Gündem

Murat Yetkin: Hayat, Payitaht dizisindeki boş böbürlenmeler gibi değil ki

"Neden Cumhurbaşkanı özel olarak imam-hatip ve ilahiyat mezunlarının öğretmen olmaktan kaçınmasına dertleniyor?"

08 Kasım 2019 07:30

Gazeteci yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın “İlahiyat mezunları öğretmenlik için görev almakta niye tereddüt ediyor? İlahiyat mezunları nedense öğretmen olmak için gayret etmiyor. Birçok İmam Hatip'te Kuran dersleri boş geçiyor. Din Kültürü ve Ahlak Dersi'ne hoca bulunmuyor dersem yalan söylemiş olmam" sözleriyle ilgili bir yazı kaleme aldı.

"Madem dindar olması istenen nesle Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten daha çok örnek gösterilmek istenen İkinci Abdülhamit oluyor, örneği Abdülhamit’ten verelim" diye yazan Yetkin, Osmanlı İmparatorluğu padişahı II. Abdülhamit döneminde ciddi eğitim reformları yapıldığını hatırlattı.

YetkinReport'ta yayımlanan yazısında "Hayat, Payitaht dizisindeki boş böbürlenmeler gibi değil" ifadelerini kullanan" tecrübeli gazeteci, "Abdülhamit bilmez miydi matematik, fizik, kimya gibi geleceği kuram dallara ağırlık veren rüştiyeler, mülkiyeler, tıbbiyeler kurmak yerine ilahiyat fakültelerine ağırlık vermeyi?" diye sordu

Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

Hayat, Payitaht dizisindeki boş böbürlenmeler gibi değil ki. Ama madem dindar olması istenen nesle Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ten daha çok örnek gösterilmek istenen İkinci Abdülhamit oluyor, örneği Abdülhamit’ten verelim. Abdülhamit’ten örnek alınacaksa, Türk imparatorluğunun da, Osmanlı hanedanının yıkılışını hızlandıran Alman patentli pan-İslamist maceracılıktan değil, bu topraklardaki ilk ciddi eğitim reformu örnek alınabilir mesela. Abdülhamit bilmez miydi matematik, fizik, kimya gibi geleceği kuram dallara ağırlık veren rüştiyeler, mülkiyeler, tıbbiyeler kurmak yerine ilahiyat fakültelerine ağırlık vermeyi? “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” diyen, oturup geometri kitabını daha iyi anlaşılsın diye Türkçeleştiren Atatürk de o okullarda yetişmişti, bugün vefasızca kötülenmeye çalışılan ama 70’inci yılı “Neden öğretmen olmak istemiyorsunuz?” sitemiyle kutlanan Ankara İlahiyat Fakültesini açan İsmet İnönü de.

Öğretmen olmak isteyerek öğretmen okullarına giren, mezun olan binlerce genç atamaları yapılıp öğrencilere ders anlatmak için can atarken, kimileri canlarına kıyarken, neden Cumhurbaşkanı özel olarak imam-hatip ve ilahiyat mezunlarının öğretmen olmaktan kaçınmasına dertleniyor?


Dertlenecek o kadar sorun var ki her yıl “reform” adı verilen değişikliklerle öğrencileri de aileleri de çaresizliğe iten, parası olanın çocuklarına daha iyi eğitim verip Batı ülkelerine göndermeye çalıştığı, ülkedeki fırsat eşitsizliği makasını her yıl biraz daha açan eğitim sistemimizde…


O kadar çok sorun var ki, ilahiyat mezunlarının imam-hatiplerde kuran derslerine öğretmen olmak istememesine dertlenmeye varana kadar…


Yetkin'in yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz