Medya

Murat Yetkin anlattı: Türk spor âlemine yön veren bir istihbaratçı

04 Haziran 2019 16:43

Gazeteci Murat Yetkin, Türkiye Basketbol Federasyonu'nun kurucu başkanı, Milli Olimpiyat Komitesi ve Galatasaray yöneticisi ve aynı zamanda Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu Turgut Atakol'un hayatını anlattı.

Yetkin, "Kürek ve basketbol sporcusu Turgut Atakol, Milli İshbarat Örgütü’nün öncülü, o zamanki adıyla Milli Emniyet Hizmetleri Riyasetinin (MAH) İstanbul ekibinde yer almıştı. Ama eşi dahi onu İstanbul Valiliğinde çalışıyor diye biliyordu. Gerçeği evlendikten 6 yıl sonra rastlantı sonucu öğrenmişti" ifadesini kullandı.

Yetkin'in yazısı şöyle:

Evliliklerinin üçüncü senesiydi. Evlerine hırsız girmiş, bir kaç gün sonra yakalanmıştı. Eşi Turgut Atakol işteydi, kapıyı Cahide Atakol açtı. Bir sivil polis kendisini tanıttı, “Burası Turgut Atakol’un evi mi?” diye sordu. “Evet” dedi Cahide Hanım, “Niye soruyorsunuz?”

Polis açıkladı: Turgut Atakol Milli Emniyet’te çalışıyordu, bazı “gizli” soruları olacaktı. Cahide Hanım, Turgut Atakol’un Dr. Oygur Yamak tarafından yazılan “Sporun Efendisi – Türk Basketbolunu Yücelten Adamın Yaşam Öyküsü” başlıklı biyografisine (1) göre “şoke oldu”. Çünkü o kocasını İstanbul Valiliğinde memur olarak çalışıyor diye biliyordu. Dört yıl önce Turgut Atakol, Galatasaray’ın o zamanlar “yenilmez armada” denilen dört tek dümencili ekibinde yer alıp, aynı zamanda kürek şubesi kaptanlığını yaptığı sırada, Cahide Usta da kadınlar takımında kürek çekerken tanışmışlardı. Atakol, o yıl İstanbul şampiyonluğunu kazandıktan sonra kürek sporunu bırakmış ve 27 yaşında Galatasaray Spor Kulübü yönetimine alınmıştı. Aynı yıl, yine kaptanlığını yaptığı Galatasaray basketbol takımındaki sporculuk hayatına da son verdi; artık spor yöneticisi kariyerine başlıyor, bir yandan da “Vilayetteki” devlet memuriyetini sürdürüyordu. Doğrusu işi İstanbul Valiliği binasındaydı ama mesleği istihbaratçılıktı. Bugünkü Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının (MİT) öncülü olan Milli Emniyet Hizmetleri Riyasetinin (MAH) İstanbul ekibi, Valiliğin “Mektupçu Ofisi” denilen bölümündeki birkaç odasına sıkışmış çalışan bir avuç insandan oluşuyordu; 1860’larda Arnavutluk’tan Trabzon’a, oradan da 1900’lerin başında İstanbul’a göçüp yerleşen bir ailenin ferdi olan Turgut Atakol da onlar arasındaydı. O dönem İstanbul operasyonlarının başında Mehmet Tayfuroğlu olduğu bilgisi var. Yani, Atakol basketbol oynarken, kürek çekerken, müstakbel eşiyle tanışırken, Galatasaray’da yöneticiliğe başladığında da, evlendiği sırada da, o hırsızlık olayı sivil polisi kapılarına getirene kadar, tam dokuz yıldır herkesten sakladığı gizli hayatını sürdürüyordu bir yandan.

Turgut Atakol 1943’te Cahide Usta ile evlendiğinde 6 yıldır istihbarattaydı; eşi bu durumu 3 yıl sonra tesadüfen öğrenecekti.

Dünya, ikinci büyük savaşa doğru sürüklendiği 1937 yılında, Alman Lisesini bitirdikten bir yıl sonra, bir MAH yetkilisi ona ulaşarak iş teklif etmişti. Almancası mükemmeldi, belge tercümeleri konusunda çalışmak ister miydi? O yıllarda MAH ajanlarının en çok uğraştığı işler arasında yabancı büyükelçilik ve konsolosluklardan gizlice aldıkları, kendi deyimleriyle “tırtıkladıkları” belgelerin içeriğini hükümete iletmek vardı. Genç Turgut işi kabul etmişti. Askerliğini Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği Kasım 1938 ile Nisan 1939 arasında, yalnızca altı ay yapıp Yedeksubay diplomasıyla tamamlamış olması, zaten onu bekleyen daha önemli devlet görevleri olduğunu gösteriyordu. Spor yöneticisi olarak çok parlak bir kariyeri oldu Turgut Atakol’un. İstihbaratçılığının –o aşamada sadece- eşine deşifre olduğu 1946 yılında Türk basketbol milli takımı ilk yurtdışı maçı için Yunanistan’a onun başkanlığında gitti; maçı ayarlayan da zaten oydu. İkinci Dünya Savaşı bitmişti ve Türkiye’nin çok kısıtlı imkânlarıyla dünyaya açılma çabasında spor kanallarının açılmasını sağlayan spor yöneticilerinden birisi MAH’ın İstanbul bölgesi ajanlarındandı. Yunanistan’ı 1947’de Lübnan ve Suriye, 1948’de Mısır izledi. (Bunların tamamı Türkiye’nin o dönem uluslararası ilişkileri bakımından önem taşıyan komşularıydı.) Türkiye Uluslararası Basketbol Federasyonu’nun (FIBA) Kahire’de düzenlediği turnuvaya ilk kez 1949’da katıldı; bu 1936’da Nazi yönetimindeki Almanya’da düzenlenen Berlin Olimpiyatlarından sonra Türk Milli Takımının katıldığı ilk resmî uluslararası turnuva olmuştu.

Atakol aynı zamanda uluslararası basketbol hakemiydi. Hakemliğin kitabını yazmıştı. Uluslararası Basketbol Federasyonu FIBA Onur Listesinde Türkiye’den ismine yer verilen ilk ve tek isim oldu.

Atakol’un girişimleriyle 1950’de FIBA gözetiminde ilk Uluslararası İstanbul Basketbol Turnuvası düzenlendi. Nihayet 1959’da İstanbul’da ilk Avrupa Basketbol Şampiyonasının düzenlenmesinden bir yıl önce Turgut Atakol, Türkiye Basketbol Federasyonunun kurucu başkanlığı görevine getirildi. Bu arada uluslararası turnuvalarda basketbol hakemi olarak da görev alıyordu. 1964 yılında, Turgut Atakol’u Türkiye’nin Münih Başkonsolosluğu, Konsolos Yardımcısı olarak görüyoruz. Biyografisinde “ataşe” olarak da geçiyor, ama ayrıntı verilmiyor. Biz verelim. Türk işçi göçünün başlaması ardından “68’inci vilayetimiz” olarak da adlandırılan Münih o yıllarda (ve hâlâ da) Türk istihbaratının en önem verdiği dış merkezler arasındaydı. O tarihlerde Alman istihbaratı BND’nin merkezi de Münih’teydi. Dahası Münih, o zamanlar (ve kısmen hâlâ) Amerikan istihbaratı CIA’nın Avrupa operasyonlarının merkez üssü konumundaydı. Atakol’un dört yıllık Münih görevinin spor idareciliği ile bir ilgisi olmadığı açıktı. Milli istihbaratın Münih istasyon şefliğindeydi. Zaten en başta “Teşkilata” Almanca bilgisi sayesinde alınmıştı. Artık, otuz yıl kadar önce ajan olarak girdiği mesleğinin bir istihbarat analisti olarak zirvesinde, MİT İstanbul Bölge Daire Başkan Yardımcısı düzeyindeydi.

Atakol 1964-1968 arası Münih’te Konsolos Yardımcısı sıfatıyla Milli İstihbarat istasyon şefliği yaptı. Atandığı sırada İstanbul Bölge Daire Başkanlığı'nda üst düzey analistti.

Murat Yetkin'in yazısının tamamını okumak için tıklayın