T24- Açık Radyo'nun kurucusu Ömer Madra, sekizincisni başlattıkları "Açık Radyo Dinleyici Destek Projesi"ni anlattı.
Radikal gazetesinde yayımlanan, Elif Türkölmez'in Ömer Madra'yla yaptığı söyleşi (21 Mart 2011) şöyle:
Müsterih olun, Açık Radyo var
‘Yıllardır her sabah ilk duyduğum ses sizin sesiniz.’ diyorum. “Eyvah!” diyor Ömer Madra gülümseyerek, tüm mütevazı haliyle. Ama ben eminim, esas ‘eyvah’lık durum, benim gibi binlerce kişi için, bir sabah kalkıp o sesi duymamak olurdu. Esas ‘eyvah’lık durum, son 15 yıldır, memleketin havasını değiştiren Açık Radyo’nun susması olurdu.
Sadece bir radyo olmanın ötesinde, aynı zamanda bir fikir paylaşım platformu oluşuyla, ana akım medyanın ezbere dilini kıran, onu aşan yayıncılık anlayışıyla Açık Radyo, kâr amacı gütmeden, ticari kaygı taşımadan bağımsız bir şekilde yoluna devam etmeye çalışıyor. Bir ‘topluluk radyosu’ olma fikriyle yayın hayatına başlayan Açık Radyo bu anlamda ancak ve ancak dinleyicilerinin desteğiyle ayakta kalıyor, yayınlarını sürdürebiliyor. Yani Açık Radyo, dinleyicisiyle yaşıyor. İşte bu sebepten, her yıl baharla birlikte radyonun Elmadağ’da bulunan stüdyosunun koridorlarına da bir canlılık geliyor, telefonlar susmuyor, kapılar kapanmıyor. Çünkü dokuz gün sürecek bir şenlik başlıyor.
Dinleyiciler stüdyoda
Destek projesine, başka bir deyişle ‘Açık Radyo Şenliği’ne her yıl, Uğur Yücel, Şebnem İşigüzel, İlker Aksum, Harun Tekin, Bağış Erten, Arto Tunçboyacıyan, Derviş Zaim, Semih Kaplanoğlu gibi, isimlerini buraya sığdıramayacağımız kadar çok sanatçı destek veriyor. Ve tabii radyonun dinleyicileri de stüdyoya giriyor; yanlarında getirdikleri müzikleri çalıp, fikirlerini paylaşıyor. Dinleyici destek projesi, radyonun susmaması için hep çok önemliydi ama bu yılki önemi daha da büyük. Radyonun da içinde bulunduğu, Üftade Sokak’taki han, butik otele dönüşeceği için Açık Radyo’nun kısa bir zaman içinde taşınması gerekiyor. Bunun için de radyonun bu yıl daha çok desteğe ihtiyacı var. Bu dokuz gün içinde gelecek destekler, radyonun taşınacağı evin peşinatını verebilmek için elzem. Açık Radyo’ya destek, bir programa sponsor olmak için 0 212 343 41 41’i arayabilir, acikradyo.com.tr’yi tıklayabilirsiniz.
Açık radyo gibi bir söyleşi
Ömer Madra’yla destek projesi üzerine söyleşmek için buluştuk ama Madra’nın sohbeti o kadar ilham verici ve derin ki, sonuçta bizimki ‘Açık Radyo hakkında değil Açık Radyo gibi’ bir sohbet oldu. Hasbıhalden notlar:
Bu yılki destek projesinin bir teması var, dünyada olup bitenlerle ilişkili de olarak ‘dayanışma’ teması üzerine programlar yapılacak. Biz, Açık Radyo dinleyicisinin, bu radyoya sahip çıkma motivasyonunun da ‘dayanışma’ olduğunu düşünüyoruz. Medyada, dayanışma kavramıyla ilgili büyük bir yanılgı var. Ben insanların dayanışma ruhunu hiçbir zaman kaybetmediklerine, felaketlerde de özellikle tekrar hatırladıklarına inanıyorum.
Sosyal medyanın artık çok önemli olduğuna inanıyorum. Geleceğin medyası onlar olacak tabii ki ama ben bir medyanın, başka bir medya yüzünden biteceğine inanmıyorum. Bir medya kanalını bitiren yine kendisidir. Yaptığı yayıncılık, içeriktir. Gazete ya da televizyon, Twitter ya da Facebook yüzünden bitmez, içeriğini yenileyemediği için biter.
Açık Radyo’nun dinleyicileriyle çok güçlü bir bağı var. Biz bir topluluk radyosuyuz. Topluluk radyosu kavramı bizde bilinmeyen bir kavram. Açık Radyo, dinleyicisiyle birlikte yaşayan, onların desteğiyle varolan bir radyo. Hiçbir ticari kaygısı yok.
Bazen dinleyicilerimizle yolda karşılaşıyoruz. Çok güzel anlar yaşanıyor. Mesela bir keresinde, daha sonra buraya gelip yayınlarımıza da katılan, dostumuz olan, taksici Memiş Kütük beni Harbiye’de yolda gördü. Arabayı resmen yolun içinde bıraktı, yanıma kadar geldi. “Müsterih olun, dinliyoruz.” dedi ve gitti. Böyle anlarda insan bu işi neden yaptığını anlıyor. Lafa bakar mısın, “Müsterih olun, dinliyoruz.”