AB ve Türkiye arasındaki anlaşma çerçevesinde mülteciler Yunanistan’dan Türkiye’ye gruplar halinde geri gönderilmeye başlandı. Türkiye’ye geri gönderilen mültecilerin daha sonra da geldikleri ülkelere iade edilmeleri bekleniyor. Ancak Uluslararası Af Örgütü, hem AB’nin mültecileri Türkiye’ye yollaması hem de Türkiye’nin bu kişileri tekrar geldikleri ülkelere göndermesinin Cenevre Sözleşmesi ile bağdaşmadığı uyarısında bulunuyor. Af Örgütü’ne göre, mültecilerin toplu geri gönderilmesi AB ve uluslararası hukukun ihlali ve Cenevre Sözleşmesi'nin de "alaya alınması" anlamına geliyor.
Toplu geri göndermelerle ilgili olarak DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye temsilciliğinden Begüm Başdaş, Türkiye’nin AB ile görüşmeler devam ederken Suriyeli ya da Suriyeli olmayan mültecileri geri göndermeye başladığını ve bunu belgelediklerine dikkat çekerek "Eğer bu anlaşma planlandığı gibi uygulanırsa, AB’nin gönderdiği mültecilerin aynı kaderle karşı karşıya kalmaları söz konusu. Mültecilerin gözaltı ve zorla geri gönderme riski altında olduklarını görüyoruz. Bu nedenle Türkiyenin üçüncü güvenli ülke olarak AB ülkeleri tarafından kabul edilmesi çok endişe uyandıran bir şey" diye konuştu.
Türkiye’nin mültecileri geldikleri ülkeleri iade etmesinin yasadışı olduğunu, çünkü gittikleri ülkelerde hayati risk bulunduğunu ve bunun da Cenevre Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirten Başdaş, Türkiye’nin güvenli ülke olarak kabul edilemeyeceğini vurguladı.
"Sayıları azalmadı"
Başdaş, AB ve Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasının Avrupa’ya gitmeye çalışan mültecilerin sayısını azaltmadığına da dikkat çekti.
Başdaş, “BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden çıkan raporlara baktığımız zaman Ocak ve Şubat aylarında, mültecilerin geçen yaz aylarındaki rakamlara ulaşan şekillerde Yunanistan'a geçmeye çalıştığını görüyoruz. Azalma söz konusu değil” diye konuştu. Başdaş’a göre, sınırlar bu şekilde korunmaya çalışıldığında mülteciler başka şekillerde, başka rotalarla Avrupa'ya geçmeye çalışacak.
Türkiye'deki mültecilerin durumu
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin verilerine göre Türkiye’de kayıtlı Suriyeli mültecilerin sayısı yaklaşık 2 milyon 700, Suriyeli olmayan mültecilerin sayısı ise 300 bin civarında. Kayıtlı olmayanların sayısı ise kesin olarak bilinmiyor, ancak 1 milyona yakın olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de mültecilerin zor koşullarda yaşadığına işaret eden Begüm Başdaş, “Halihazırda Türkiye’de bulunan mültecilerin sosyo-ekonomik ve kültürel haklara erişimleri kısıtlı ve çok ciddi yoksulluk ve yokluk içinde yaşıyorlar” dedi.
Yapılan hukuksal düzenlemelerle eğitim ve sağlık alanında iyileştirmeler olduğunu, ancak uygulamada sorunlar yaşandığını belirten Begüm Başdaş, Suriyeli olmayan mültecilerin durumunun daha da vahim olduğunu ifade etti. Suriyeli olmayanların yasal düzenlemelerden faydalanamadığını söyleyen Başdaş, “Onlar, tamamen kaderlerine terk edilmiş durumda. Kayıt dışı olanlar ise zaten hiçbir haktan faydalanamıyor. Daha da yoksul bir şekilde yaşıyorlar şehirlerde” diye konuştu.
Yürüttükleri çeşitli kampanyalarla mülteci haklarının korunması gerektiğine dikkat çekmeye çalıştıklarını belirten Begüm Başdaş, mültecilerin sürdürülebilir bir hayat yaşamaları gerektiğini vurguladı. Başdaş, “Bunun için de kendilerini idame ettirebilmeleri, çalışmaya hak kazanmaları, çalışmalarının da güvenceli bir hak olması lazım. Bununla ilgili de çok önemli eksiklikler görüyoruz” dedi.
Türkiye eleştirileri geri çevirmişti
Türkiye Dışişleri Bakanlığı geçen hafta Af Örgütü'nün eleştirilerini yaptığı bir açıklama ile geri çevirmiş, Türkiye'nin son haftalarda çok sayıda Suriyeli'yi zorla ülkelerine gönderdiği yönündeki suçlamaların doğru olmadığını savunmuş ve uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerine bağlı olduklarını belirtmişti. Af Örgütü'nün Türkiye'ye yönelik suçlamalarının ardından Alman hükümeti sözcüsü Georg Streiter de Türkiye'ye yöneltilen suçlamaların doğru olup olmadığını onaylayamayacağını ancak konunun inceleneceğini açıklamıştı.