Gündem

Nagehan Alçı: HTŞ sivillerin arasına karışıyor; bu insanlar Türkiye sınırına dayanacak

"Türkiye, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünü terör listesine aldı"

01 Eylül 2018 14:24

Türkiye, Rusya ve Esad rejiminin İdlib’e başlatması beklenen harekâta ilişkin farklı formüller üzerinde çalışıyor. Suriye’nin İdlib kentinde ‘Rusya’nın istemediği radikal unsurları ikna ederek bölgeden çıkarmak’ ya da ‘iknaya yanaşmayan unsurlara yönelik nokta operasyonu’, Ankara’nın çözüm formülleri arasında.

Öte yandan Türkiye, Suriye’nin İdlib vilayetinin yaklaşık yüzde 60’ını kontrol eden, rejim güçleri ile Rusya’nın olası bir operasyon için gerekçe gösterdiği Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünü terör listesine aldı. Habertürk yazarı Nagehan Alçı, "Kıyamet neden İdlib’de kopacak?" başlığıyla yayımlanan yazısında olası bir operasyonda Türkiye açısından sınır güvenliği kontrolünün zor olacağını işaret ederek,  "HTŞ unsurları da sivillerin arasına karışıyor ve bu insanlar Türkiye sınırına dayanacak" dedi. 

Nagehan Alçı'nın İdlip meselesini ele aldığı yazısı şöyle: 

"Esad rejimi Suriye’deki muhalifleri İdlib’e sıkıştırmayı başardı. Burası muhaliflerin elinde kalan tek büyük bütün alan konumunda. Peki muhalif deyince kimi anlamalıyız?

İşte dananın kuyruğu bu soruda kopuyor. Zira el Kaide kalıntılarından oluşan Heyet Tahrir Şam’ın varlığı burada ve Esad operasyonuna meşruiyet kazandıran da bu örgüt. Ancak bunların yanı sıra İdlib’de Özgür Suriye Ordusu da, diğer ılımlı muhalifler de ve her şeyden önemlisi sayıları tam olarak kestirilemeyen ama terör örgütleri ve Şam rejiminin gazabından kaçan 3-5 milyon arası sivil de var. Dolayısıyla olası bir operasyonda ortalığın bu kadar toz duman olduğu bir noktada, HTŞ mensuplarını diğerlerinden ayırmak ne kadar mümkün olur? Üstelik Esad gibi kendine karşı her unsuru yok etmeye ant içmiş bir ölüm makinesi buna ne kadar dikkat eder?

Türkiye açısından görünen tabloya bakacak olursak durum hiç de iç açıcı değil, zira yukarıda bahsettiğim tehlike nedeniyle kaçışlar başladı. HTŞ unsurları da sivillerin arasına karışıyor ve bu insanlar Türkiye sınırına dayanacak. Dolayısıyla terör ile birkaç yıldır çok etkin ve sonuç alıcı bir mücadele veren Türkiye açısından sınır güvenliğini kontrol etmek çok zorlaşabilir.

Hem bu sebeple hem de oluşabilecek insani dram nedeniyle Türkiye olası operasyonu engellemek ve bir çözüm bulmak için uğraşıyor. Son gelen bilgilere göre bu çabaların içinde HTŞ’nin kendini lağvetmesi yönünde yapılan görüşmelere müdahil olmak da var.

Türkiye'nin varlığı

Türkiye işte böyle bir felaketi önlemek istiyor. Ancak Rusya, operasyon konusunda kararlı zira HTŞ’yi ABD’nin güdümünde bir aparat olarak görüyor ve kendi varlığını güçlendirmek için yok etmek istiyor. Moskova, Esad rejimi ile tam bir dayanışma içinde. Ancak adına ister DAEŞ deyin, ister HTŞ, ister El Kaide… Bu yapıyı artık Suriye’de her surette görebilirsiniz. Örgüt adeta bir Truva atına dönüşmüş durumda.

Suriye’de 7,5 yıldır devam eden iç savaş artık hepimize şaşırmamayı öğretti maalesef. Dolayısıyla bu konuda yazarken temkinli davranmak durumdayız. Her an dengeler değişebilir. Ancak şimdilik durum bu. Burada Türkiye hem diplomatik olarak masada güçlü olmak hem kendini olası bir göç ve terör unsurlarının sızmasına karşı korumak hem de Astana sürecinden beri yürüttüğü ‘İdlib’i güven adası haline getirme ve koruma politikası’nı sürdürmek durumunda. Tabii bu, ABD ile bu kadar gergin olduğumuz ve Rusya ile son derece yakın ilişkiler içinde bulunduğumuz şu günlerde elbette hiç de kolay değil…"

Yazının tamamı için tıklayın