Mersin’de kadınlar ‘Nüfusu 100 binin üzerinde olan belediyelerin kadın sığınma evi açma zorunluluğu vardır’ hükmüne rağmen Mersin’de birçok belediye mevzuatı uygulamadığını belirterek, "Yasalar uygulansın, kadın sığınma evleri açılsın” kampanyaları düzenlemeye başladı.
Mersin, erkek şiddetiyle ilgili vaka sayılarının hızla arttığı kentlerden. Mersin’deki belediyeler ise Belediyeler Kanunu’nun 14. maddesinde yer alan “Büyükşehir Belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konuk evi açmak zorundadır” hükmüne rağmen, bu konuyu gündemine almıyor.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı'nın haber portalı, Gazetecilik Platformu'ndan Fatoş Sarıkaya'nın haberine göre, Mersin’de ikisi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, biri Büyükşehir Belediyesi, diğeri Tarsus Belediyesi’ne ait olmak üzere dört sığınma evi bulunuyor. Aynı zamanda Mersin Büyükşehir Belediyesi, iki danışma merkezi, bir terapi merkeziyle kadınlara destek veriyor. Toroslar Belediyesi’nin bir danışma merkezi var, ancak sığınma evi yok. Mezitli ve Yenişehir belediyelerinde kadın danışma merkezleri yakın zamanda faaliyete geçti ancak her iki belediye de sığınma evi açmadı. Akdeniz Belediyesi’nde ise ne kadın danışma merkezi, ne sığınma evi bulunuyor.
Mersin kadınları korumak konusunda yetersiz kalıyor
Mersin’de faaliyet gösteren Günebakan Kadın Derneği, “Yasalar Uygulansın Kadın Danışma Merkezleri ve Kadın Sığınma Evleri Açılsın” kampanyası başlattı. Günebakan Kadın Derneği Başkanı Zübeyde Sadırlı Akpınar, “Mersin’deki sekiz belediyenin sığınma evi açma yükümlülüğü var, fakat baktığımızda sadece iki belediyenin bu yükümlülüğü yerine getirdiğini görüyoruz. Belediyelerle yaptığımız görüşmelerde hepsi kendi çaplarında çalışma yürüttüklerini söylüyorlar, ama kente baktığımız zaman bunun yetersiz olduğunu görüyoruz. Mersin kadın dostu bir kent değil. Kentte çok fazla kadın cinayeti ve şiddet vakası yaşanıyor. Mersin’de kadınlar kendilerini güvende hissetmiyor. Dernek olarak çok sayıda başvuru alıyoruz, kadın sığınma evine ihtiyaç çok fazla var. Bu sebeple bu kampanyayı başlattık” dedi.
“Bakanlık kadınlara yönelik şiddeti gizliyor”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2014 yılından itibaren kadınlara yönelik şiddete dair verileri paylaşmaması bu alanda çalışma yapan birçok kurum, kuruluş ve STK’nın elini kolunu bağlıyor. Net veriler ortaya konulmadığı için sorunun önlemine ve çözümüne ilişkin sağlıklı bir yol da izlenemediğini dile getiren Akpınar, “Kadın sığınma evine ne kadar başvuru olmuş, ne kadar kadın yer olmadığı için başka illere nakledilmiş, ne kadar süre kalmış, bu kadınlara sığınma evinden çıktıktan sonra ne oluyor, bunların takipleri nasıl oluyor, tedbir kararları nasıl takip ediliyor gibi sorularımıza cevap alamıyoruz ne yazık ki. Çünkü bakanlık STK’larla veri paylaşmıyor. Bu bizim için ciddi bir sorun, çünkü Mersin’in şiddet haritasını bölge bölge çıkarmak için verilere ihtiyacımız var” diye konuştu.
“Yerel yönetimler sorumluluklarından kaçmamalı”
Kentin erkek şiddeti ve kadın cinayetleri konusunda ön plana çıktığını belirten Akpınar, bu noktada yerel yönetimlerin üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeleri gerektiğini vurgulayarak şunları söyledi:
“Sadece merkezi hükümetlere sorumluluğu yüklememek lazım. Yerel yönetimlerin de sorumluluklarından kaçmaması gerekiyor. Bu kentte sadece iki belediye kanunu uygulamış. Geriye kalan altı belediye neden bu yükümlülüğü yerine getirmiyor? Diğer belediyeler de bütünlüklü politikalar yürütürse en azından Mersin’de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda, kadına yönelik şiddeti azaltma konusunda bir adım atılmış olacaktır.”