Kültür-Sanat

Metin Erksan'ın türbeye gömülme vasiyeti için bakanlar devrede

Cumartesi akşamı hayatını kaybeden ünlü yönetmen Metin Erksan’ın, Nafi Baba Türbesi’ne defnedilmek istediği öğrenilince, Bakanlar Kurulu’ndan gerekli kararın çıkması için harekete geçildi

06 Ağustos 2012 14:11

83 yaşındaki usta yönetmen Metin Erksan böbrek yetmezliği teşhisiyle 10 gün önce kaldırıldığı Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nde cumartesi akşamı hayatını kaybetti.

Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre, Erksan’ın anne ve babasının mezarının bulunduğu Nafi Baba Türbesi’ne defnedilmek istediği öğrenildi. Ancak, Boğaziçi Üniversitesi kampüsü içinde yer alan Nafi Baba Türbesi’nin mezarlığı, 1950’li yıllardan beri yeni definlere kapalı. Bu nedenle, bazı bakanlar Erksan’ın Nafi Baba Türbesi mezarlığına defni için Bakanlar Kurulu’ndan gerekli kararın çıkması için harekete geçtiler.

Ünlü yönetmen için 7 Ağustos Salı günü 10.30’da İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda bir tören düzenlenecek. Metin Erksan, Teşvikiye Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlanacak.

Taraf gazetesinde yer alan habere göre, Metin Erksan, ilk filmi Âşık Veysel’in Hayatı/ Karanlık Dünya ile sadece yönetmenlik kariyerine adım atmadı, aynı zamanda sinema kariyeri süresince başına sürekli bela olacak sansür mekanizmasıyla da tanışmış oldu.

Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun senaryosunu 1952’de beyazperdeye aktaran Erksan, iki yıllık bir aranın ardından Peyami Safa’nın yazdığı Beyaz Cehennem/ Cingöz Recai filmini çekti.

Erksan’ın Türkiye’nin gündemine gelmesi ise Şoför Nebahat filmiyle oldu. Hikâyesi 1950’li yılların sonunda askerlik yaptığı Erzincan’dan döndükten sonra sinema çalışmalarına ağırlık veren Attila İlhan’a ait olan filmin senaryosunda, usta şairin yanı sıra Atıf Yılmaz’ın da imzası vardı. Atıf Yılmaz, Memduh Ün ve geçen yıl hayata veda eden Lütfi Akad gibi önemli yönetmenlerin ilk filmlerinde rol alan Sezer Sezin’in canlandırdığı Şoför Nebahat, Türkiye sinemasının kült karakterlerinden biri oldu.


Türkan Şoray’lı “Acı Hayat”


Kariyerinin başlarında Halide Edip Adıvar’ın Yol Palas Cinayeti ’ni sinemaya uyarlayan Erksan, 1962 yılında köy edebiyatının usta ismi Fakir Baykurt’un köy hayatını ele alan ilk romanı olan Yılanların Öcü’nü sinemaya aktardı. Fakir Baykurt’un öğretmenlikten atılmasına yol açan bu roman, Erksan’ın başını sansürle bir kez daha derde soktu. Usta yönetmen bu filminde Fikret Hakan, Nurhan Nur, Aliye Rona, Fatma Girik ve Erol Taş’a rol vermişti.

Tüm baskılara karşın sinemaya devam eden usta yönetmen Yılanların Öcü’nden sonra 1963 senesinde en meşhur filmlerinden Acı Hayat’ı çekti. Nisan ayında hayatını kaybeden Ekrem Bora, Türkan Şoray ve Ayhan Işık’ın rol aldığı bu filmi, Türk sinemasına yurtdışındaki ilk büyük ödülü kazandıran Susuz Yaz takip etti. Avrupa’nın en önemli sinema organizasyonlarından biri olarak kabul edilen Berlin Film Festivali’nin büyük ödülü olan Altın Ayı’ya değer görülen filmle Hülya Koçyiğit beyazperdeye ilk adımını attı. Necati Cumalı’nın aynı adlı hikâyesinden uyarlanan film, Erksan’ın önceki filmlerinde küçük roller verdiği Erol Taş’ın da ilk başrolü oldu. Usta yönetmenin sansürden nasibini alan ve ilk gösterimi Berlin Film Festivali’nde yapılabilen Susuz Yaz filmi, 2008 yılında Fatih Akın’ın çabalarıyla restore edilmiş ve Cannes Film Festivali’nin Klasikler Bölümü’nde gösterilmişti.

1965 yılında Türk sinemasının bir başka kült filmi Sevmek Zamanı’nda yönetmen koltuğuna oturdu Erksan. Erksan’ın boyacılık yapan Halil’in çalıştığı bir evin duvarında asılı olan kadın resmine âşık olmasının üzerinden surete âşık olma temasını ele aldığı film, çekildiği dönemde dağıtımcı bulamadığı için gösterime giremedi. Filmde Halil karakterine usta oyuncu Müşfik Kenter can vermişti.

1968 yılında çektiği Kuyu filmiyle daha sonradan Adana Altın Koza Film Festivali’ne dönüşecek olan ilk Adana Film Şenliği’nin En İyi Film ve En İyi Yönetmen ödüllerine değer görülen Erksan, 1977’de çektiği Hülya Koçyiğit ve Cemal Gencer’in başrolleri paylaştığı Sensiz Yaşayamam filmiyle sinemaya veda etti.

Duayen yönetmen sinemayı bıraktıktan sonra da sinemayla ilişkisini sürdürdü. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema ve Televizyon Bölümü’nde sinema dersleri veren Erksan, 2003 yılında Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne değer görüldü.


Sinemamızın varlığını yurt dışında kanıtladı


Metin Erksan’ın ölümü üzerine devletin zirvesinden başsağlığı mesajları yağdı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erksan’ın unutulmaz filmleriyle her zaman sevgiyle ve saygıyla hatırlanacağını belirtti. Usta yönetmenin vefatından derin üzüntü duyduğunu ifade eden Gül, Erksan’a Allah’tan rahmet, ailesine ve sanat dünyasına ise başsağlığı diledi. Gül, mesajında, “Sinemamızın gelişmesinde ve uluslararası alanda tanınmasında değerli katkıları olan, yurt dışında ve yurt içinde önemli ödüller kazanan Metin Erksan, unutulmaz filmleriyle her zaman sevgiyle ve saygıyla hatırlanacaktır” ifadesini kullandı.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise mesajında, ustanın Türk sinemasının duayen isimleri arasında yer aldığının ve başarılı çalışmalarıyla Türkiye’nin gurur kaynağı olduğunun altını çizerken, “Sinemamızın duayen isimleri arasında yer alan değerli yönetmen, başarılı çalışmalarıyla ülkemizin gurur kaynağı olmuştur. Unutulmaz filmleriyle sinemamızın bugünlere gelmesinde büyük pay sahibi olan Metin Erksan’ın aramızdan ayrılışı sinemaya gönül veren herkesi derinden üzmüştür” ifadesine yer verdi.


Çok büyük bir kayıp


TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Erksan’ın ölümünden duyduğu üzüntüyü ifade ettiği mesajında, “Sinemamıza çok değerli sanatçılar kazandıran ve bir dönem çektiği filmlerle hafızalarımızda önemli iz bırakan değerli Ersan’a Allah’tan rahmet sevenlerine ve bütün yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajında ise Erksan’ın Susuz Yaz filmi ile 1964’te Uluslararası Berlin Film Festivali’nde kazandığı Altın Ayı Ödülü’yle Türk sinemasının yurt dışında da varlığını kanıtladığı ve ölümünün çok büyük bir kayıp olduğu belirtildi. Kılıçdaroğlu; Sevmek Zamanı, Acı Hayat, Kuyu ve Yılanların Öcü gibi filmleri yöneten Erksan’a rahmet, sinema dünyası ve sinemaseverlere başsağlığı diledi.