Sağlık

Meme kanseri ilacıyla tüp bebek tedavisi

Türk doktor Kutluk Oktay, meme kanseri tedavisinde kullanılan ilacı, tüp bebek tedavisinde uygulayacak.

13 Nisan 2009 03:00

Dünyada ilk kez 1999 yılında uygulamaya başladığı teknikle kanser hastalarının görecekleri ağır tedavi öncesinde dondurduğu yumurtalık dokularını, daha sonra naklederek, menopozun ardından annelik yolunu açan ABD'deki Türk doktor Kutluk Oktay, meme kanseri tedavisinde kullanılan ilacı, tüp bebek tedavisinde uygulayarak, çığır açmaya hazırlanıyor.

Meme kanserinde tedavi yöntemi olarak kullanılan letrozolün, düşük oranlı FSH ile kullanılarak, yumurtlamanın tetiklendiği ve kanserin nüks (tekrar) riskinin azaldığı yolunda önemli veriler elde eden ve bu çalışması seçkin bilim dergilerinden The Journal of Clinical Oncology'de yayınlanan Prof. Dr. Kutluk Oktay, letrozolü, yeni bir tüp bebek tedavisi yöntemi olarak Türkiye'de uygulamak üzere alt yapı çalışmalarını tamamladı.

New York Medical College Westchester Medical Center Üreme Sağlığı Departmanı Başkanı Prof. Dr. Kutluk Oktay, yaptığı açıklamada, Gen Art Üreme Biyoteknolojisi Merkez Direktörü Genetik Uzmanı Prof. Dr. Volkan Baltacı ile birlikte Türkiye'de çalışmalara başladığını, hasta kabulüne hazırlandığını bildirdi.

Letrozolle ilgili gerçekleştirdiği çalışmalar kapsamında, ilacın tek başına bile kullanıldığında, klasik tüp bebek tedavisindeki enjekte ilaç kullanımındaki gibi çok sayıda yumurta gelişimine yol açtığını belirlediklerini ifade eden Prof. Dr. Oktay, ayrıca kadının rezervuarında az olan yumurta sayısını artırma özelliği bulunduğunu da gördüklerini söyledi.

Prof. Dr. Oktay, tüp bebek ile üretkenliğini korumak isteyen meme kanserli kadınlar üzerindeki araştırmalarda güvenli sonuçlar elde edilen ilacın, tüp bebek isteyen, ancak maliyetiyle ilgili endişesi olan, yumurtalıkların klasik tedavide aşırı uyarılması ile gelişebilecek komplikasyonlardan çekinen hastalar için önemli gelişmeler sağlayacağına inandığını ifade etti.

Vücut kendi hormonunu üretecek

Prof. Dr. Oktay, yeni tedavi yönteminin, tek çatlatma iğnesi dışında her gün enjeksiyon yapılması gereğini ortadan kaldırdığını belirterek, şunları kaydetti:

"Klasik tüp bebek yönteminde, çok yumurta toplamak için yüksek dozda hormon veriliyor. Buna en iyi cevap veren hastalarda bile toplanan yumurtaların yarısı, genetik olarak hasarlı. Çok yumurta toplamak, iyi verim elde etmek anlamına gelmiyor. Her ay, her kadın 1 yumurta üretiyor. Standart işlemde genellikle 10'dan fazla yumurta elde edip, iyilerini seçiyorsunuz. İlaçları vererek, büyümeyecek olanları da büyümeye zorluyorsunuz. Üstelik bunu daha fazla masrafla elde ediyorsunuz."

Letrozol ile dışarıdan yüksek dozda hormon verilmeden, vücudun kendi yumurta üreten hormonunun geliştirilebileceğini belirten Prof. Dr. Oktay, bu şekilde 1 yerine 3 yumurta elde edileceğini bildirdi. Prof. Dr. Oktay, 'Bu, her gün iğne kullanmadan, ağızdan alınan ilaçlarla masrafı az ve kaliteli yumurta seçilen bir yaklaşım. Ayrıca, daha az embriyo ile çoğul gebelik riskini de azaltacak" dedi.

Prof. Dr. Kutluk Oktay, letrozolün bir başka yararını anlatırken, çalışmalarda östrojen düzeyi yüksekliğinin, embriyoların anne karnında tutulma oranını düşürdüğünün görüldüğünü, ancak letrozol verildiğinde östrojen düzeyinin normal fizyolojik düzeye yakın gittiğinin belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Oktay, "Tek embriyo ile aynı hamilelik oranlarını elde edeceksiniz. 2-3 adet embriyo koymanıza gerek kalmadığı için çoğul gebelik oranları da düşecek" diye konuştu.

Neden Türkiye?

Bu çalışma için Anadolu'dan tedavi için büyük kentlere gelmek zorunda kalan hastalar için ekonomik bir alternatif olacağı için Türkiye'yi seçtiğini belirten Prof. Dr. Oktay, şöyle devam etti:

"Bizim gibi ülkelerde ekonomik kaygılar fazla. Ayrıca hastaların kendi kendine enjeksiyonunda teknik sorunlar olabiliyor. Ülkemizde büyük şehirlerin dışında her gün enjeksiyonda zorluklar yaşanabiliyor. Uygulama için hemşirelere ihtiyaç duyuluyor. Bu uygulama, hastaya kullanım kolaylığı getirecek. Ayrıca enjekte ilaçlarla hayati sorun yaratabilen yumurtanın aşırı uyarılması riskinin önüne geçilebilecek. Bir de Anadolu'nun çeşitli kentlerinde ilaç tedavisine başlayıp, sonra yumurta toplanması için geliniyor. Bu şekilde ilaç kullanılırsa daha kolay olacak ve daha fazla insan yararlanacak. Yani ülkemizin yapısına çok uygun."

Prof. Dr. Oktay, çalışmalara başlayacak duruma geldiklerini, son Türkiye ziyaretinin, uygulamaya hazırlığın somutlaştırılmasını sağladığını kaydetti.

Dünyada bu alandaki hareketliliğe karşın uygulama ile ilgili ilk kez bir çalışma başlattığını bildiren Prof. Dr. Oktay, letrozolün ABD'deki uygulamaları konusunda yaptığı 3-4 uluslararası yayınla öncü durumda bulunduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Oktay, "Biz Türkiye kökenli çığır açabilecek bir protokol geliştiriyoruz. Bütün dünyaya örnek olabilecek bir protokol olabilir. Eğer başarılı olursa çığır açabilecek bir çalışma olacak" dedi.

Tüp bebeklerde genetik hastalıklar

Gen Art Üreme Biyoteknolojisi Merkez Direktörü Prof. Dr. Volkan Baltacı da mevcut yumurtlama tedavisi yöntemleri ile kadının fizyolojik yumurtlama sürecinin zorlanarak, normalin üstüne çıkıldığını ve böylece çok sayıda yumurta elde edilebildiğini, ancak bunların önemli bir kısmının genetik yapısının bozuk olduğunun bilindiğini söyledi.

Son zamanlarda tüp bebek uygulamalarının bebeklerde genetik hastalıkların artmasına neden olduğu yönündeki raporlara da dikkati çeken Dr. Volkan Baltacı, tüp bebek tedavisinde kullanılan "gonadotropin hormonu ilaçlarının" yumurtalığı uyararak, genetik olgunluğa henüz ulaşmamış yumurtaların elde edilmesine, dolayısıyla bu ve bunun gibi kullanılan çeşitli yöntemlerin, bazı genetik hastalıkların artmasına yol açabildiğini kaydetti.

Prof. Dr. Baltacı, şöyle devam etti:

"Tüm bunlar dikkate alındığında üremeye yardımcı teknikler insanın doğasına ve fizyolojik sınırlarına ne kadar yakın olursa tüp bebek uygulamalarından kaynaklanabilecek problemler o kadar az olacaktır. Letrozol tedavisi dışarıdan gonadotropik hormon kullanımına gerek bırakmaması nedeniyle birçok olumsuzluğu bertaraf edebilecek, anne adayı için hem daha ekonomik hem daha sağlıklı olabilecek bir yöntem olacaktır."

(AA)