle. Dolayısıyla çok net talimat verdi. Bu talimat doğrultusunda önlemler alınıyor Nagehan Hanım”'dedi." ifadesini kullandı. 

Alçı yazısında şunları kaydetti: 

Çalışkan ile konuşmamın ardından 8 Mart ile ilgili sert önlemler alınması talimatını veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu aradım.

“Neden Taksim’i açmamakta ısrar ediyorsunuz? Bariyerleri kaldırma olasılığınız var mı? Bırakınız geçsinler, bu gerginliğe ne gerek var Sayın Bakan?” diye sordum...

Süleyman Bey son derece kararlı bir sesle şunları söyledi ve aramızda şu diyalog geçti:

“Nagehan Hanım ben sizin kadın hakları hassasiyetinizi biliyorum. Zaten  belirlenen her yerde gösteri yapma hakları var kadınların. Önceden izin alıp istedikleri gibi yürüyüş düzenleyebilirler. Bakın Türkiye’nin her yerinde ve İstanbul’un çeşitli yerlerinde çok güzel organizasyonlar oldu bugün. Ben de size soruyorum bu Taksim ısrarı neden? Devletle inatlaşmak ve devlete meydan okumak niye? Buna müsaade edemeyiz! Bunların amaçları belli. Bizim önceden belirlediğimiz kurallar var, uymayıp, özellikle provoke ediyorlar.”

“Sayın Soylu, kadınlar zaten eziliyor. Habire cinayetlere kurban gidiyorlar. Bari Kadınlar Günü’nde yasaklar ve engellemeler yaşatmayıp, Taksim’i açsanız olmaz mı?” diye üsteledim...

“Erkekler kurallara uysun ama kadınlar olunca kural tanımamazlık kabul mu edilsin Nagehan Hanım? Olmaz öyle şey. Devlet buna izin vermez” yanıtını aldım.

Bu sert yaklaşımı yanlış buluyorum. Taksim’in tabulaştırılmasından artık vazgeçilmeli. 2011 ve 2012’de bunu başarmıştık. Taksim tabusu yıkılmış ve bir kişinin bile burnunun kanamadığı çok kalabalık 1 Mayıs kutlamaları dahi Taksim’de yapılmıştı. FETÖ’nün 31 Mayıs 2013 provokasyonuyla beraber çıkan Gezi olayları yüzünden özgürlükler konusunda o zamandan beri maalesef geriye gidildi. Bunun sebebinin o dönemden itibaren devletin içinde yaşanan yarılma ve meşru otoritenin paralel otorite karşısında yaşadığı haklı endişe olduğunu düşüyorum.

Zaten Türkiye’de kanlı bitmiş ve ortalığın yıkıldığı tüm sokak olaylarının içinde devletin içinden bir cuntanın ya da çetenin takviyesi vardır. Yoksa sokakta sıradan yurttaşların spontane biçimde devrim provası bile yapması mümkün değildir Türkiye’de.

Devlet olgusunun çok güçlü ve köklü olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. 12 Eylül öncesi de devlet içinden birileri yol verdiği için o kadar anarşi ve terör yaşanmıştı. Nedense bu kadar kaotik ortam 1 gün içinde 12 Eylül günü bitti. Devlet 12 Eylül sabahı kaybolduğu yerden ortaya çıktı...

Devlet içinde bir çete sokak yoluyla bir ihtilal arayışındaysa ancak o zaman bu tür gösteriler başka bağlama dönüşür.

Fakat 8 Mart kadınlar yürüyüşü hiçbir şekilde bu bağlamda ele alınamaz. En ufak bir şiddet olayında müdahale edilir ve olur biter. Ki 8 Mart gösterilerinde zerre şiddet belirtisi de yok.

Kadın örgütleri, Dünya Kadınlar Günü’nde Taksim’e çıkmasın diye bir dünya kenti olan İstanbul’un ana arteri kapatılır mı?

Kadınlardan bu kadar korkmayın.

Yazının devamı için tıklayın