Irak’ta süren Musul operasyonu nedeniyle civar köy ve kasabalardan kaçan siviller IKBY’nin merkezi Erbil’de bulunan kamplara yerleştiriliyor. Hürriyet'ten İdris Emen'in haberine göre, yaklaşık 2.5 yıldır DEAŞ işgali altında yaşamak zorunda kalan mülteciler, “DEAŞ insanları aç bırakıyordu. Karşı gelenleri ‘ajan’ deyip idam ediyordu. Operasyon başlayınca her şeyi bırakıp kaçtık” diye anlatıyor.
Çatışmaların en yoğun yaşandığı Musul’un güneydoğusundaki Hazır cephesinin yakınında kurulan Hazır mülteci kampında yaklaşık 200 aile bulunuyor. Çoğunluğu Şebeklerden (Kürtçe konuşan Sünni azınlık) oluşan mülteciler Erbil’e, Musul’a bağlı Topzava köyünden gelmiş. Irakyönetiminin denetiminde bulunan kampta mültecilere düzenli olarak yemek verilse de mülteciler yemek dışındaki diğer ihtiyaçlarını kendileri karşılamak zorunda. Ancak değerli eşyaları da dahil bütün mal varlıklarını köyde bırakan mülteciler gereksinimlerini karşılayamadıkları için zor durumda.
Operasyonda evinin bahçesine top mermisi düştüğü için bir torunu yaralanan Zeynel Halef, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Operasyon başladığında evden çıkamadık. Şehirde kalmamız güvenli değildi. DEAŞ’lılara şehri terk etmek istediğimizi söyledik. Ancak buna izin vermediler. Evime isabet eden top mermisi nedeniyle torunum yaralandı. O sırada bize sığınan bir akrabam hayatını kaybetti. Her şeyimizi bırakarak buraya geldik. Üstümüzdeki elbiseler dışında hiçbir şey alamadık. Köyün her tarafına bombalar yerleştirildiği için şu anda köyümüze dönemiyoruz.”
DEAŞ BİZİ AÇ BIRAKIYORDU: DEAŞ’ın elindeyken köyü terk edemediklerini söyleyen Şahap Ahmed, “DEAŞ köyü terk etmemize izin vermiyordu. Ancak özel izinle Musul’a gitmeye izin veriyorlardı. DEAŞ her şeyi kontrol altına almıştı. Çevredeki fırınlar, marketler DEAŞ’ın denetimindeydi. DEAŞ bize erzak ve ekmek vermiyordu. Bazı günler yiyecek bir şey bulamıyorduk. Bilinçli olarak insanları aç bırakıyordu. Operasyon başladığında köyü terk etmemize izin vermedi. Ancak bütün riski göze alarak ailemi ve çocuklarımı yanıma alarak Erbil’e geldim. Operasyonlar bittikten sonra evimize dönmek istiyoruz” dedi.
KÖYÜN ORTASINDA İDAM: Önceki gün Erbil’e geldiğini söyleyen ve ismini vermek istemeyen bir başka Şebek ailesi ise DEAŞ döneminde yaşadıklarını, “DEAŞ’da insaniyet adına bir şey yok. Televizyon izlememiz yasaktı. Radyo dinlememiz yasaktı. Telefonla konuşmamız yasaktı. Sakal tıraşı olmamıza izin vermiyordu. Kendilerinin giydiği elbiseleri giymemizi istiyorlardı. Her şey onların istediği gibi olmak zorundaydı. DEAŞ kendisine karşı gelenleri ajan olmakla suçluyordu. Ajan ilan edilen birinin cezası da ölümdü. Ajan olmakla suçlanan bir köylümüz köyün ortasında idam edildi” sözleriyle anlattı.
ASIL GÖÇ MUSUL’DAN GELECEK: Olası bir göç krizi için Erbil’de 5 mülteci kampı bulunuyor. Peşmerge ve Irak ordusunun Musul’a girmesi durumunda yüzbinlerce insanın Erbil’e göç etmek zorunda kalacağını söyleyen Iraklı yetkililer yeni kamplar kurulması için çalışmalara başlandığını belirtti. Göç eden mültecilere yardımda bulunmak için Kızılay’ın bir ekibi de Erbil’de görev yapıyor. Türkiye’den gelen 20 TIR malzeme Kızılay tarafından Erbil’deki depolara yerleştirildi.
[Her şeyi geride bırakıp kaçtık]
DEAŞ’tan kaçan insanlar zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor.
DEAŞ’TAN 2 GÜNDE 256 İNFAZ
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani, dün düzenlediği basın toplantısında DEAŞ’ın Musul ve çevresinde önceki gün 232 kişiyi vurarak infaz ettiğini, bunlardan 190’ın Irak güvenlik güçlerinin eski üyeleri olduğunu açıkladı. Shamdasani, terör örgütünün salı günü de 24 kişiyi öldürdüğünü bildirdi. BM Sözcüsü, DEAŞ’ın ayrıca 8 bin aileyi kaçırarak Musul’da canlı kalkan olarak kullandığını kaydetti.