Sağlık

Müzik ruhun gıdasıdır

Yeni bir araştırma müzik terapisinin tedavi gören hastaların fiziksel ve ruhsal sorunlarına çok iyi geldiğini genel olarak ortaya koydu.

24 Eylül 2008 03:00

Yeni bir araştırma müzik terapisinin tedavi gören hastaların fiziksel ve ruhsal sorunlarına çok iyi geldiğini genel olarak ortaya koydu.

Araştırma ekibine göre bu alandaki ilk kapsamlı araştırmanın amacı müzik terapisinin ağır hastalar üzerindeki fiziksel ve psikolojik etkilerini tespit etmekti. Milliyet'in haberine göre, Cleveland Klinik tarafından yapılan araştırmada yer alan müzik terapisti Lisa M. Gallagher “müzik terapisinin sağlık alanında pek çok durum için kullanılabileceğini bir süredir biliyorduk” şeklinde konuştu. Daha sonra da bu araştırmada kanıtlandığı üzere müziğin ileri derecedeki hastalara sadece moral vermediğini aynı zamanda hastalardaki acı, endişe, depresyon, nefes darlığını azalttığını da ekledi.

Araştırma 2000 ile 2002 yılları arasında kronik veya ileri düzey hastalıklardan muzdarip olan 200 hasta üzerinde odaklanılarak yürütülmüştür. Araştırmada yer alan hastaların sorunları arasında bazı kanser türleri, kanserli olmayan tümörler, ağrı bozuklukları, orak hücre hastalığı, aort torbalaşması, Gardner sendromu, AIDS, nörodejeneratif gibi yaşam alanını kısıtlayan sağlık sorunları bulunuyordu. Yaş ortalaması 60 olan hastaların yaklaşık %60’ı bayanlardan oluşuyordu ve yüzde 30’u müzikal bir geçmişe sahipti.

Müzik terapisinin ilk adımında hastalar dinlemek istedikleri müzik türünü seçti ve Gallagher bu müzik tarzlarına uygun olan şarkıları klavyede bizzat çaldı. Terapi 25 dakika sürdü ve bu sürenin üçte birinde hastanın yakınları da terapiye katıldı.

Terapiden önce ve sonra hastaların fiziksel ve psikolojik durumunu ölçen testler yapıldı. Sonuçlara göre endişe, ruh hali, ağrı ve nefes darlığı gibi konularda iyileşme görülmesinin yanında hastaların yüzde 80’i müzik terapisinin ardından ruh hallerinin de düzeldiğini söyledi. Ayrıca hastaların yüz ifadeleri, hareket etme ve konuşma yeteneklerinde de önemli ölçüde düzelme görüldü. Müzikal geçmişe sahip olmanın bu sonuçlarda rol oynamadığı, kadın ve erkeklerin terapiden çoğunlukla aynı derecede yararlandığı görüldü. Hatta diğer aile üyelerinin de terapiden sonra endişelerinin aynı kalmasına rağmen morallerinin düzeldiği tespit edildi.

Araştırma ekibine göre bu kanıtlar müziğin bütün hastalar ve aileleri üzerinde olumlu etki yaratan evrensel bir dil olduğunu gösteriyor.