İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Bunu bir kaç defa daha söyledim ama anlaşılmadı. Burada net bir şekilde açıklayayım. Cumhurbaşkanlığına aday değilim. Başbakanlığa adayım" dedi.
Halk TV’de “Liderler Söyleşisi” programında Suat Toktaş'ın konuğu olan Akşener'in açıklamaları şöyle:
"20 aydır geziyorum, korku duvarlarının yıkıldığını görüyorum"
20 Ocak 2020 tarihinden bu yana geziyorum. İlk olarak Antalya’ya gittim. AK Partili olan esnaflarla karşılaşırdık “nasılsınız iyi misiniz” diye sorarım. Dükkâna girdiğim zaman diyorum ki “iktidar partisini ya da bir başka partiyi yermiyorum, kendi partimi övmüyorum, propaganda yapmıyorum, özne sizsiniz kardeşim” diyorum. Seçim zamanı elbette ki geleceğiz oylarınıza talebiz, propaganda yapacağız ikna edebilirsek oyunuzu alacağız” diyerek başlıyorum. Esnaflar tarafından hep nazikçe karşılandım. Gezilerin ilk başında hep “Allah razı olsun reisten” derlerdi. Şimdi “Allah razı olsun reisten, harika gidiyor her şey” diyen esnafla karşılaşmadım. Esnafın özelliği şu o dükkanda işsiz gençle de karşılaşıyorsunuz, EYT’li ile de karşılaşıyorsunuz, atanamamış öğretmene de rastlıyorsunuz, geçinemeyen çiftçiyle de karşılaşıyorsunuz, besicilik konusunda hayvanlarını satmak, kesmek zorunda kalmış vatandaşla da karşılaşıyorsunuz. Elektrik faturalarının bu kadar yüksek olduğunu, esnafın bu kadar şikayetçi olduğunu, stopajların bu kadar yüksek olduğunu o esnaflardan öğrendim. Alım gücünün ne denli düştüğünü orada öğrendim. Şimdi müthiş bir bilgi birikimi oluştu. Bu aldığımız bilgiler üzerinden çözümler üretmeye başladık. Pandemi döneminde esnaftan öğrendiğimiz önerileri üzerinde de çalışarak iktidar partisine önerdik. Hibe önerdik bu yapılmadı krediler üzerinden devam edildi. KPSS’den 92 almış, mülakatta elenmiş diyor ki “62 alan girdi ben giremedim”. En fazla dikkat edilen bir diğer konu da kendi çocuğu işsizken 5-10 maaş alan danışmanlar. Halk bunu konuşuyor, 20 aydır gezdiğim için o korku duvarının yıkıldığını görüyorum. Asıl mesele onların sesi olabilmek bunu da başarıyoruz. Vatandaşlar ayrıca partili cumhurbaşkanlığı sisteminden çok şikayetçi buna AK Parti’ye oy verenler de dahil. Belediyeler eliyle her şehirde kayrılan ve zenginleşen insanlar olmuş. Bunu gezdiğim çoğu yerde gördüm.
"Türkiye yüzde 70 oranında asgari ücret cenneti olmuş"
Biz bu kararı bekliyorduk. Merkez Bankası Başkanları Erdoğan’ın tezini ispatlamak üzere “faiz sebep enflasyon sonuç” bu tezi ispatlamak üzere o sandalyeye oturtturuldukları için bu faizi indirilmesi konusunda bir kanaatimiz vardı. Dolar ve Euro ile aldığımız her şey zamlanacak. Türkiye yüzde 70 oranında asgari ücret cenneti olmuş. Bu insanlar bu kışı nasıl geçirecek?
"Bu kendi beceriksizliğinizi birilerine fatura etmektir"
Erdoğan bu sistemle iş başında kaldığı sürece her canlı bir kez “terörist” olacaktır, “terörist” olmayı tadacaktır. 2019’da ne oldu? Halde çalışanlar “terörist” oldu, pazarcı esnafı “terörist” oldu ve tanzim satış yerleri açıldı. Arkasından zaman geçti üreticiler “terörist” oldu. Bugün zincir market sahipleri “terörist” olmuş oldu. Yarın bir gün de tüketiciler “terörist” olacak. Bu kadar da tüketmeyin diye bu damga yiyebilirsiniz. Bu kendi beceriksizliğinizi birilerine fatura etmek demektir. Vatandaş bunu yemiyor, yemeyecek. Sakarya milletvekilimiz, genel başkan yardımcımız Ümit Dikbayır 1 yıldır her ay aynı marketten aynı ürünleri alarak enflasyonu takip ediyor. Enflasyon uçmuş durumda.
"Gençler hayallerimizi çalmayın diyor"
Öğrenciye verilen 650 lira krediden günlük 20 lira yapıyor. Sabah öğle akşam 1 simit 1 çay bir de yol parası 650 lira bitti. 10-11 maaş alan insan var, 250 bin lira maaş alan var Erdoğan, ayıptır. Gençler benim cebime para doldurun demiyor, çabalamadan okulumu bitireyim demiyor eşit şartlarda rekabet etmek istiyorum diyor. Umutlarımı hayallerimi çalmayın diyor.
"Benim kapı zili çalmamı nasıl engelleyecekler"
Ayakkabılarımızı daha fazla da eskitiriz. Her türlü baskıyı yapabilirler, yapmak için gayret gösterebilirler. İstanbul seçimlerini iptal edip ikinci defa yaptırmak gibi. Bu Erdoğan ve arkadaşlarının maalesef sağduyu ve gerçeklik duygularını kaybettiği anlamına geliyor. İstanbul seçimlerini birlikte yaşadık. Benim gezmemi, kapı zili çalmamı nasıl engelleyecekler? Yoksulluğu kaldıracaklardı dibine inmiş durumda, yasaklar kalkacaktı yasakların dibine vuruldu, yolsuzluklar zaten ortada. 500 milyon dolarlığı satsanız Türkiye’nin her şehrine 81 ile 2 bin kişilik yurt yapılır.
"9 anketin ortalamasında yüzde 16 çıkıyoruz"
Partimiz anket şirketlerine grup üyesiyiz. Bize gelen herkese gidiyor. 9 anket şirketinin ortalamasında yüzde 16 çıkıyoruz. Seçmenlerin neler istediklerine yönelik araştırmalar yaptırıyoruz.
"Cumhurbaşkanı adayı olmayacağım başbakanlığa adayım"
İster zamanında ister erken seçim olsun bu sistemde Cumhur İttifakı’nın seçim kazanması mümkün değil. Millet İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı olacak. Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan seçildiği takdirde partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devam edecek. Bizim istediğimiz ise seçtiğimiz Cumhurbaşkanı parlamenter sisteme geçisin taşlarını döşeyecek. Biz Erdoğan’ın yerine ikinci bir Erdoğan seçmeyeceğiz. Kazanmamız ve parlamenter sisteme geçmemiz gerekiyor. Sonra parlamento seçimi olacak ve o seçimde başbakan seçilecek. Kılıçdaroğlu’nun tarif ettiği cumhurbaşkanı adayı tarifine yüzde yüz katılıyorum. Ben Cumhurbaşkanı adayı olmayacağımı net bir şekilde söylüyorum. Ben başbakanlığa adayım. Ben köyde doğmuş bir kız çocuğuyum, bu devlet okuttu beni, milletin parasıyla. Önce üniversite bitirdim, üniversitede hoca oldum, milletvekili seçildim, bakan oldum, meclis başkanvekili oldum, şimdi de Meclis’te grubu olan İYİ Parti’nin Genel Başkanı olarak oturuyorum. Bütün bunları Cumhuriyet’in okuttuğu milletin vergisiyle okutulmuş bir kızım. Gençlerin elinden alınan o şansları ortadan kaldıran bir sistemin kurulmasını engelleyemedik şimdi bu sistemin değişmesi için elimden geleni yapacağım.
"İmralı ve kandil ile araya mesafe koysunlar"
İmralı'nın mektubunu okutan Abdullah Öcalan'ın kardeşini televizyonlara çıkaran bir Cumhur ittifakı var. Cumhur ittifakı bileşenleri Abdullah Öcalan'ı muhatap olarak kabul eden bir tablo ortaya çizdi. Ben buradan Bahçeli ve Erdoğan'a sesleniyorum Kandil ile İmralı ile aralarına mesafe koysunlar.
Ayrıntılar gelecek...