Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talebi üzerine Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı yerine getirilen yeni sistemde yalnızca 8. sınıf sorularının sorulacağını açıkladı. Yılmaz, ayrıca sınav süresinin 135 dakika olduğunu, soru sayısının da 90 olduğunu ifade etti.
Yılmaz, TRT Haber canlı yayınında katıldığı programda, liselere yerleştirmede uygulanacak yeni sisteme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yeni sistemin kimsenin kaygı duymayacağı, kolay, anlaşılır ve sade olduğunu belirten Yılmaz, "Hiçbir evladımız istemediği bir okula gönderilmeyecek. Mutlaka tercihi içinde bulunan okul gruplarından birine gönderilecek" ifadesini kullandı.
Yılmaz, eğitim bölgelerinden adrese dayalı öğrenci alan bir sistemin hayata geçirileceğini, aralık ayı içinde eğitim bölgelerine ilişkin çalışmanın tamamlanacağını bildirdi.
Daha önceki bütün müfredattan öğrencilerin genel yeteneğinin ölçüleceği yönünde açıklamalar yaptıklarını anımsatan Yılmaz, şöyle konuştu:
"Geçmiş yıllara dönerseniz bu bir şekilde dershaneciliği veya ilave yardımcı kaynakları aramaya iter diye görüş geldi. Dolayısıyla da bu sistemde sadece 8. sınıflardan soru sorulacak. Bizim okullarımızın kitapları, okullarımızda işlenen müfredatlar esas olacak. Daha önceki açıklamamızda 60 soru sorulacağını söylemiştik. Yükseköğretim Kurulu'nun soru sayısını artırması üzerine biz de soru sayısını 60'dan 90'a çıkardık. 90 soru için 135 dakikalık süre verilecek. 20 fen, 20 Matematik, 20 Türkçe, 10 İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, 10 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 10 yabancı dil sorusu sorulacak. Sınav tek oturumda yapılacak. Belki arada yaş grubu dikkate alınarak belki bir 10 dakika ara verilebilir."
TEOG'un belli sakıncalarının ortaya çıktığını, etüt merkezlerinin çoğaldığını dile getiren Yılmaz, bu sınavın baskısını zorunlu olmaktan çıkardıklarını vurguladı.
Bakan Yılmaz, yeni sistemde sınavın zorunlu olmayacağını belirterek, "İsteyen gerecek. Geri kalan yüzde 90 öğrencimiz kendi adresine dayalı, eğitim bölgesi içinde kalan okullara kaydedilecek. Öğrenci sayısı yüzde 10'a tekamül eden bir grubu, biz sınavla öğrenci alan okullar statüsüne getireceğiz" dedi.
"Kapasite var"
Sınavla girilen okullara başvurunun ilk yıl fazla olabileceğine işaret eden Yılmaz, rehberlikle öğrencilerin yönlendirilmesi ve sınavsız girilen okulların da başarı gösterdiğinin görülmesiyle, bunun, sınavla alınan öğrenci sayısının 2-3 katını geçmeyeceğini düşündüklerini aktardı.
Yılmaz, "Yaklaşık 1 milyon öğrenci, ikametgahının olduğu yerde okuyacak. Veliler çocuklarını okutmak istedikleri okulu bulabilecek mi?" sorusu üzerine, şöyle dedi:
"Geçmiş yıllardaki öğrencilerimizin ve velilerin tercihini dikkate alırsak, yüzde 12 gibi bir oran imam hatip seçiyor. Meslek lisesini tercih edenlerin oranı yüzde 40. Gerisi de değir okullara... Bunları da dikkate aldığımızda öğrenci sayımızın üzerinde kapasitemiz var. 1 milyon 180 bin 8. sınıf öğrencimiz var. Toplam lise birlerin kapasitesi bizim 1 milyon 268 bin. Buna özel okullar da dahil değil. Özel okulların ne kadar kapasitesi var? 200 bin. İkisini korsanız ne yapar? 1 milyon 468 bin yapar. 1,5 milyon kapasite var. Böyle bir kapasitenin olduğu yerde kaygı duymaya gerek var mı? Böyle bir şey gerçekleşir mi? Hiç düşünmüyorum."
"Herkes istediği okula"
"Bir veli, evladını imam hatip lisesine göndermiyorsa kesinlikle Milli Eğitim Bakanlığı olarak biz onun kaydını imam hatip lisesine yapmayacağız. Meslek lisesine göndermeyecekse, o evladımızı meslek lisesine göndermeyeceğiz." diyen Yılmaz, öğrencilerin istedikleri okula gideceğinin, kimsenin istemediği hiçbir bölüme gitmeyeceğinin altını çizdi.
"Bu sistem özel okullara talebi artırır mı?" sorusunu Yılmaz, "Olmaz. Özel okulların oranı ne kadar? Yüzde 7. Yüzde 93 yine kamuda eğitim alıyor. OECD ülkelerinde ne kadar? Yüzde 15. Bizim bunu da artırmamız lazım." yanıtını verdi.
Açık uçlu soru olacak mı?
Daha önce gerek kendisinin gerek Başbakan Binali Yıldırım'ın açık uçlu soru ile ilgili ifadelerine değinen Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı olarak açık uçlu sorulara hazır olduklarını, öğretmenleri ve değerlendiricileri bu doğrultuda eğittiklerini dile getirdi. Yılmaz, "Ancak toplumda 'Bunun değerlendirmesini objektif olarak yapabilmek mümkün değildir' şeklinde bir algı var. Dolayısıyla yeni bir tartışmaya yol açmamak için açık uçlu soru sormamayı kararlaştırdık." bilgisini paylaştı.
Liselere yerleştirmelerde kontenjanların üzerinde bir talep olması halinde ne yapılacağının sorulması üzerine Yılmaz, il müdür yardımcılıklarının başkanlığında komisyonların oluşturulduğunu, ilçelerde sıkıntı olacağını düşünmediklerini ancak büyük illerde daha geniş bir çalışma yapılması gerektiğini söyledi.
Sistemde her ortaokulu bir lise ile ilişkilendireceklerini anlatan Yılmaz, "Bu, vatandaşımızın çok yabancı olduğu bir sistem değil. Bu sistem, çok daha başarılı, öğrencinin kendi bulunduğu muhitinde daha çok akademik başarıyı yakalayabileceği, kendini ifade edebileceği, farklı davranışa yönelmeyeceği, farklı çevrelerle de tanışmayacağı çok sağlıklı bir ortamda çok daha iyi bir eğitim almasına imkan sağlayacak." diye konuştu.
"Okul notu dkkate alınmayacak"
Bakan Yılmaz, "Okul notu esas alınacak mı?" sorusunu yanıtlarken, şöyle konuştu:
"Okul notu dikkate alınmayacak. Tercih, ev yakınlığı, ortaokul kaydı esas alındığında öğrenci okula yerleşmiş olur. Güzel sanatlar, spor liseleri eskiden olduğu gibi öğrencilerin yeteneklerini ölçebileceği bir sınavla kayıt alacaklar. 81 güzel sanatlar lisesi var. Toplam öğrenci sayısı 14 bin 743. 93 tane sosyal bilimler lisesi var ve 36 bin 780 öğrenci okuyor. Bu yıl kaç kişi girecek spor lisesine? 5 bin 490 öğrencimiz spor lisesine, 5 bin 790 öğrencimiz güzel sanatlara, 9 bin 60 öğrencimiz sosyal bilimlere, 33 bin 810 öğrencimiz de fen lisesine gidebilir."
Nakil sürecinin nasıl olacağına ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, "İkametgah değiştiyse okul da değişecek." dedi. Sınavın ücretsiz olacağını açıklayan İsmet Yılmaz, örnek soruların aralık ayında yayımlanacağını bildirdi.
Özel okulların kendi sınavlarını yapabileceklerine işaret eden Yılmaz, "Ancak bu dönem MEB’in sınav sonuçlarını değerlendirmeyi esas alarak bir yerleştirme yapacaklarını ifade ettiler. Bundan dolayı da özel okul yöneticilerine teşekkür ediyorum." dedi.
"Eğitim fakültelerinde, din kültürü ve ahlak bilgisi bölümü yok"
Danıştay'ın Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliğine atamalarda ilahiyat fakültesi mezunları arasından atama yapılmasına dair işlemin yürütmesini durdurma kararına yönelik değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, eğitim fakültelerinden mezun olup da Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi verecek bir bölümün bulunmadığına dikkati çekti.
Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
"Danıştay kararı diyor ki, ilahiyat fakültelerinden mezun olanlar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olamaz. Bizim bir öğretmenimiz atanamadığı dönemde, 'İlahiyat fakültelerinden gelen öğretmenler atanıyor' diyor. Danıştay da 'Herhalde haklıdır' diyerek... Bunu kaldırmak için bir yasal düzenleme de dahil gereğini yapacağız. Danıştay’ın yaptığı kesinlikle yanlış uygulamaydı. Bunu düzeltebilmenin yolu bir yasa çıkarmak. Şu anda eğitim fakültelerinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği yok. Olsaydı olabilirdi. Davayı açanlar, oradan mezun. Ancak daha sonra o bölüm kapatıldı. Bu öğretmenleri yetiştirme görevi ilahiyat fakültelerine verildi. Bu davayı açan da şu an bizim öğretmenimiz."
"Atamalarda mülakat gerekli"
Öğretmen atamalarında mülakatın gerekli olduğuna işaret eden Yılmaz, öğretmenlerin güvenlik soruşturmasına tabi tutulduklarını vurguladı.
Araştırmalar sonucunda kamuda görevlendirilmesinde sakıncası olanların elendiğini dile getiren Yılmaz, ancak "Mülakat sisteminde üç başarılı kişiden birini alıp diğer ikisini dışarı koyuyorsunuz." şeklinde eleştiri yapıldığını belirtti. Yılmaz, "Hiç kimse de kendisindeki eksikliği görmüyor. 'Adamını bulan' deniyor. Bunu da ortadan kaldırmak için güvenlik soruşturmasından geçtikten sonra çok istisnai olanlar hariç hepsinin yazılı puanını esas alarak bir sıralama, bir atama çerçevesini oluşturacağız. Mülakat kesinlikle olacak." ifadelerini kullandı.
"Ücretli öğretmenlere imtiyaz"
Ücretli öğretmenlerle ilgili sıkıntı yaşandığını, onların gerçekten mağdur olduklarına inandığını vurgulayan Yılmaz, "Şöyle bir kanuni değişiklik yapacağız. Bizde beş yıl ücretli öğretmenlik yaparak, öğretmenlik tecrübesini kazanmış kimselere, üç katı kontenjana girme şartı olmadan mülakat hakkı konusunda bir imtiyaz tanıyacağız. Bu da onların uğradığı kaybı biraz giderecektir." diye konuştu.
Milli sporculardan öğretmen atamaları için kadro taleplerinin bulunduğunu bildiren Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, bu karşılandığında atama yapacaklarını kaydetti.