Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Bayram Zilan, Tarkan’ın Cuppa şarkısının 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce yayınlanmasını “Darbe başarılı olsaydı, Fetullahçı cuntacılar, ‘Darbe Şarkısı’ olarak mı kullanacaktı?” diyerek sorguladı. Zilan, şarkının sözlerini yazan Sezen Aksu’ya ve Tarkan’a “Bu şarkı neden 15-16-17 Temmuz değil de 14 Temmuz'da piyasaya sürüldü? Sezen Aksu ve Tarkan bu sorulara cevap vermeli. Şüpheleri ve soru işaretlerini gidermeli” dedi. Zilan, şarkıda geçen 'cuppa' kelimesini alarak 'cunta' olarak da değiştirip köşesine taşıdı.
Zilan’ın Milat’ta bugün (5 Ekim 2016) yayımlanan yazısı şöyle:
En Anti-Fetöcü gibi duranların Baş-Fetöcü, Fetullah'a en çok küfür eden Anti-Fetullahçıların bir numaralı Fetullahçı olduğu "Kripto Zaman"ların tam ortasındayız. Meşhur bir deyim var, "denizden babam çıksa yerim" diye... İşte bu deyimden mülhem, "denizden babamız çıksa, Fetöcü olabilir mi?" diye şüphelendiğimiz günler yaşıyoruz.
Hem nasıl şüphelenmeyelim ki!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaverinin Fetöcü çıktığı, omzuna bir yıldız daha koymaya yer kalmamış kudretli paşaların özel kalem müdürlerinin, çaycılarının, postacılarının "halka ilk namlu doğrultan darbeci" çıktığını görünce şüphelenmemek elde mi?
Hele, "bukalemun"un bile önlerinde saygıyla eğilip şapka çıkarttığı Fetöcülerin, kılıktan kılığa, renkten renge girme yetenekleri düşünüldüğünde...
Her şeyden şüphelenir hale geliyor insan.
Bu aralar pür dikkat etrafımızı kolaçan ediyoruz. Mobese kameralarının başında 7/24 nöbet tutup "arananlar TOP20 listesi"ne tepeden girmiş şahısları arayan görevli titizliğinde, biz de "Fetöcü/Kripto Fetöcü" arıyoruz her yerde.
Dile kolay...
241 şehit verdik. 2000'in üzerinde gazimiz var.
Tank paletleri altında şehadet şerbeti içmişlerimiz, helikopterden atılan mermilere gövdesini siper etmişlerimiz var.
Ezanlar susmasın diye bir daha hiçbir zaman konuşamayacak olanlarımız var.
Halkın vergileriyle alınmış silahları halka doğrultan alçaklarla mücadele etmek hepimizin boynunun borcu. Herşeyden evvel, 241 şehidimize ödememiz gereken bir borç. Onların hayatta olan annelerine, babalarına, eşlerine, çocuklarına borcumuz.
Bu yüzden gözlerimizi "radar misali" açtık. İzliyoruz, süzüyoruz, gözlüyoruz, soruyoruz, sorguluyoruz...
Gözümüze "takılanların" üzerine gidiyoruz.
Gitmeliyiz de...
İşte bunlardan bir tanesi.
Sözlerini Sezen Aksu'nun yazdığı, Tarkan'ın seslendirdiği "Cuppa" şarkısı.
Bu şarkı bana çok "garip" geliyor.
Şarkının sözlerini okuduğunuzda eminim size de "garip" gelecek...
"Hey hey tafya
Televizyonu açma, telefona da bakma
Ne acıklı ne saçma sanki kıyamet
Her şey satılık kalplerde katılık
Aşklar yatılık akışta millet
Cuppa cuppa cuppa cuppa da cuppa cuppa
Bağıra çağıra bas bas
Sabaha kadar dans
Hey hey tayfa
Kalk kalk hadi durma
Hey hey tayfa
Hey hey tayfa
Geri adım atma atma
Doğduk biz bu düzene
Ötekini üzen üzene
Olur mu ondan bize ne
Küfür kıyamet
Kalpleri kıran kırana
Bir sor be gönül koyana
Nedir bu o yana bu yana
Kopuşta millet
Cuppa cuppa cuppa cuppa da cuppa cuppa
Bağıra çağıra bas bas
Sabaha kadar dans
Hey hey tayfa
Kalk kalk hadi durma
Hey hey tayfa
Hey hey tayfa
Geri adım atma atma (6 defa)
Çaresi yok yanacaz biz de
Birilerine kanacaz biz de
Vurucaz dibe dibe önce
Elbette havalanacaz biz de
Cuppa cuppa cuppa cuppa da cuppa cuppa
Bağıra çağıra bas bas
Sabaha kadar dans"
Şarkı, ilk piyasaya çıktığı günden bu yana hem müzik severler, hem de müzik eleştirmenleri tarafından çok sert bir dille eleştiriliyor, yerden yere vuruluyor. Şarkının "Devrik Popstar Ajdar"ın şarkılarına bile rahmet okuttuğundan dem vuruluyor.
Sezen Aksu gibi, şarkıları kalbimize nakış nakış işlemiş bir duayenin böylesine "bayağı/sıradan" bir şarkı yazması garip elbette.
Ama "asıl gariplik" bu şarkının Sezen Aksu tarafından yazılması değil.
Asıl gariplik, bu şarkının 15 Temmuz darbe girişiminden tam 1 gün önce, yani 14 Temmuz'da piyasaya çıkması.
Sezen Aksu gibi Türkiye'de en az iki kuşağın gönlünde yer etmiş bir efsanenin böylesine "pespaye" bir şarkıyı kaleme alması "enteresan" gelmiyor mu size?
"Megastar" rütbesi olan, kendisine ulaşan binlerce şarkı sözünü elinin tersiyle iten Tarkan'ın, böylesine "içi boş" bir parçayı seslendirmesi son derece "ilginç" değil mi?
Şarkının 14 Temmuz'da piyasaya çıkması "tuhaf" değil mi sizce de?
1908 darbesinde kullanılan: "Osmanlılar bugün oldu muzaffer/Fethetti yeniden vatanı asker/Açtı mebuslara yolu süngüler/Yaşasın Niyazi yaşasın Enver" şarkı sözlerinden, 1960 darbesi sonrası kullanılan: "“Selam selam orduya/Selam bütün millete/Selam aziz vatana/Hürriyete bin selam" marşına kadar, 12 Eylül darbesinde kullanılan "Yine de şahlanıyor kolbaşının kır atı" türküsünden, 28 Şubat darbesinde kullanılan 10.Yıl Marşı'na varıncaya dek, bütün darbelerin ya bir şarkısı, ya bir türküsü ya da bir marşı muhakkak olmuştur.
Tarih boyunca bütün darbe süreçlerinde darbeciler, darbenin toplumsal hafızada yer bulması, toplumsallaşması ve meşruiyet kazanması için müziği "olmazsa olmaz bir araç" olarak kullanmıştır.
Sezen Aksu'nun babası olan, Aksiyon Dergisi'nin tabiriyle "Egitimin Yaman Dedesi" Yamanlar Kolejleri'nin ilk müdürü Sami Yıldırım'ın Fetöcü olduğu "iddialarını" da işitince insan...
Tarkan ve Sezen Aksu'ya sormadan edemiyor.
"Cuppa" şarkısı, "Darbe Şarkısı" mıydı?
Darbe başarılı olsaydı, Fetullahçı cuntacılar, "Darbe Şarkısı" olarak mı kullanacaktı?
Bu şarkı neden 15-16-17 Temmuz değil de 14 Temmuz'da piyasaya sürüldü?
Sezen Aksu ve Tarkan bu sorulara cevap vermeli.
Şüpheleri ve soru işaretlerini gidermeli.