Gündem

'Metal Fırtına' geri döndü: Renault işçileri direniş başlattı

"Açlıktan ölmeyiz, biz bu yoldan dönmeyiz"

01 Mart 2016 11:44

Bursa'da işçilerin sendika değiştirme talebiyle başlayıp, çok geniş bir hak arama mücadelesine dönüşen ve Türkiye'ye yayınlan 'Metal Fırtına' olarak bilinen işçi eylemleri 10 ay aradan sonra kaldığı yerden devam ediyor. Renault fabrikasında asgari ücret farklarının maaşlara yansıtılması talebiyle son günlerde vardiya çıkışlarında yapılan sessiz eylemler yeni bir boyuta ulaştı. Fabrikada geçtiğimiz yıl yaşanan iş bırakma eylemlerinin de sebebi olan sendikalar arası yarış yeniden ortaya çıktı. İşçilerin bir bölümünün Türk Metal Sendikası'ndan ayrılmasını ardından gündeme gelen 'Sosyal Diyalog Komitesi' seçimlerinin bugün yapılması planlanıyordu. Ancak iddialara göre; fabrika yönetimi seçimleri iptal etti. Ardında da dünden itibaren 16.00-24.00, 24.00-08.00 ve 08.00-16.00 vardiyaları arıza sebebiyle iptal edildi. İkisi sendika temsilcisi 10 işçiye, sabah saatlerinde işten çıkartıldıkları haber verildi. Gece vardiyasına gelen işçiler fabrika önünde ve içinde direnişe başladı.

Bunun üzerine, işten çıkartılan 10 işçi ile diğer mesai arkadaşları, Birleşik Metal Sendikası'nın 5 Mayıs Şubesi önünde toplanarak işten çıkartılmalara tepki gösterdi. İşçiler, "Açlıktan ölmeyiz, biz bu yoldan dönmeyiz" şeklinde slogan attı.

 

“Bu yanlış adım, Renault’ya yapılan

baskıdan kaynaklanıyor

 

Birleşik Metal-iş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, 10 işçinin işten çıkartılması ile işyerinde istenen barış ve huzur ortamının sağlanamayacağı uyarısında bulundu. Serdaroğlu, şöyle konuştu: "Biz, Renault işvereninin aklı selim bir şekilde attığı bu yanlış adımdan vazgeçmesini istiyoruz. Bu yanlış adımın ortaya çıkmasının nedeni de şuan ki Çalışma Bakanı ve diğer bürokratik yapıların Renault üzerinde bir baskı ortaya çıkartmasından kaynaklanıyor. Şirket yöneticileri çağrılarak burada Birleşik Metal Sendikası'nın işverenle görüşerek ortaya çıkarttığı 'Sosyal Diyalog Komite Seçimleri'nin engellenmesi ve burada Türk Metal'in tekrar örgütlenmesi için işverenin gereken desteği Türk Metal'e vermesi doğrultusunda bir baskı ile karşı karşıya kalmış durumdalar. Biz bu anlamda hem bu uluslar arası hukuka uygun olmayan baskının ortadan kaldırılması, hem de işten atılan arkadaşlarımızın tekrar işe iade edilmesi ile ilgili her türlü girişimlerimizi sonuna kadar sürdüreceğiz."

 

“Amacımız arkadaşlarımızın tekrar

işe alınmasını sağlamak’’

 

Barışçıl girişimlerin işten çıkartmalar karşı bir sonuç elde etmemesi durumunda işçilerin haklarını savunacak her türlü çabanın içine gireceklerini belirten Serdaroğlu, "Şu anda fabrikada iki vardiyada üretim durdu. Ama bizden kaynaklanmıyor. Şirket kendisi durdurdu. Pazar günü yapılması gereken mesailer de yapılmadı. Dörtteki vardiyaya arkadaşlarımızın gelip gelmeyeceği telefonla aranıp soruluyor. O arkadaşlarımız da 'biz çalışmak istiyoruz, fabrikaya geleceğiz' gibi bir düşünce belirtiyorlar. Yani bizim derdimiz fabrikada bir savaş çıkartmak veya bir huzursuzluk çıkartmak değil, atılan arkadaşlarımız tekrar işe alınmasını sağlamak." diye konuştu.

 

“Çalışanlara telefonla bilgi veriliyor’’

 

Serdaroğlu, 10 kişinin işten çıkartılma gerekçesi konusunda, şunları söyledi: "Henüz daha bize resmi bir gerekçe iletilmiş değil. Arkadaşlarımıza telefonla bilgi veriliyor, iş aktinin fesh edildiğine dair. Ama fabrikada eylemlilikleri gerekçe gösteriyorlar. Ama şirketin yöneticileri de bizzat, 'biz bu barışçıl gösterilere karşı değiliz, fabrikada uluslar arası normlara uygun olarak bu tür yürüyüşler yapılabilir, sloganlar atılabilir, fazla mesaiye kalmamak da zaten yasa dışı bir iş değil' diyordu. Yani işverenin kendi kabul ettiği hukuksal sınırlar içindeki eylemleri gerekçe göstererek adam atması yukarıdaki basıncın kendi üzerindeki etkisini gösteriyor.”

 

“Aihm’e kadar gideceğiz’’

 

Serdaroğlu, "Uluslararası çerçeve sözleşmesinin Renault üzerinde bir karşılığını olacağını vurgulayan Serdaroğlu, "Uluslar arası yasal mevzuatlara uymamanın da Türkiye açısından bir karşılığı olacaktır. Biz bunların hepsini gereken yerlere hızlı bir şekilde ileteceğiz. Mahkeme süreçlerini başlatacağız. AİHM'ni kadar gidecek bir süreci önümüze koyacağız." ifadelerini kullandı.