Gazeteci-yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kabinesinde "radikal" değişikliklere gideceğiyle ilgili haberlerin ardından "hangi bakanın gidip, hangilerinin kalacağı" ile ilgili bir yazı kaleme aldı.
Yetkin, birçok haberin odak noktasında bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın devre dışı bırakılmayacağı değerlendirmesinde bulundu. Yetkin, Albayrak'ın bakan olarak olmasa bile bir şekilde "sistem içinde kalabileceğini" ifade etti.
Tecrübeli gazeteci, Erdoğan'ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu görevden almasının zafiyet olarak algılanmasından rahatsız olabileceğini yazdı.
Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Kilit önemdeki bakanlar: önce Albayrak
Öncelikle herkesin merakı Berat Albayrak: Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla 7 Ağustos tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 43 sayılı kararname, Hazinenin yurt içi ve yurt dışı özel şirketlere ortak olabilmesine imkân getiriyor, İpotek Sigortası Kurumu gibi (ABD’de 2008 krizini tetikleyen türev pazarlara benzeyen) mali aygıtlara kapı açıyordu ve bu yönüyle çok tartışıldı. Oysa aynı Kararname ile halen Naci Ağbal’ın yönettiği Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına ait pek çok yetki, Hazine ve Maliye Bakanlığına da veriliyordu. Bu Türk idare sisteminde pek görülmemiş bir durumdu; aynı yetkilerin iki kurum tarafından “müştereken” kullanılması isteniyordu.
Bu durum iki şekilde yoruma açıktı. Birincisi, Albayrak, belki de yeni bir Cumhurbaşkanı yardımcılığı oluşturularak, ya da bir başka yetki statüsü ile Beştepe’ye çekilecek, Naci Ağbal ya da bir başka isim de Bakan olacaktı. İkinci ihtimal ise, Strateji ve Bütçe Başkanlığı yetkilerinin de fiilen Albayrak tarafından kullanılması, dolayısıyla gücünün daha da artması olabilirdi. Her iki senaryoda da Albayrak’ın sistem içinde kalacağı anlaşılabiliyor. AK Parti içinden ve dışından, parti ve devlet yönetiminde “aile” etkisi eleştiri konusu yapılırken, Erdoğan ve çevresinin konuya “kurban verildi” görüntüsüne yol açılmaması şeklinde baktığı anlaşılıyor.
Bütün bunlara ek olarak Albayrak, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkartma hedefinde kilit rolde, muhatabı da Trump’ın aynı zamanda Orta Doğu Özel temsilcisi olan damadı Jared Kushner. Erdoğan bu projeye çok önem veriyor ve bu koşullarda Albayrak’ı devre dışı bırakması yüksek bir ihtimal değil.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu:
Çavuşoğlu halen AK Parti’nin 2001’deki kurucu ekibinde yer alıp da hükümet sistemi içinde makam sahibi olarak kalan, Erdoğan dışındaki tek isim. Eğer Binali Yıldırım, Fuat Oktay’ın yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapılmazsa, tek isim olarak kalmaya devam edecek. Bu kadar yıl boyunca Erdoğan ve Çavuşoğlu arasında –en azından dışarıya yansımış olan- bir sorun yaşanmış değil. Antalya belediye başkanlığının kaybının faturası da Çavuşoğlu’na çıkarılmıyor. Ancak Çavuşoğlu’nun makamında çok AK Partilinin gözü var, kıskananlar fazla. Çavuşoğlu’nun yeri sağlam görünüyor ama, siyaset bu, belli olmaz.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu:
Albayrak ile arasının iyi olmadığı yolunda iddialara rağmen sadece Erdoğan’ın değil, Erdoğan’ın seçim (ve gizli koalisyon) ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de güvendiği bir isim. Bahçeli’nin Soylu’ya tebrik ve teşekkür telefonu açtığı haberleri sadece üç HDP’li belediye başkanının görevden alınmasıyla değil, aynı zamanda doğu ve güneydoğuda çok sayıda kaymakam ve emniyet görevlisinin atamasında Bahçeli’nin önerilerinin de gözetildiğine bağlı olabilir. İç politikada keskin çıkışlarıyla da Erdoğan’ın hem kılıcı, hem kalkanı olabiliyor. Erdoğan, muhalefetin hedefindeki Soylu’yu görevden almasının zafiyet olarak algılanmasından rahatsız olabilir."
Yetkin'in "Babacan başlıyorken Bakanlara papatya falı: kim gider, kim kalır?" başlıklı yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz