Rusya lideri Putin, saldırıdan üç gün önce, işi ülkeyi savunmak olan Federal Güvenlik Teşkilatı (FSB) yöneticilerine konuştu. Başlıca önceliğin “özel askeri operasyonu” desteklemek olduğunu söyledi. Bu, Ukrayna’nın topyekun işgali için kullanılan resmi tanım.
Putin, Ukrayna’nın “terör taktiklerine” geçtiğini söyledi. Ayrıca, Batı’dan Rusya içinde gerçekleştirilebilecek potansiyel saldırılarla ilgili “provokatif açıklamalar” yapıldığından bahsetti. Rusya lideri “Uyarılar doğrudan şantaja ve toplumumuzu yıldırmak ve istikrarsızlaştıra niyetine benziyor” dedi.
Bu durum, ABD ve Rusya arasındaki güvensizliğin, Moskova’nın dinlemek istememiş ve bunun yerine uyarıları Ukrayna Savaşı’yla bağlantılı olarak yöneltilen bir tehdit olarak görmüş olabileceğine işaret ediyor.
ABD’nin sahip olduğu ve ilettiği istihbaratın içeriğini ve ne kadar net olduğunu henüz bilmiyoruz. İstihbarat sıklıkla belirsiz ve bilgiyle harekete geçmesi zor olabilir.
Ancak ABD’nin büyük bir istihbarat toplama mekanizması var ve IŞİD’ı yakından izliyorlar. Moskova saldırısını gerçekleştirdiğinden şüphelenilen IŞİD kolu, aynı zamanda Ağustos 2021’de Kabil Havaalanı’ndaki ABD güçleri ve sivillere yönelik düzenlenen saldırıya ve son dönemde de Irak’taki bombalı saldırılarla ilişkilendirilmişti.
Ancak, Rusya’yla paylaşılan istihbarat güvenilir ve spesifik olarak IŞİD ile ilgiliyse, FSB ve Putin bunu neden daha çok ciddiye almadıkları konusunda zor bir konumda kalmış gibi görünebilir.
Öyleyse, Moskova açısından fırsatı kaçırdıklarını kabul etmek yerine, hem sorumluluktan kaçmak hem de savaşa desteği artırmak için saldırıyı bir şekilde Ukrayna’ya bağlamak daha kolay olabilir.