03 Şubat 2018 20:02
(Ayrıntı eklendi)
Esma Çakır / Roma, 3 Şubat (DHA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vatikan ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulduğu 1960’tan beri bu ülkeye, bu düzeyde ziyaret gerçekleştirecek ilk lider olacak. Büyükelçi Mehmet Paçacı, bunun, Türkiye’de Vatikan’ın, Vatikan’da da Türkiye’nin imajının olumlu bir noktaya evrilmesine katkı sağlayacağını ifade etti. Görüşmede, Vatikan’daki faaliyetleri Türkiye kamuoyunda tepki çeken FETÖ’nün de gündeme gelmesi bekleniyor.
Diplomatik ilişkilerin tesis edilmesinden önce, 1955’te dönemin başbakanı Adnan Menderes’in, 1959’da Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın, diplomatik ilişkilerin ardından da 1988 yılında Başbakan Turgut Özal’ın gelerek dönemin papaları ile görüştükleri Vatikan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırlamaya hazırlanıyor.
Pazar akşamı, 800’e yakın nüfusu olan Vatikan Şehir Devleti’ni de topraklarında barındıran İtalya’nın başkenti Roma’ya geleceği açıklanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Şubat’ta yerel saatle 9.30’da Papa Franceso, ardından da Devlet Sekreteri Kardinal Pietro Parolin ile görüşecek.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi, Erdoğan ile 1,3 milyar inananı bulunan Katolik Kilisesi’nin lideri ve Vatikan Şehir Devleti Başkanı Papa’nın gündeminde, iki devlet arasındaki ilişkiler, Kudüs\'le ilgili gelişmeler, bölgesel sorunlar, Suriye\'de yaşanan insanlık trajedisi, terör, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığıyla mücadele gibi konuların olacağını duyurdu.
Paçacı: Kudüs meselesi Türkiye ile Vatikan’ı yakınlaştırdı
Türkiye’nin Vatikan nezdinde Büyükelçisi Prof. Dr. Mehmet Paçacı, bu tarihî ziyarete kadar gelinen süreci ve bunun önemini Doğan Haber Ajansı’na (DHA) değerlendirdi.
Bu ziyaretin temelinde, büyük oranda iki liderin Kudüs meselesindeki duruşlarının olduğunu söyleyen Mehmet Paçacı, “ABD Başkanı (Donald) Trump’ın 6 Aralık’ta attığı adım sonrasında gelişen olaylar bizi bu noktaya getirdi. Trump’ın açıklamasından saatler önce Papa, bu konudaki görüşünü net olarak ortaya koydu; böyle bir kararın sıkıntılara yol açabileceğini açıkça belirtti, zaten bölgede eksik olmayan sıkıntıların daha da derinleşeceğini, Kudüs’ün üç semavi din için de önemli olduğunu belirtti,” diye konuştu.
Bunun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dikkatini çektiğini belirten Paçacı, “7 Aralık’ta Papa Fransuva (Francesco) ile bir telefon görüşmesi gerçekleşti ve bu konudaki görüşlerini karşılıklı olarak birbirlerine aktardılar ve bu görüşler büyük oranda, hatta tamamıyla örtüşüyor,” dedi.
“Görüşlerin örtüşmesi ve Papa Hazretleri’nin de Kudüs’ün statüsü konusunda çok net ve olumlu bir tutum ortaya koyması, iki lideri yaklaştırdı” diyen Paçacı, 13 Aralık’ta İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında olağanüstü toplantı yaptığını da hatırlatırken, 21 Aralık’ta Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Türkiye’nin bu konuda büyük bir diplomatik başarı elde ettiğini belirtti.
“Erdoğan, Papa’yla görüşme niyetini telefonda beyan etti”
Papa ile Erdoğan’ın 29 Aralık’ta tekrar bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini de anımsatan Paçacı, “Bu görüşmede, Sayın Cumhurbaşkanımız Papa’ya, bir ziyarette bulunmak istediğini ifade etmişler ve Papa Hazretleri de bunu memnuniyetle karşılamış,” dedi ve bu ziyaretin, diplomatik ilişkiler kurulduktan sonra cumhurbaşkanlığı düzeyinde Türkiye’den ilk ziyaret olacağının altını çizdi.
Paçacı, Türkiye’den Vatikan’a çok uzun süredir üst düzey ziyaret olmamasına dikkat çekilmesi üzerine, “Kudüs konusu gerçekten Türkiye ile Vatikan’ı bir anda yaklaştırdı, bu açık. Tabii bu Sayın Cumhurbaşkanımızın uluslararası ilişkilere verdiği önemin bir sonucu. Bu nedenle bu ziyaret çok önemli,” ifadesini kullandı.
Göç konusunun, Türkiye ile Vatikan’ın aynı yerde durduğu başka bir konu olduğunu dile getiren Paçacı, “Papa’nın Avrupa’ya çok temelli eleştirileri var bu konuda. Aslında iki devleti yaklaştıracak başka önemli bir konu olabilirdi. Ancak bu değil, Kudüs krizi bir yakınlaşma getirdi,” diye sözlerini sürdürdü.
“FETÖ ve 1915 Olayları da gündeme gelebilir”
İki liderin muhtemel gündemine de değinen Misyon Şefi, Kudüs’ün statüsünün ilk konu olacağını düşündüğünü ifade ederek, şöyle konuştu: “Göç de konulardan birisi. Bu, Papa’nın da çok üzerinde durduğu bir konudur. Papa’nın bu konuda, Türkiye’nin görüşlerine ve hatta fiilen yaptıklarına çok yakın ifadeleri var. Papa, Avrupa devletlerini, Avrupa Birliği’ni bu konuda eleştiriyor. Türkiye, Papa’nın dile getirdiği birçok şeyi fiilen gerçekleştirmiş durumda. Papa Fransuva’nın, birçok konuşmasında bu konuda Türkiye’ye yaptığı teşekkürleri ve övgüsü de var. Çok sayıda göçmeni barındıran Ürdün gibi, Lübnan gibi ülkelerle birlikte, Türkiye’ye de destek olunması gerektiğini söyledi Papa Fransuva.”
Türkiye’nin PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadelesinin de gündemde olacağını belirten Paçacı, “Yine aynı şekilde Türkiye, 1915 Olayları ile ilgili olarak kendi görüşünü tekrar ve en üst düzeyde ifade edecektir diye düşünüyoruz,” dedi.
“İki taraf, karşılıklı olarak birbiri hakkında olumlu olmayan görüşlere sahip”
Mehmet Paçacı, Papa Francesco’nun, 1915 Olayları’nın 100’üncü yılı münasebetiyle Vatikan’da düzenlediği ayinde “soykırım” ifadesini kullanmasının akabinde iki ülke arasında yaşanan diplomatik kriz göz önüne alındığında, bu ziyaretin Vatikan-Türkiye ilişkilerine katkısının olup olmayacağına dair bir soruya da şu sözlerle karşılık verdi:
“2015’te Vatikan’la bir kriz yaşadık. Bunun ardından diplomatik ilişkiler düzeltildi. Merkeze çağrılan büyükelçi, yaklaşık on ay sonra görevine döndü. Bu ziyaret, bütün bu yaşananlardan sonra tabii ki, Türkiye - Vatikan ilişkilerini farklı bir noktaya taşıyacak. Vatikan ile diplomatik ilişkilerimiz 1960’ta başladı. Diplomatik ilişkiler kurulduktan sonra bu düzeydeki ilk ziyaret olacak. (Celâl Bayar’ın ziyareti) 59 yıl aradan sonra da bu düzeyde yapılan ilk ziyaret. 1962’de büyükelçiliğimiz fiilen açılmış. Dışişleri bakanı, başbakan yardımcısı düzeyinde ziyaretler olmuş. Son olarak Başbakan Yardımcısı Sayın Emrullah İşler’in ziyareti var Papa seçildikten sonra. Bu ziyaretin (Erdoğan’ın), karşılıklı olarak Türkiye’de Vatikan’ın, Vatikan’da da Türkiye imajının olumlu bir noktaya, daha olumlu bir noktaya evrilmesi konusunda katkısı olacağı kanaatindeyim.”
İki tarafın, tarihten gelen ve karşılıklı olarak birbiri hakkında olumlu olmayan görüşlere sahip olduğunu da dile getiren Paçacı, “Cumhurbaşkanımızın ziyaretinin, olumlu yönde büyük etki bırakacağını düşünüyorum. Bu ziyaretin, yakın zamanda doğuracağı olumlu etkilerinin ötesinde, orta ve uzun vadede bu imajları düzeltmek konusunda büyük etkisi olacak diye düşünüyorum,” diye konuştu.
“Papa’nın 1 milyar 200 milyon kişiye doğrudan konuşabilmesinin olumsuz etkilerini de gördük”
Büyükelçi Paçacı, Papa ve Erdoğan’ın görüşmesinin, Türkiye’nin bulunduğu bölgedeki meselelere olumlu katkısı olup olmayacağına ilişkin bir soruya da, “Mesajlar güçlü şekilde verilecek ve bunun etkisi büyük olacak. Tabii Vatikan, küçük bir şehir devleti ancak Papa, bir dini lider olarak, Vatikan Devlet Başkanı olarak 1,2 milyar insana doğrudan konuşabiliyor. Dolayısıyla bizim açımızdan, biz bunun olumlu etkilerini de, olumsuz etkilerini de gördük, görüyoruz. Mesela 1915 Olayları konusundaki açıklamaları bizim açımızdan olumsuz bir etki yarattı. Aynı şekilde Türkiye ve Vatikan’ın aynı görüşlere sahip olduğu konularda da büyük olumlu etkisi olacak,” diye yanıt verdi.
“FETÖ, Vatikan’ın dinlerarası diyaloğunu da istismar etti”
Vatikan’la olan ilişkileri Türkiye kamuoyunda sıklıkla tartışılan FETÖ’ye de değinen Büyükelçi Mehmet Paçacı, bu örgütün, “dinlerarası diyalog” ilkesini de suistimal ettiğini söyledi.
“15 Temmuz 2016’da Türkiye devleti, demokrasisi ve halkımız çok büyük bir tehlike geçirdi” diyen Paçacı, “dinlerarası diyalog” kavramına şöyle açıklık getirdi: “FETÖ terör örgütünün gerçek yüzü net olarak ortaya çıktı. Bu terör örgütü yurt içinde olduğu gibi, yurt dışında da hiçbir zaman gerçek yüzünü göstermedi, her zaman bir şeylerin arkasına saklandı. Tabii bu konulardan bir tanesi de Müslüman-Hristiyan ilişkileri; Vatikan’ın ifadesiyle diyalog konusu.
Vatikan, 1965’te II. Vatikan Konsili’nden sonra diyalog konusunu, ekümenizm gibi, yani nasıl Hristiyan kiliseleri arasında ilişkileri geliştirme kararı aldıysa, farklı dinler arasında da ilişkileri geliştirmek, karşılıklı konuşabilmek konusunda da bir ilke geliştirdi. Buna da ‘diyalog’ diyor Vatikan. Nedir onun diyaloga getirdiği tanım? Karşılıklı kabul ve saygı çerçevesinde farklı din mensuplarıyla konuşmak. Katoliklerle başka dinden insanların konuşması. Katoliklik dışında Yahudilik, İslam ve Budizm ile Vatikan ilk defa konuşmaya karar verdi bu konsilden sonra. Tabii FETÖ, her konuyu istismar ettiği gibi, Vatikan’ın diyaloğa verdiği önemi de istismar etti.”
“Biz Vatikan’a, bu örgütün İslam’ı temsil etmediğini söylüyoruz”
Paçacı, FETÖ’nün diyaloğu kendince nasıl geliştirdiğini de şu ifadelerle anlattı: “Her konuda olduğu gibi, diyaloğu sadece ben yapıyorum diyebilmek, karşı tarafa (Vatikan) şirin görünebilmek için İslam’ı bozmak ve onun inanç ilkelerini tahrif etmek gibi yanlış bir işe de girdi. Türkiye’de de İslam’a ait birçok kavramı tahrif ettiği gibi, içini boşaltıp yanlış anlamlar yüklediği gibi, burada da aynı şeyi yaptı ve aslında Vatikan’ın farklı dinlerden insanlarla ve kurumlarla ilişki kurma niyetini, kararını istismar etti.”
Paçacı, “Biz Vatikan’a şunu söylüyoruz: Bu suç ve terör örgütü esasında gerçek ve doğru adına bir şeyi temsil etmiyor; İslam’ı hiç temsil etmiyor. Dolayısıyla dürüst bir karşılıklı konuşmada gerçek, doğru bir muhatap olması gerekir. Eğer Katolikler Türkiye’deki Müslümanlarla konuşacak ve onlarla bir ilişki kuracaksa bunun doğru ve dürüst bir muhatap ile gerçekten İslam’ı temsil eden bir muhatap ile yapılması lazım,” sözleriyle Türkiye’nin görüşünü ortaya koydu.
Papa ile Erdoğan’ın görüşmesinde gündeme gelecek konulardan bir tanesinin de bu olabileceğini anlatan Paçacı, “Çünkü FETÖ, Türkiye’nin gündeminde ve mücadele halen, ilk günkü kararlılıkla devam ediyor,” dedi.
“Vatikan, Müslümanlarla konuşmak isterse Türkiye’yi muhatap alabilir”
“Türkiye, Vatikan’ın Müslümanlarla konuşmak istediğinde muhatap alabileceği ülkelerden bir tanesidir,” diyen Mehmet Paçacı, “Çünkü bizler, farklı dinden insanlarla karşılıklı konuşabilmenin çok ötesinde, yüzyıllar boyunca birlikte yaşama kültürünü geliştirmiş, birlikte yaşamanın hukukuna sahip bir medeniyetin üyesiyiz. Dolayısıyla, bırakın konuşmayı, yüzyıllar boyunca farklı dinden insanları birlikte yaşatmış bir medeniyetin üyesiyiz,” diye konuştu.
Paçacı, Türkiye’ye 4 Papa ziyareti gerçekleştiğinin de altını çizerek, “Son üç papa ziyaretinin zamanlaması, Fener Rum Ortodoks Kilisesi’nin San. Andrea Yortusu’na denk geliyor. Papalar, bu makama geldikten sonra ilk ziyaretlerini aslında İstanbul’a, Fener Patrikhanesi’ne yapıyorlar,” dedi.
Papaların bu ziyaretlerinin ekümenizm çerçevesinde gerçekleştiğine dikkat çeken Paçacı, “Aslında 1965’te tamamlanan II. Vatikan Konsili’nde alınan kararlar doğrultusunda yapılan ziyaretler bunlar. Buna ‘ekümenizm’ diyor Vatikan. Yani, Hristiyanlığın farklı mezhepleriyle yakınlaşması çerçevesinde yapılan ziyaretler. Tabii bu ziyaretlerin diyalog boyutunu da Müslüman makamlarla yapılan temaslar oluşturuyor,” diye bilgi verdi. (Fotoğraflı)
© Tüm hakları saklıdır.