20 Eylül 1992'de JİTEM tarafından Diyarbakır'ın Seyrantepe Mahallesi'nde vurularak öldürülen Kürt gazeteci ve yazar Musa Anter, ölümünün 29. yıl dönümünde mezarı başında anıldı.
BBC Türkçe'den Hatice Kamer'in haberine göre; bu yıla kadar her yıl silahlı saldırıya uğradığı Diyarbakır'da ve mezarının olduğu Nusaybin'in Akarsu Köyü'nde anma programı gerçekleştirilirken bu yıl Mardin Valiliği, Musa Anter anmasını gerekçe göstererek kent ve ilçelerini kapsayacak şekilde 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı ilan etti.
Valilik yasak için gerekçe olarak "PKK/KCK terör örgütü ve muzahir şahıslar tarafından Mardin/Nusaybin/Akarsu bucağındaki mezarı başında ve olay yerinde anma etkinlikleri düzenlenmesini" gösterdi.
Eski Adalet Bakanı Mehmet Topaç'ın 1994'de uğradığı silahlı saldırıya da yer veren Mardin Valiliği, yasaklama kararında eylem ve etkinliklerin koronavirüs salgının bulaş riskini arttırdığı için kamu düzeninin korunması, kamu sağlığının korunmasının hedeflendiği belirtti.
Diyarbakır'da vurulduğu yerdeki anmanın ardından, Valilik'in yasak kararına rağmen mezarı başında yapılan anmaya herhangi bir engel çıkartılmadı.
HDP milletvekilleri ve gazetecilerin katıldığı anma programında Musa Anter'in hayatından kesitler anlatıldı ve davasının dokuz ay sonra zaman aşımından düşeceği hatırlatıldı.
Ne olmuştu?
Musa Anter 20 Eylül 1992'de Diyarbakır'da katıldığı bir imza programının ardından, siyasetçi Orhan Miroğlu'yla birlikte Seyrantepe Mahallesi'ndeyken uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetti. Orhan Miroğlu da ağır yaralandı.
Katilin kimliği tespit edilmedi, cinayetin JİTEM tarafından gerçekleştirildiği öne sürüldü.
Abdülkadir Aygan, İtirafçı adındaki kitabında Musa Anter'i öldürenin Hamit Yıldırım olduğunu yazdı Dosyasının zaman aşımına uğramasına 3 ay kala Hamit Yıldırım, Diyarbakır Savcılığı'nın talimatıyla 29 Haziran 2012 tarihinde tutuklandı.
Tetikçi olmakla suçlanan Hamit Yıldırım, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım, Abdulkadir Aygan ve Emekli Albay Savaş Gevrekçi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen Musa Anter davasının iddianamesi ise 5 Temmuz 2013 tarihinde kabul edildi.
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri kapatılınca Musa Anter davası Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşındı ve 23 Aralık 2014'ten itibaren JİTEM Ana Davası ve Musa Anter dosyası birleştirildi.
8 yıldır devam eden davada Mehmet Eymür, Veli Küçük, Ünal Erkan gibi önemli isimler tanık olarak dinlendi.
26 Eylül 2016'da SEGBİS ile ifade veren emekli tuğgeneral Veli Küçük dönemin İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli ve dönemin Jandarma Genel Komutanı Burhanettin Bigalı'nın kendisini Ankara'ya çağırarak devletin kırsalda istihbarat eksiği olduğunu, yerel istihbarat birimlerini Ankara'dan idare edecek bir birime ihtiyaç duyulduğunu, bunun üzerine Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nın kurulduğunu ve 1990-Haziran 1991 tarihleri arasında komuta ettiği bu birimin lağvedilmesi ile görevinin sonlandığını söylemişti.
Küçük, JİTEM yapılanmasının var olmadığını da öne sürdü.
Musa Anter davasının tek tutuklu sanığı olan Hamit Yıldırım ise 5 yıllık tutukluluk süresi dolduğu gerekçesiyle 28 Haziran 2017'de tahliye edildi.
14 Kasım 2018 tarihinde görülen duruşmada eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin tanık olarak dinlendi ve 1995 yılında Iğdır İl Jandarma Komutanı'nın Yeşil'i, "Terörist avında başarılıdır" diyerek kendisiyle de tanıştırdığını söyledi.
Pekin, devletin gizli servisleri adına çalışan meçhul unsurlar olduğunu, bu tür kişilerin suikastlar ve infazlar için kullanıldığını, Yeşil'in de devlet adına işler yaptığını dile getirdi.
Dönemin OHAL Valisi Ünal Erkan da 25 Eylül 2019 tarihindeki duruşmaya katıldı ancak JİTEM'e ilişkin sorulara yanıt vermedi.
7 Temmuz'da 29. duruşması görülecek Musa Anter davasında bu kez karar verilip verilmeyeceği bekleniyor.
Dosya bir karara bağlanmazsa, 9 ay sonra zaman aşımından düşecek.