Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi 2'nci sınıf öğrencileri B.G. (23) ve A.U.'dan (22), öğretmenleri derse incelemek üzere kemik getirmelerini istedi. İki öğrenci daha iyi bilgi edinmek ve öğretmenlerinden ekstra not almak için insan kemiği götürmeye karar verdi. İki öğrenci, başka bölümde okuyan arkadaşları B.A.'yı da yanına alıp, geçen 10 Mayıs'ta Çayırhisar Köyü Mezarlığı'na gitti. Üç öğrenci, kimsesiz mezarı zannederek açtıkları Baki Ada'nın mezarındaki kemikleri aldı. Öğrenciler, B.A.'nın hırkasına sardıkları kemiklerle mezarlıktan ayrılacakları sırada iki kişi tarafından farkedildi. Mezarlıkta ne yaptıklarını soran iki kişiye, "Geziniyoruz" diyen 3 öğrenci telaşla uzaklaştı.
Görgü tanıkları, evlerine kadar takip ettikleri 3 öğrenci hakkında şikayetçi oldu. Öğrenciler hakkında Balıkesir 3'üncü Sulh Ceza Mahkemesi'nde, 'kişinin hatırasına hakaret' suçundan dava açıldı.
'Suç olduğunu bilmiyorduk'
Doğan Haber Ajansı muhabiri Hilmi Duyar'ın haberine göre, mahkemedeki ifadelerinde yaptıklarının suç olduğunu bilmediklerini, kimsesiz mezarı sanıp açtıklarını belirten öğrencilerden A.U., "Öğretmenimiz kemik getirene ekstra not vereceğini söyledi. Üst sınıftaki öğrencilerle konuştuğumuzda kimsesizler mezarından kemik aldıklarını ve bir sorun çıkmadığını öğrendik. Bunun üzerine mezardan kemik aldık. Ancak, daha sonra geri gömdük" dedi. B.A. da benzer ifade verirken, B.G. mezar kazma işine karışmadığını, evde yalnız kalmaktan korktuğu için arkadaşlarıyla birlikte gittiğini söyledi. Mahkeme, öğrencilere önce 3'er ay hapis cezası verdi. Öğrencilerin bu suçu bir daha işlemeyeceklerine kanaat getirildiğinden ve duruşmadaki iyi hallerinden dolayı ceza yarı oranında düşürüp 45'er güne indirildi ve ertelendi.
'Eşini rüyasında görmüş'
2007 yılında 61 yaşındayken vefat eden eşi Baki Ada'nın kemiklerinin çalındığını üzülmemesi için, çocuklarının uzun süre kendisinden sakladıklarını belirten Gülsüm Ada, "Sürekli rüyamda eşimi görüyordum. Bana hep rahatsız olduğunu belirtiyordu. Rüyamı çocuklarıma anlatınca bana babalarının mezarının kazıldığını anlattılar. Olay mahkemeye intikal etmiş. Ben de davada müdahil oldum" dedi.
Bazı kemiklerin mezar kenarında bulunduğunu, korktuğu için içine koyamadığını söyleyen Gülsüm Ada, "Bu çocuklar tıp fakültesinde okuyor. İleride doktor olacaklar. Biz bu insanlara canımızı, çoluğumuzu çocuğumuzu nasıl emanet edeceğiz? Mahkeme öğrencilere ceza verdi ama bir türlü içime sindiremedim. Daha ağır ceza almalarını istiyorum. Karara itiraz edeceğim. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gideceğim. Her geçen gün içim parçalanıyor. Bir insana mezarında bile rahat vermiyorlar. Gün geçtikçe sıkıntım artıyor" diye konuştu.