Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993 tarihinde evinin önünde uğradığı bombalı saldırıda yaşamını yitirdiği saldırıyla ilgili olarak "Gelelim Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç suikastlarına. Bu siyasi cinayetler Türkiye’yi karıştırmakla kalmadı. İran nefretini de körükledi.. Çünkü bu cinayetlerin arkasında hep İran olduğu iddia edildi. O dönem ABD İran’la kanlı bıçaklıydı. Birileri de Tahran’ı şeytanlaştırmak istiyordu. FETÖ’cüler taşeronluk yapmış olamaz mı? Bal gibi olur. FETÖ’nün uluslararası olmasının ilk adımı bu eylemleri olamaz mı?" dedi.
Mehmet Tezkan'ın "Uğur Mumcu'da FETÖ şüphesi" başlığıyla yayımlanan (25 Ekim 2016) yazısı şöyle:
FETÖ nasıl bir örgüt?
DHKP-C’yi kullandığına göre..
DHKP-C üzerinden dönemin Başbakanı’na suikast kumpası kurduğuna göre..
DHKP-C içindeki silahlı kaos eylem timini kontrol ettiğine göre..
Yargıda örgütlenip binlerce hâkimi, savcıyı kendine bağladığına göre..
Emniyet’e girip binlerce polisi militanı yaptığına göre..
TSK’ya sızıp darbeye kalkışacak kadar general-albay-binbaşı-yüzbaşı-astsubaya sahip olduğuna göre..
Orduya subay yetiştiren okulları (askeri liseleri, harp okullarını) tamamen ele geçirdiğine göre..
Milli Eğitim’i avucunun içine alıp ‘altın nesil’(!) yetiştirmeye soyunduğuna göre..
Yüzlerce okul.. Yüzlerce yurt.. Onlarca üniversite açtıklarına göre..
Esnafı kandırıp ‘din adına’ para topladıklarına göre..
Devasa holdingleri finansörü yaptığına göre..
Basit bir örgüt değil..
Mahalle imamının yapacağı iş değil..
H
FETÖ’cüler..
Sadece Türkiye’de faal halde değillerdi..
Sadece Türkiye’yi işgal etmek için örgütlenmediler..
170 ülkeye elleri uzanmış.. 170 ülkede binden fazla okul açmışlar.. O ülkelerin en önemli siyasetçilerinin, bürokratlarının çocuklarını okullarına almışlar..
Yanlarına çekmişler..
O ülkelerde söz sahibi olmuşlar.. O ülkelerin de kalbine girmeyi hedeflemişler..
Çoğunda girmişler de..
Mahalle imamının akıl edeceği iş değil..
H
O halde.. Mutlaka arkasında bu işleri organize eden bir güç vardır.. Bir ülkenin istihbarat servisi veya istihbarat servisi içindeki kliğin parmağı..
Birilerine hizmet etmeseler Kamboçya’da neden okul açsınlar ki..
Kamboçya’da okul açmak kolay mı? Birileri önlerini açmasa, birileri talep etmese, birileri istemese ne işleri var Asya’nın Güneydoğu’sunda..
Ne işleri var, Afrika’da..
H
Gelelim Türkiye’deki siyasi cinayetlere..
Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeçsuikastlarına..
Bu siyasi cinayetler Türkiye’yi karıştırmakla kalmadı..
İran nefretini de körükledi.. Çünkü bu cinayetlerin arkasında hep İran olduğu iddia edildi..
O dönem ABD İran’la kanlı bıçaklıydı..
Birileri de Tahran’ı şeytanlaştırmak istiyordu..
FETÖ’cüler taşeronluk yapmış olamaz mı?
Bal gibi olur..
FETÖ’nün uluslararası olmasının ilk adımı bu eylemleri olamaz mı?
Bal gibi olur..
FETÖ’cüleri tanıyalım
Darbe girişiminde Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay İlhami Polat’ın hâkim eşi Suzan Polat, etkin pişmanlıktan yararlanmış..
FETÖ’yle ilgili önemli bilgiler vermiş..
Tahliye edilmiş..
Anlattıkları o yapıyı anlamamız, binlerce insanın neden Fethullahçı olduğunu anlamamız için ışık tutucu..
Anlattıklarının özeti..
Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra eşim İlhami Polat’la tanıştım. Tanışmamı cemaatin ‘abla’sı olan ve Amerika’da olduğunu bildiğim Emine A. sağladı.
H
Emine A.’nın eşi Ertuğrul A.’nın da eşim ve kurmay albay Ahmet Zeki’nin ‘abi’si olduğunu eşimle evlendikten sonra öğrenmiştim.
H
Askerlerin ve üstlerinin olduğu toplantılarda eşim alkol alırdı. Ancak normal hayatında alkolden uzaktı. Eşim o zamanlar Ağrı Doğubayazıt’ta üsteğmen rütbesindeydi. Cemaat’le ilgili bana hiçbir şeyden bahsetmiyordu.
H
Çerkezköy’de çalışmaya başladık, kendisi kurmay yüzbaşıydı. İlhami, ‘abi’ dedikleri ve Çorlu’da bulunan kişilere gidip geldiğini bana söyledi. Ayda bir kez görüşmeye gidiyor, telefonunu kapatıyordu.
H
Eşimin Genelkurmay Başkanlığı’na tayini çıktı. Yargıtay Tetkik Hâkimliği’ne geçtim. Burada çalışırken Cemaatçi olduğunu bildiğim mesai arkadaşım Fatma Betül beni yemeğe davet etti. Fatma,
4 kardeşti ve eşi de hâkimdi. ‘Eğer bizim yargıdaki Cemaat’e dahil olmak istiyorsan, maaşının belirli bir oranını bize vermem gerekiyor’ dedi. Kabul etmedim. Fatma bir daha beni toplantılara çağırmadı.
H
Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan güvenlik toplantısının ses kayıtlarının sızdırılması soruşturmasında Cemaatçi olarak bildiğim, aynı zamanda eniştem olan hâkim Fatih Özaydın’ın telkinleri doğrultusunda karar verdim.
H
Eşimi en son 16 Temmuz sabahı gördüm. 15 Temmuz günü öğlen eve gittim ve eve gittiğimde İlhami evdeydi. Misafirlerinin geleceğini söyledi. İki kişi geldi, gelenlerin kim olduğunu bilmiyorum. Yarım saat konuşup sonra hep beraber ayrıldılar.
H
Eşimi ertesi sabah gördüğümde bana kendisini affetmemi, emrin büyük yerden olduğunu,Fethullah Gülen’in emir verdiğini söyledi. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum.
H
Bu itiraflar çok önemli.. Hem bu ‘abi’ler, ‘abla’lar düzenini anlamamız için.. Hem de Fethullahçı dediğimiz insanların ruh halini anlamamız için..