ZDF Genel Müdürü Thomas Bellut mizahçı Jan Böhmermann'a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan hukuk mücadelesinde tam destek sözü verdi.
Spiegel dergisine konuşan Bellut "Birlikte gerekli tüm mercilere başvuracağız" dedi.
Böhmermann'ın avukatı Christian Schertz de Merkel'in kararını eleştirdi ve "Savcılığa yetki vermesi tamamen yersiz ve gereksizdi" diye konuştu. Erdoğan'ın Böhmermann hakkında savcılığa halihazırda kişisel şikayette bulunduğuna dikkat çeken Schertz, Böhmermann’ın sözlerinin mizah mı yoksa hakaret mi olduğuna zaten mahkemenin karar vereceğini vurguladı.
Merkel'e bir eleştiri de parti içinden geldi. Mitteldeutsche Zeitung'a konuşan Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Wolfgang Bosbach "Karardan dolayı üzüntü duyuyor ve Türkiye'ye düşünce özgürlüğü konusunda bir ders verilmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi ve "Böhmermann'ın yargılanacağını sanmıyorum" şeklinde konuştu.
Bosbach Alman hükümetinin büyük ihtimalle AB ile Türkiye arasındaki mülteci anlaşması nedeniyle Ankara'nın taleplerini dikkate aldığını düşündüğünü kaydetti.
Kararın istişaresi sırasında hükümeti oluşturan Hristiyan Birlik partileri kanadıyla Sosyal Demokratlar (SPD) arasında görüş ayrılıkları olduğu Alman medyasına yansımış, Başbakan Merkel de kararı açıklarken yaptığı konuşmada görüş ayrılıklarını doğrulamıştı. Hristiyan Birlik partileri dava açılmasına sıcak bakarken SPD’nin karşı çıktığı kamuoyuna yansımıştı.
Bazı SPD'lilerden de Merkel'e destek var
Öte yandan Merkel'e SPD kanadından da destek verenler bulunuyor. Federal Meclis eski başkanı SPD'li politikacı Wolfgang Thierse "Böhmermann'ın şiiri hakkındaki son kararı hakimlerin vermesini doğru buluyorum. Alman hükümetinin bunun önüne geçmesi için de hiçbir neden göremiyorum" şeklinde konuştu.
SPD'li İçişleri eski Bakanı Otto Schily de Bild gazetesine verdiği demeçte "Alman hükümeti bu durumun hangi hukuki sonuçları olacağını bağımsız Alman mahkemelerine bırakmakla doğru kararı vermiştir" diye konuştu. Böhmermann'ın şirini "dost bir ülkenin liderine yapılmış kaba, çirkin ve maksadını aşan bir hakaret" sözleriyle değerlendiren Schily bunun düşünce özgürlüğü kisvesi altına sokulamayacağını vurguladı.