Gündem
Deutsche Welle

Merkel: Seçmece ayrılma şartı olmaz

İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı çerçevesinde Başbakan Merkel’in hükümet açıklaması ve egzoz skandalında Volkswagen şirketinin tavrına ilişkin yorumlar öne çıkıyor.

29 Haziran 2016 02:37


Başbakan Angela Merkel, Büyük Britanya'nın AB'den ayrılmasına ilişkin yaptığı hükümet açıklamasında, AB ailesinden ayrılmak isteyenin ayrıcalıklarının korunmasını, yükümlülüklerinin ise kaldırılmasını istemeye hakkı olmadığını ifade etti. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un konuya ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Başbakan Merkel'in Büyük Britanya'nın AB'den ayrılmasından doğru sonuçları çıkartmak için zamana ihtiyaç duyması yanlış değil. AB'nin kendi kurallarına, sözleşmelerine ve vaatlerine riayet etmesi gerekir. Merkel bunun her zaman yapılmadığını itiraf etti. İstikrar Paktı'na ilk riayet etmeyenler Almanya ile Fransa olmuştu. Borç krizi sırasında da kurtarma şemsiyesi yasağı çiğnendi. Birçok durumda asıl hedef, ulaşılanı muhafaza etmek, daha kötü bir durumu ise engellemekti. Ama uzun vadede bu tür hokkabazlıklar, kurtarmaya çalıştığı şeyi tehlikeye atıyor ve ‘amaçlar araçları meşru kılar' sloganını benimseyen ‘elit' çevrelere zarar veriyor. Eğer Avrupa'nın yönetim kadroları bu durumu nihayet kavradıysa, o halde İngiltere AB'ye veda ederken, giderayak iyi bir hizmet vermiş demektir.”

Münih'te yayımlanan Münchner Merkur'un aynı konudaki yorumu ise şöyle:

“Kraliçe'nin tebaası için Brexit'in tamamlanması sadece futbolda, 90 dakika içinde gerçekleşebiliyor. Gerçek hayatta bu süreç acı verici uzunlukta ve oldukça çetrefil! Başbakan Merkel'in yeniden keşfettiği pragmatik özelliği şimdilerde işine epeyce yarıyor. Birlik'ten ayrılacak olan İngilizlere, ‘Seçmece ayrılma şartı olmaz' diyor ama ayrılma sürecinin temposu konusunda da gaza basmayı uygun bulmuyor. Bu konuda haklı da. Çünkü başbakanlık görevini yürütmekte olan Cameron etrafında toplanmış olan Avrupa yanlılarına bir açık kapı bırakmak istiyor. Koalisyonun küçük ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile Brüksel'deki yönetim kademeleri ise kapıyı bir an önce kapatmaktan yana. Bu çevreler tasarruf yanlısı İngilizlerin kendi iradeleri ile seçtikleri sürgünden sonra Avrupa'nın sosyal nimetlerle taçlanacağının ve vergi mükelleflerinin ödeyeceği euroları en gerekli yerlere yatıracağının rüyasını görüyorlar.”

Alman Volkswagen şirketinin egzoz manipülasyonunda ABD'deki müşterileriyle davasız uzlaşma çabaları sonuç vermeyecek gibi görünüyor. Uzmanlara göre, şirketi milyarlarca dolarlık tazminat ve para cezası bekliyor. Köln'de yayımlanan Kölner Stadt-Anzeiger adlı gazetenin yorumu şirketin Almanya'daki müşteri ilişkileri ile ilgili:

“Volkswagen ABD'de müşterileri için binlerce dolarlık tazminatlar hazırlıyor. Ayrıca şirketin otomobillerini geri satın alması gerekecek. Almanya'da ise binek otomobillerine sadece yeni bir yazılım programı takılacak, başka bir şey yok! ABD'deki uygulamanın tersine Almanya'da tazminat konusu aydınlığa kavuşturulmuş değil. Egzoz skandalı çok iyi bir örnek oluşturuyor: Binek otomobilleri ve diğer cihazlar günümüzde teknik açıdan o kadar karmaşık ki, tüketicinin kendisine sunulan bilgilerin doğru olup olmadığını yargılaması mümkün değil. Bu nedenle şirketler eğer yanlış bilgileri yayıyorlarsa, sert cezalara çarptırılmaları gerekir. Sadece bu yoldan hilekârlıkların önleneceği caydırıcı etki yaratılabilir.”

Aynı konuyu Karlsruhe kentinde yayımlanan Badische Neueste Nachrichten gazetesi yorum sütunlarına taşımış:

“Tüketiciyi koruma kuruluşlarının Alman ve Avrupalı Volkswagen sürücülerinin kendilerini ikinci sınıf müşteri hissettikleri gerekçesini öne sürmelerinde haklılık payı var. Onların otomobilleri atölyelerde yasalara uygun duruma getirilirken, Volkswagen şirketi ABD'de dolarları savuruyor. Kendi ülkesinde Volkswagen bundan sonraki muayeneler için müşterilerine indirim yapmayı ya da bir iyi niyet jestinde bulunmayı bile düşünmüyor. Dünya çapında 11 milyon otomobildeki sorunu gayet masumhane bir biçimde ‘Dizel sorunu' diye gösteriyor. Hukuksal açıdan tüm bunlar yasalara uygun olabilir. Ama Volkswagen işletmelerinin bu tavır ile yeniden güven kazanması mümkün değil.”

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle