T24 - Çağnur Öztürk
Yayınlandığı günden beri bitmek bilmeyen tartışmaların merkezi olan Muhteşem Yüzyıl’ın belgeseli çekildi ve dün Show TV’de ekrana geldi.
Show TV Haber Merkezi tarafından 4 aylık bir çalışmanın ürünü olan belgesel, Muhteşem Yüzyıl’ın kamera arkasını, yapım aşamasını kısacası bir prodüksiyonda yer alan her şeyi A’dan Z’ye anlatıyor.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, başarılı bir belgesel var karşımızda, titizlikle çekilmiş, emek verilmiş, kaliteli görselleri olan…dizi tarihimiz için bir ilk olması dolayısıyla da kutluyorum Show Haber Merkezi’ni.
Hollywood filmlerinin kamera arkası belgeselleri kalitesinde bir iş çıkmış. Ekranlarımız için yeni bir akımın öncüsü olacaktır. (Muhteşem Yüzyıl, Ocak’ta Star TV’de devam edecek...Show TV Haber Merkezi’nin hazırlamış olduğu bu başarılı belgesel sanırım Show TV’de kalacak. Timur Savcı keşke belgeselin yapımını da kendisi üstlenseydi)
Peki belgeselde dizinin senaristi Meral Okay ne diyor; Belli bir tarihsel gerçekliğe dayanmak zorundasın ama belli bir kurgu da var. Onları bir karakter haline duygusal hale çevirdiğinizde hikaye çıkıyor.
İşte bu noktada bir senaryoda en başarılı olması gereken bir öğeye değinmek istiyorum ve Meral Okay bunu başarılı yaptığı için bu dizi bu kadar konuşuluyor. Okay’ın duygusallık dediği şey, karaktere perspektif verebilmek. Dizide karakterler öyle iyi derinleştiriliyor ki, izletiyor, merak ettiriyor. İnsanı, zaaflarını tanımak için de bence bir vesile bu dizi.
Gelelim bitmek bilmeyen tarihi saptırıyor tartışmalarına…Her gün bir itiraz, yok Hürrem yanlış tanıtılıyor, Kanuni şöyle değil, gerçekten bu tartışmalar artık bıkkınlık verdi.
Bu bir dizi, belgesel değil yani kurmaca.
O nedenle artık rahat olunuz, fevri çıkışlar yapmayınız. Bir televizyon dizisi olduğu için de izletmek için gerekli formülleri uyguluyor.
Hiçbir filmin ya da dizinin tarihi yeniden inşa etmediği ya da hiçbir tarihi yıkmadığı görülür. Tarihin rekonstrüksiyonu ya da dekontrüksiyonu yapılmıyor, yapılamaz da yani.
Dünya Sinema Tarihi’nde de çok tepki alan tarihsel filmler vardır. Bu tartışmaların sebebi ise tarihin bu kadar yoruma, gözleme açık olması.
Örneğin Aristo’ya şiir bile tarihten daha bilimseldir çünkü ‘’şiir, genelleştirilmiş bir insan tipinin belli durumlarda ne yapacağı gibi evrensel olanla uğraşırken tarih bir insan tekinin veya bir insan zümresinin belli bir durumda ne söylediği ve ne yaptığı gibi cüzi vakalarla ilgilenir.''
İngiliz tarihçi Edward Hallet Carr ise tarih bir kronoloji degil, diyalektik iliskiler bütünü diyor.
İşte oturun tarih nedir diye tartışın bence ama dizilerden ve filmlerden uzak olarak.
Muhteşem Yüzyıl için kurmaca sözcüğünü hatırlatarak artık bu konuda her gün bir araştırmacının tarihçinin çıkışları bitsin diyorum, gına geldi.
Bilinç tutulmasının da ötesi varmış
Şu moda programların bakarken ya sabır diye diye izliyorum. Geçenlerde katılanları hayretle izliyorum demiştim.
Ancak artık bazı yarışmacıları görünce acayip sinirleniyorum, camları açıp oksijen almak istiyorum ve ben utanıyorum.
Show TV’deki Bugün Ne Giysem’de yarışmacı yarı finale kalmış ama nasıl kalmış evdeki koltukları satmış, sonra da kocam boşadı zaten diyor, bunu diyen 5 yaşında bir çocuk annesi.
Jüri tepki gösterince yok eğlenmek için söylemiştim diye kıvırıyor.
Bir başkası hastanede yatan annesini bırakıp hastaneden kaçıp gelmiş, şangır şangır kıyafetiyle gelmiş bir de gülerek anlatıyor.
Pes artık bu durum bilinç tutulmasını da aşmış.
Akıllara seza!!!