Uzun yıllardır ekrandan uzak olan ve tedavisi yatağa bağlı olarak devam eden usta oyuncu Münir Özkul'un kızı Güner Özkul, Renkli Sayfalar programına telefonla bağlandı."Haldun Dormen'in Kenan Işık hakkındaki sözlerini anlaşılabilir buluyorum" diyen Güner Özkul, babasının sağlık durumunu da canlı yayında anlattı. Özkul, "Stüdyoya geliyorum, dublaj yapıyorum babamı tanıyan, babamla çalışma şansına erişmiş insanlardan 'ya evladım böyle olmasa keşke gitse' diyenler de var. Onların fikirlerine de saygı duyuyorum. Ancak babamın kulağına fısıldayıp 'hadi git artık' diyecek halim de yok" dedi.
Güner Özkul'un açıklamaları şöyle:
"Haldun Dormen, Kenan Işık kendisi bilseydi, seçme hakkı olsaydı 'böyle yaşamak ister miydi' diye bir şekilde empati kurmak istiyor olabilir. Haldun Bey'in burada atladığı şey hasta yakınlarıyle empati kurmak. Hasta yakınları, kendi vicdanlarını rahatlatmak için olsun, hastaya olan bağlılıklarından dolayı olsun ellerinden geleni yapmış olmayı isterler. Bu konudaki en ufak bir şüphe onları çok üzer. Ebeveyn kaybeden eşim dostum ve yakınlarım bana 'onun nefes aldığını bil bu sana yeter. İnan bana giderse çok üzülürsün' diyorlar. Dolayısıyla biz hasta yakınları olarak hiç bir şeyi atlamamış, elimizden geleni yapmış olmak istiyoruz.
"Kendi sesine yabancılaştı"
Babamınki tam olarak bitkisel hayat değil. Bir süreç içinde bu noktaya gelindi. Belki Kenan Işık için geri dönüş olabilir. Tamamen eskisi kadar olmasa bile... Evet beynin bir kısmı harap oluyor bu süreçte. Beynin işlev gören kısımları, göremeyen kısımlarının görevlerini de üstleniyor olabilir. Eğer bir gün bir geri dönüş olursa bunu gözlemleme şansları da olabilir. Çünkü Kenan Işık'ın ki bir süreç içinde gelişmiş bir rahatsızlık değil. Bir kaza sonucu aniden bu duruma düştü. Bu süreçten nasıl dönülür ya da dönülür mü belki zaman gösterir. Ancak babamınki öyle değildi. Babam yatağa bağlandığında bilinci açıktı.Zaman içinde artık daha az fonksiyonel ola ola sonunda bir gün hiç iletişime geçemez oldu.
Gırtlağına solunum için trakestomi yapıldığında oraya ses için bir kanül takıldığında kendi sesine yabancılaştı. Neticede artık 91 yaşında ve yaşlılık da söz konusu. Bu süreci yavaş yavaş biz de izleyeceğiz.
"Babamın kulağına fısıldayıp, 'hadi git artık' diyemem"
"Stüdyoya geliyorum, dublaj yapıyorum babamı tanıyan, babamla çalışma şansına erişmiş insanlardan 'ya evladım böyle olmasa keşke gitse' diyenler de var. Onların fikirlerine de saygı duyuyorum. Ancak babamın kulağına fısıldayıp 'hadi git artık' diyecek halim de yok.
"İster takdir-i ilahi deyin, ister vakti kerahat..."
Bazal metabolizma kusursuz işliyor. Tansiyonunda bir şey yok, böbreğinde bir şey yok, kalbinde bir şey yok... Tamamen yaşlılık bunaması sonucu beyine oksijen gitmemesinden kaynaklı bir demans durumu başladı. Gittikçe de bir ivme kazandı. Buna bağlı olarak sinir sitemi gittikçe yıprandı. Metabolizması çalışan bir adama 'ya artık vaktin doldu' demek bize düşen bir şey değil. İster takdir-i İlahi deyin, ister vakti kerahat deyin... Eğer ki gitmesi gerekiyorsa gider diye düşünüyorum ama biz yaşatmak için elimizden geleni yapmalıyız.
"İnanmazsam dayanmak zor olur"
Babamı ziyarete gittiğimde artık çok fazla konuşmuyorum. Çünkü fazla bir reaksiyon alamıyorum. bizi konuşurken dinlediğini düşünüyorum. Geçen hafta sonu kızımla oradaydık, bizimle konuşmaya çalıştı. Seslendi ama çok fazla reaksiyon alamadık. Eskiden gözündeki hareketleri çok fazla takip edebiliyorduk, artık gözünde de katarakt olduğu için bu da zorlaştı. Görüş de azaldı. Çok yakınına giderseniz sizi görebiliyor. bizi duyduğuna inanmak istiyorum, eğer inanmazsam buna dayanmak zor olur"