Gündem

Mine Söğüt: Bu korkunç dünyada, bir evde “insan gibi” yaşamakla, kimliği belirsiz bir şekilde sokağa düşmek arasında incecik bir çizgi var

“Sokakta donarak ölenlerin olduğu bir dünya”

Sami Babacan isimli evsiz sokakta donarak yaşamını yitirmişti

20 Ocak 2021 09:48

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Söğüt, “Bu korkunç dünyada, bir evde ‘insan gibi’ yaşamakla, kimliği belirsiz bir şekilde sokağa düşmek arasında incecik bir çizgi var” düşüncesini dile getirdi.

Söğüt yazısında, “Sokakta yaşıyorsanız başınıza her şey ama her şey gelebilir. İnsanların gözünde bir hayaletsinizdir. Yanınızdan sizi görmeden geçip giderler. Yokmuşsunuz gibi hiç var olmamışsınız gibi gerçek değilmişsiniz gibi. Polis, bir suç işlemediğiniz sürece sizi görmez. Devlet, bir suç işlemediğiniz sürece sizinle ilgilenmez. Suçsuz olmanız sizi iyice yok yapar. Sayılmazsınız, kale alınmazsınız, umursanmazsınız. Çöpte yemek aramanız ya da ıslak kaldırımlarda kartonlar üzerinde uyumanız... Çocuk, kadın, yaşlı ya da sakat olmanız.. Bağıra çağıra ya da suskunluğunuzla yardım istemeniz... Bir köşede ağlamanız...Ya da yanınızdan geçen herkesin gözünün içine dik dik bakmanız... Öldürücü soğuklarda otobüs egzozlarının ya da dükkânların havalandırma borularının sıcağına sığınmanız.. Hatta kimi zaman kendinizi de ateşe verdiğiniz küçük yangınlar çıkarmanız bile... Hiçbir şeyi değiştirmez.” ifadesini kullandı.

Söğüt yazısında şunları kaydetti:

"Kendi tercihiyle değil, delirdikleri, hastalandıkları, işsiz kaldıkları, çevreleri tarafından dışlandıkları, madde bağımlısı oldukları, yoksullaştıkları, topluma ayak uyduramadıkları, farklı oldukları, tutunamadıkları, tutunacak bir dal bulamadıkları için... Bir gün bir çatı altında uyurken ertesi gün kendisini sokakta bulan...

Ve geri dönüşü olmayan bir yolda önce kendisini sonra canını kaybeden onca insan... Sistem onları ne kadar yok sayarsa saysın... varlar.

Sokaktalar, evsiz kalmışlar... Birkaç hayırseverin insafına bağlı varlıklarıyla, sokaktaki hayata dayanabildikleri kadar yaşamaktalar. Sonra bir gün açlıktan ya da donarak ölmekte ya da öldürülmekteler. Siz onların isimlerini bazen öğreniyorsunuz bazen de onları “kimliği belirsiz” zannediyorsunuz.

Varsa eğer bir fotoğraf ne âlâ. Oysa bu korkunç dünyada; Herkes için... Sizin için bile... İncecik bir çizgi var bir evde “insan gibi” yaşamakla, kimliği belirsiz bir şekilde sokağa düşmek arasında."