Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, "Gerçek Cumhuriyet ile laikçilik ideolojisi bağdaşmaz ve uyuşmaz. Laikçilik olan yerde gerçek Cumhuriyet yoktur" görüşünü savundu. "Gerçek Cumhuriyet, çoğunluğu oluşturan Müslümanların medreselerine, din okullarına karışmaz, onları kapatmaz. Gerçek Cumhuriyet, içinde zikrullah yapılan ve olgun insan yetiştirilen tasavvuf tekkelerine karışmaz, onları kapatıp yasaklamaz" iddiasını dile getiren Eygi, "Gerçek Cumhuriyet, hak din İslamla savaşmaz ve zıtlaşmaz. Gerçek Cumhuriyet sisteminde din ile devlet, ülkenin ve halkın selameti ve saadeti için işbirliği yapar" diye yazdı.
Mehmet Şevket Eygi'nin "Gerçek Cumhuriyetin Kriterleri ve Değerleri" başlığıyla yayımlanan (30 Ekim 2016) yazısı şöyle:
Cumhuriyetin ilkeleri, değerleri, kriterleri vardır:
* Birincisi adalettir. Adalet, âdil kanunlarla ve âdil yargı sistemi ile sağlanır. Bunlar yoksa o adalet lafta kalır.
* Can güvenliği.
* Mal güvenliği. Kimsenin evine, binasına, gayr-i menkulüne haksız ve adaletsiz şekilde el konulamaz. âdil şekilde yapılan istimlaklerde, malın bedeli eksiksiz (tam) olarak ödenir.
* Akıl güvenliği. Bu güvenlik ailede, okulda, toplumda verilir. Millî kültür ve kimlikle bağdaşmayan ideolojik ve çarpık bir eğitim sistemi, erdemli gerçek Cumhuriyete aykırıdır.
* Din inanç inandığı gibi yaşayabilmek ibadet hürriyeti ve güvenliği. Bu hürriyet evrensel insan haklarının temel düsturudur. Bu hürriyetin olmadığı bir yerde, Cumhuriyet ism ve resmden ibaret kalır.
* Irz, namus, nesep güvenliği.
* Suç işlemeyen kimselerin korkusuz yaşama hürriyeti.
* Bir ülkede, millî kimliğe düşman egemen azınlıklar, çoğunluğa tahakküm ediyorsa orada gerçek Cumhuriyet yoktur.
* Eşitlik. Zenginlerin, güçlülerin, millî kimlik ve kültüre karşı olanların “daha eşit olduğu” bir Cumhuriyet eksik bir cumhuriyettir.
* Cumhuriyet erdemler rejimidir. Erdem yoksa gerçek Cumhuriyet de yoktur.
* Cumhuriyet rejiminde, uluslararası şeffaflık, temizlik ve ahlak notunun, 100 üzerinden en az 70 olması gerekir.
* Gerçek Cumhuriyet erdemler rejimi olduğu için, orada bütün emanetler (başkanlıklar, memuriyetler, müdürlükler, vazifeler, hizmetler…) ehliyetli, liyakatli, erdemli kimselere verilir.
* Gerçek Cumhuriyette hırsızlık, yolsuzluk, haram yeme, rüşvet, hortumlama, rantçılık istisnâîdir. Bu kötülükler genelleşince Cumhuriyet uçar gider, sadece ismi ve gölgesi kalır.
* Gerçek Cumhuriyette kadınların iffetleri, namusları, haysiyetleri korunur.
* Gerçek Cumhuriyette, devletin resmî vesikalarıyla seks köleliğine izin verilmez, bu kölelikten KDV alınmaz.
* Gerçek Cumhuriyette, haklı zayıf, haksız güçlüden üstündür.
* Gerçek Cumhuriyette, çok az suç işlenir, mahkemeler işsiz, cezaevleri ıssız kalır.
* Gerçek Cumhuriyette, evrensel insan hakları, millî kimlik, millî kültür esas ve temeldir.
* Gerçek Cumhuriyette, millî kimlik ve kültüre aykırı ideolojilerin resmiyette yeri yoktur.
* Gerçek Cumhuriyet rejimi, bulunduğu ülkeyi bir Erdemler Sitesi haline getirir.
* Gerçek Cumhuriyet, çoğunluğu oluşturan Müslümanların medreselerine, din okullarına karışmaz, onları kapatmaz.
* Gerçek Cumhuriyet, içinde zikrullah yapılan ve olgun insan yetiştirilen tasavvuf tekkelerine karışmaz, onları kapatıp yasaklamaz.
* Gerçek Cumhuriyet, hak din İslamla savaşmaz ve zıtlaşmaz.
* Gerçek Cumhuriyet sisteminde din ile devlet, ülkenin ve halkın selameti ve saadeti için işbirliği yapar.
* Gerçek Cumhuriyet, aşırı lükse, aşırı tüketime, israfa, beyinsizliğin her türlüsüne karşıdır, onlara izin vermez. Âdilâne şekilde onları engellemeye, kösteklemeye çalışır.
* Gerçek Cumhuriyet, suçları âdil şekilde cezalandırır, suçluları tenkil eder ve bu suretle suç işlenmesini azaltır.
* Gerçek ve âdil Cumhuriyette namuslu vatandaşlar, kapılarını kilitlemek, çelik kapı taktırmak, hırsız korkusuyla yaşamak zorunda kalmazlar.
* Gerçek Cumhuriyette idareciler; lüks, israflı, şatafatlı, şaşaalı, debdebeli, gösterişli, gururlu, kibirli bir hayat süremezler.
* Gerçek Cumhuriyet ile laikçilik ideolojisi bağdaşmaz ve uyuşmaz. Laikçilik olan yerde gerçek Cumhuriyet yoktur.
* Gerçek Cumhuriyetin insan haklarına verdiği değer, İngiltere krallığında verilenden daha fazladır.