Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ‘anne sütü bankası’ projesiyle ilgili tartışmalar ve eleştiriler sürerken, kamuoyuna rağmen bu projeyi gerçekleştiremeyeceklerini söyledi.
Zaman gazetesinin Ankara Temsilciliği’ni ziyaret eden Müezzinoğlu, “Tedbirleri almadan yürütürsek, bunun vebalinin altından kalkamayız. Hukukî zemini güçlendirerek, kamuoyu vicdanını da yanımıza alarak gerçekleştirebiliriz. Kamuoyuna rağmen bunu yapamayız” dedi.
Toplumda yanlış bir algı oluştuğunu savunan Müezzinoğlu, anne sütü projesini sadece hayatî risk taşıyan 3 bin civarında prematüre bebek için düşündükleri bilgisini verdi. Muhtemel sorunların önüne geçmek için de sütkardeşleri ve aileleri 5 yılda bir, hatta her bayramda buluşturmayı düşündüklerini bildirdi. Bakan, “Kız ve erkeğe ayrı anneler verilecek. Çocuk, sütannesi ya da sütkardeşleri olduğunu mutlaka bilecek” ifadelerini kullandı. Projedeki ‘banka’ ifadesinden rahatsız olduklarını da belirten Müezzinoğlu, başka bir isim bulunabileceğini dile getirdi.
Önemsedikleri kriterleri ‘kayıt sistematiğinin hatasızlığı ve bilgilendirme’ olarak sıralayan Sağlık Bakanı, hukuki zemini güçlendirip kamuoyu vicdanını yanlarına alacaklarını belirtti.
Türkiye’de yılda 6 bin bebek öldüğünü, bunun 3 bininin anne sütü alamayan prematüre bebekler olduğunu kaydeden Müezzinoğlu, erken doğmuş yoğun bakım koşullarındaki çocukların sağlıklı beslenmesi için gerekli olduğunu da ileri sürdü. Müezzinoğlu “Bunların en önemli ilacı ve vazgeçemeyeceğimiz gıdası anne sütü. 150 yıldır Avrupa’da uygulanıyor. Asli unsur, anne sütüne olan ihtiyaç. Hayati bir ihtiyaç” dedi.
‘Kamuoyuna rağmen yapmayız’
Sanki Kızılay Kan Bankası gibi sütleri toplayacağız, depolayacağız, sonra vatandaşın çocuğuna lazım olduğunda buradan süt verilecek gibi bir algı oluştuğuna değindi. “Böyle bir şey yok. Sistem barkodlu, kayıtlı olacak. Anne belli, nüfus kütüklerine işlenecek” bilgisini verdi. Sağlık Bakanı bu tedbirleri almadan projenin yürütülmesinin mümkün olmayacağını aktarırken, “Yürütsek bile yarın bunun vebalinin altından kalkmamız mümkün değil. Proje bütün bebekler için değil sadece hayati risk taşıyan prematüre bebekleri için olacak” dedi.
Projenin fayda kısmından vazgeçmediklerini yineleyen Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
“Tedbir kısmında kamuoyu ne öneriyorsa ona açığız. Milletin evlatlarının buna ihtiyacı var. Medeniyetimize ait bir proje. Hukuki zemini güçlendirerek, kamuoyu vicdanını da yanımıza alarak gerçekleştirebiliriz. Fayda ve tedbirin toplum tarafından sahiplenileceği bir proje olacak. Bu tür projeler kamuoyuna sorulmadan yürütülmez zaten. Biz de kamuoyuna rağmen bunu yapamayız.”
Aileler bayramlarda buluşacak
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, projenin toplumun endişelerini karşılayacak şekilde yürütülmesi için gerekli adımların atılacağını, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da “Tedbir kısmını ihmal etmeyin” talimatı verdiğini açıkladı.
En önemli iki muhatap, anne ve bebeğin belli olacağını, ailelerin bilmeleri için sürecin kayıt altına alınacağını, nüfus kütüklerine işleneceğini bildirdi. Sağlık Bakanı “Süt alan çocuk 5 yaşına girdikten sonra her iki aileyi karşılıklı olarak bilgilendireceğiz” dedi. Müezzinoğlu, tedbirleri şöyle sıraladı:
“Duyarlıyız çünkü DNA’yı taşıyor. Çocuğa sütannesi ya da sütkardeşleri olduğu, her 5 yılda bir hatırlatılacak. Anne kız çocuğu emziriyorsa kız çocuğa, erkek çocuk emziriyorsa erkek çocuğa süt verebilecek. Aileleri bayramlarda buluşturmayı bile düşünüyoruz. Aile büyükleri vefat etse bile nesiller bilecek. Ama bunun hukukunun da kurulması lazım. İçişleri ve Adalet bakanlıkları ile görüşüp bu konunun yasal düzenlemesini yapacağız. Projeyi süreç içinde tekrar değerlendireceğiz.”
‘Evlenen sütkardeşler varmış’
Bakan Müezzinoğlu, projeyi sordukları Musevi ve Hıristiyan cemaati temsilcilerinden ‘İnançlarımızda böyle bir sorun yok.’ karşılığı aldıklarını da açıkladı. Tartışmanın toplumun diğer kesimlerini ilgilendiren boyutuyla sürdüğünü belirtirken ekledi:
“Din âlimlerine (Hayrettin Karaman) görüş sorduk. Bilmeden evlenen ve sütkardeşi olduklarını sonradan öğrenenler kendilerine başvuruyormuş. ‘Ne olur kayıt altına alın’ dediler.”