Eski AKP milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, bugünkü yazısında Atatürk, Atatürkçülük ve Kemalizm üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet’in kuruluşunda dönemin ruhuna uygun olarak Kemalizm'in Türkiye’nin “yeni seküler dini” olarak icat ve inşa edildiğini yazan Metiner, “Din diyorum, zira Kemalizm adına ortaya konulan ideoloji, kutsallık kisvesine büründürülmüş 'iman ve itaat edilmesi zorunlu' dogmaların toplamından ibaret” düşüncesini dile getirdi.
CHP’nin 6 okuna değinen ve Sovyetler’de Stalin, İtalya’da Mussolini ve Almanya’da Hitler iktidarını örnek veren Metiner, “Dönemin karakteristiği şudur: Parti-devlet bütünleşmesi, kutsallık formuna büründürülmüş ideolojiler ( Marksizm ve Faşizm), o ideolojiler doğrultusunda devlet marifetiyle birey, toplum ve ulus inşa faaliyetleri, kişi kültüne dayalı siyasal zihniyet. Modern zamanların seküler siyasal dinlerinin adı farklı olsa bile yöntemleri ve amaçları birebir aynı” görüşünü dile getirdi.
Metiner, Cumhuriyet için 1931 yılının kırılma noktası olduğunu belirterek “’Zamanın ruhuna uygun olarak Türkiye’nin kendini adını andığım ülkelere bakarak konumlandırma çabası içine girmesi, söylemde tümüyle totaliter olan bir Kemalizm gerçekliğiyle tanışmamızı sağlar. O gün bugündür ülkede Atatürk, Atatürkçülük ve Kemalizm tartışması yapıp dururuz” diye yazdı.
Prof. Dr. Taha Parla’nın Kemalizmi “Tek doğru olmak… ebediyen geçerli olmak vb. iddiasındadır… şefçi, paternalist, elitist ve vesayetçidir. Çoğulcu, hoşgörülü, uzlaşmacı değildir; tek-particidir, muhalefete izin vermez; özde çok partiliğe karşıdır. Siyasal tartışmaya ve katılıma açık değildir. Otoriter, yer yer de totaliterdir” şeklinde tanımladığını yazan Metiner, özetle yazısına şöyle devam etti:
"'Kişi kültü' veya 'perestlik' üzerine yaslanan Atatürkçülük anlayışı bence gerçek Atatürk severler tarafından sorgulanmalı.
Otoriter-totaliter bir ideoloji olan Kemalizmin de Atatürk’ün tarihsel büyüklüğüne gölge düşüren ve Atatürk’ü gereksiz polemiklerin içine çeken bir anlayış çizgisi olduğu, herkesten önce gerçek Atatürkçüler tarafından dile getirilmeli.
Atatürk’ün kendi dönemi içinde dediklerini veya yapıp ettiklerini doğru ve gerekli gören bir Atatürkçülük anlayışı anlaşılabilir makul bir anlayıştır. Tarihsel mecburiyetler tahtında yapılacak izahlar tartışmayı yasaklamamak koşuluyla veya gayrısı denildiğinde ihanetle suçlanmamak koşuluyla anlamlı ve değerlidir.
Cevabını aradığım soru şu: Atatürk’ün söylediklerini tarihsel bir dönem için doğru ve gerekli gören bir Atatürkçülük anlayışı mı, yoksa Atatürk’ün her dediğini her dönem için geçerli yegane mutlak doğru olarak savunan Kemalizm anlayışı mı?
Atatürkçülük iddiasının asıl bu konuda bir netliğe ihtiyacı olduğu kanaatindeyim.
Bu soruya verilecek cevap “Elbette Kemalizm” ise o vakit Kemalizmin demokrasiyle bağdaşmadığını söylemeye bilmem gerek var mı?”