Dünya

Mehmet Öğütçü yazdı: 2023'te bizi bekleyen jeopolitik riskler

"Rus jeopolitik revizyonizminin Türkiye'yi Batı'ya mı yaklaştıracağı yoksa Pekin-Moskova-Tahran eksenine mi kaydıracağı tartışmaları da 2023'te bitmeyecek"

13 Ocak 2023 12:50

Mehmet Öğütçü*

Ocak ayı başlarında Birleşik Arap Emirlikleri zirvesinde benden gelecek yıl dünyada ve bölgemizde karşılaşmamız muhtemel olan başlıca jeopolitik riskleri anlatmam istendi. Zirveye katılan hükümet, ordu ve iş dünyasının önde gelenlerine söylediklerimi kısaca sizinle paylaşmak istiyorum:

Yakın tarihte jeopolitik riskler hiçbir zaman ekonomileri, enerji akışlarını, su krizini, gıda arz güvenliğini, finansal akışları ve ülkelerin dünya sistemindeki konumlarını bugün olduğundan daha güçlü bir şekilde şekillendirmedi. Şirketler, hükümetler, bankalar, sigortacılar, generaller bu riskleri daha ciddiye almalıdır. İş kararlarında ve hükümet politikası seçimlerinde bunların dikkate alınması kaçınılmaz bir gereklilik. Bu nedenle, jeopolitik zorlukları, oynaklığı ve belirsizlikleri yakından izleyecek ve analiz edecek olan risk azaltma ve yönetiminde liderleri desteklemek için bizimki gibi şirketlere pek çok fırsat var.

Bana sorarsanız, önümüzdeki yıl hepimizin karşı karşıya kalacağı başlıca jeopolitik ve ekonomik zorluklar şunlar:

1. Ekonomik milliyetçilik, teknoloji savaşı, yaptırımlar, tedarik zinciri yer değiştirmeleri, parçalanmış jeopolitik, küresel güvenlik sorunları ve giderek siyasallaşan küreselleşme süreci üzerinden meşruiyet kazanmaya çalışan otoriter devletler güç kazanacak, demokrasilere tehdit artacak. 2021'de ABD'de başlayan küresel enflasyon şok dalgaları, 2022'de tüm dünyayı etkisi altına aldı. Şimdi 2023'te, güçlü ekonomik ve siyasi dalgalanmalarla etkisi daha fazla hissedilecek. Son iki kuşakta küresel GSYİH üçe katlandı, neredeyse her ülke zenginleşti ve bir milyardan fazla insan aşırı yoksulluktan kurtuldu. Bu gidişatın yeni şoklarla tersine döndüğünü göreceğiz. Milyarlarca insan, Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, artan küresel enflasyon, enerji kıtlığı ve ekonomik, güvenlik ve siyasi kazanımların kaybı nedeniyle daha savunmasız hale gelecek. Küresel orta sınıf küçülecek, bunu ülkeler içinde ve ülkeler arasında daha şiddetli siyasi istikrarsızlık izleyecek. Dünya çapında toplumsal huzursuzluk, aşırı sağın yükselişi, ırkçılık, göçmenler, mülteciler, İslami köktencilik, terörist saldırılar (bu kez daha fazla siber saldırı yoluyla) 2023'te peşimizi bırakmayacak.

2. ABD-Çin rekabeti, hepimiz için yalnızca 2023'ü değil, önümüzdeki on yılları da şekillendirecek stratejik bir meydan okuma. Amerika, Çin'in yükselişini durdurmak veya en azından yavaşlatmak için elinden gelen her şeyi yapmaya kararlı. Dünyanın geri kalanının kendisini nerede, nasıl ve Pekin'in mi yoksa Washington'un yanında mı konumlandıracağı önem kazanacak. Ülkeler, hatta çok uluslu şirketler bile temel bir seçim yapmak zorunda kalacak. Çin'in zayıf ekonomik performansı, ülkedeki "sıfır Covid" stratejisinin aniden sona ermesinin tetiklediği sağlık felaketi, Xi Jinping'in Putin ile ilişkisi, AB'nin özerkliğini kaybedip daha açık bir şekilde Amerikan güvenlik şemsiyesi altına girip girmeyeceği, Çin'in AB ile bağlarının nasıl gelisecegi, Kuşak ve Yol girişiminin nefesinin kesilmesi, ABD merkezli çok uluslu şirketlerin Çin'in stratejik endüstrilerinden men edilmesi ve Yeni Delhi'nin Washington ile daha yakın ilişkiler kurmaya gerçekten hazır olup olmadığı önemli sorular olarak gündemde kalacak. Pandemiden (çoğunlukla) kurtulduk, ancak Çin'in kısıtlamaları gevşetmesi ile milyonlarca Çinlinin seyahat etmeye başlamasi dünyanın geri kalanı için ciddi bir sağlık riski oluşturabilir.

3. Rusya-Ukrayna savaşı, petrol ve doğal gaza yönelik yaptırımlar, Çin ve Hindistan'a fayda sağlayan geleneksel enerji ve yatırım akışlarının kesintiye uğraması ve Orta Doğu petrolü ile Kuzey Afrika gazının Avrupa'ya kayması sıcak konular olmaya devam edecek. Rusya'nın bu kadar insani ve altyapı hasarına neden olmasına rağmen Ukrayna'daki savaşı kazanma şansı yok. Avrupa Birliği her zamankinden daha güçlü. NATO varlık sebebini yeniden keşfetti. G7 güçleniyor. Amerikan sert gücü, en azından şimdilik, küresel olarak rakipsiz olmaya devam ediyor. Ancak köşeye sıkıştırılmış bir Rusya, küresel bir oyuncudan dünyanın en tehlikeli durumuna dönüşebilir. Sadece AB ve ABD için değil, çevre komşuları için de ciddi ve yaygın bir tehlike oluşturabilir. Ukrayna'da mahsur kalan, daha fazla izolasyon ve Batı misillemesinden kaybedecek çok az şey olan ve ayrıca gücünü göstermek için yoğun iç baskıyla karşı karşıya kalan Rusya, Batı'ya karşı asimetrik bir savaşa yönelebilir. Nükleer tehdidin yanı sıra, Kremlin'e bağlı bilgisayar korsanları Batılı şirketlere, hükümetlere ve altyapıya karşı giderek daha karmaşık hale gelen siber saldırıları hızlandırabilir.


4. Rusya'nın en önemli askeri müttefiklerinden biri olan İran, İslam Cumhuriyeti'ni iktidara getiren 1979 devriminden bu yana en büyük iç huzursuzluğu yaşıyor. Tahran ayrıca son derece düşmanca bir jeopolitik ortamla karşı karşıya. İran 'ahlak polisi' tarafından tutuklandıktan sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin ölümünden bu yana İran, büyük bir iç karışıklık ve protestolarla karşı karşıya kaldı. Aynı zamanda Tahran, nükleer programını önemli ölçüde artırdı ve Bati ile nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma şansını neredeyse tamamen sona erdirdi. Ve şimdi de Putin'in ordusuna ölümcül silahlar sağlıyor. 2023'te yeni çatışmalar ve daha fazla Batı yaptırımları beklenebilir. Sonuç olarak Tahran, Asya ülkeleri, özellikle Rusya ve Çin ile daha geniş işbirliği arayışına girerek "bölgecilik" stratejisini ilerletebilir. Kürt ve Azeri ayrılıkçı hareketlerin merkezi hükümete karşı faaliyetleri artabilir. İran, Avrasya satranç tahtasındaki rolünü güçlendiren ve Moskova-Pekin-Tahran eksenini güçlendiren Şanghay İşbirliği Örgütü'nün daimi üyesi oldu. Orta Asya ve Kafkas petrol ve gaz sahalarını Avrupa'ya bağlayan çeşitli enerji boru hatları ve projelerinin merkez üssü olan Hazar Denizi'nde Moskova ile işbirliği yapacak. İsrail'deki aşırı sağcı ve dindar hükümet, İran'a karşı beklenmedik hamleler yapabilir.


5. Geçtiğimiz yıla damgasını vuran enerji krizi, jeopolitik, ekonomi ve üretim faktörlerinin birleşimi ile maalesef 2023 yılının özellikle ikinci yarısında çok daha zor piyasa koşulları yaratacak, hane halkı ve işletmeler için maliyetleri artıracaktır. Enerji ithal eden ülkeler üzerindeki mali yük artacak ve OPEC+ ile ana akım tüketiciler arasındaki uçurumu daha da genişletecek. Elbette ucuzlayan yenilenebilir kaynaklara yapılan yatırımlar hızlanacak ve iklim değişikliği ile mücadele çalışmaları yoğunlaşacak. Bu yıl su kıtlığı küresel ve sistemik bir sorun haline gelecek ve su krizinden su riski yönetimine geçiş çabaları hızlanacak. Gıda arz güvenliği daha fazla endişe kaynağı olacaktır. Hükümetler, uluslararası kuruluşlar, yatırımcılar, sigortacılar ve özel şirketler gıda-su-enerji denklemini kurmak ve bu zorluklarla kendi başlarına nasıl başa çıkacaklarını belirlemek için çok çalışacaklar.

6. 1990'ların ortası ile 2010'ların başı arasında doğan Z kuşağı, internetsiz yapamayan ilk kuşaktır. Dijital cihazlar ve sosyal medya, gerçekten küresel olan ilk nesli yaratmak için onları sınırların ötesinde birbirine bağlamayı başardı. Bu onları özellikle ABD ve Avrupa'da yeni bir siyasi ve jeopolitik aktör yapıyor. Kurumsal ve kamu politikasını yeniden şekillendirmek için çevrimiçi örgütlenme yeteneği ve motivasyonuna sahip olan Z Kuşağı, bir düğmeyle siyaseti alt üst edebilir ve şirketlerin işlerini karmaşık hale getirebilir. O yüzden hepimiz bu kuşağın beklentilerini, önceliklerini ve kaygılarını anlamak zorundayız.

7. Biz tam olarak farkında olmayabiliriz ama önümüzdeki yaz Türkiye'de cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği sandıklarından kimin çıkacağı bizim kadar uluslararası toplum tarafından da merakla bekleniyor. Seçim sonuçları önemli bir jeopolitik risk veya fırsat olarak görülüyor. Rus jeopolitik revizyonizminin Türkiye'yi Batı'ya mı yaklaştıracağı yoksa Pekin-Moskova-Tahran eksenine mi kaydıracağı tartışmaları da 2023'te bitmeyecek. Körfez ülkeleri, Mısır ve İsrail ile uzlaşma, Suriye ile ilişkilerin normalleştirilmesi ve Libya'da tansiyonun düşürülmesi gibi çabaların sürmesi bekleniyor.

Özetle, 2023 çok fazla risk ve daha az iyi haberle dolu olacak. Bu risklerin kurbanı olmak istemiyorsak şimdiden iyi hazırlanmalıyız.


*The London Energy Club ve Global Resources Partners Group Yönetim Kurulu Başkanı