Mehmet Altan*
1983 ve 1986 yılları arasında maliye bakanı ve başbakan yardımcısı olarak görev yaptı.
Arada adı yolsuzluk ve rüşvete karıştı…
Ülke bağımsız olur olmaz Komünist Parti Genel Sekreterliği’nden Devlet Başkanlığı’na sıçradı… Oyların yüzde 86’sını aldı.
Bir daha da ölünceye kadar bu görevi bırakmadı.
Her başkanlık seçiminde oylarını daha da artırdı.
1995’de tartışmalı bir referandumla görev süresini 2000 yılına kadar uzattı.
9 Ocak 2000’de, tek ve zayıf bir rakibe karşı yarıştığı devlet başkanlığı seçimlerini yüzde 91,9 ile kazandı.
27 Ocak 2002’de, devlet başkanlığı süresini 5 yıldan 7 yıla uzatan ikinci bir referandumda daha istediği sonucu elde etti.
Aralık 2007’de yapılan devlet başkanlığı seçimleri öncesinde kanunlara aykırı olmasına rağmen üçüncü bir dönem daha aday olmak istedi.
Üçüncü bir dönem için başvurduğu adaylığı seçim komisyonu tarafından kabul edildi.
Batılı gözlemcilerin hayli tartışmalı bulduğu seçimleri de yüzde 90,6 ile kazandı.
* * *
Yıllar içinde otoriter bir yönetim kurdu… 1999’daki bir suikast girişiminden sonra ağır bir baskı dönemi başlattı.
Aynı anda hem Batı kültürüne hem de İslamcı köktenciliğe karşı savaş açtı.
Terörist bir grup olarak kabul ettiği İslami hareketi liderlerinden Tahir Yoldaş ve Cuma Hocayev, gıyaplarında idama mahkûm edildi.
* * *
Uluslararası Af Örgütü, ülkesinde insan haklarını kontrol eden bağımsız uluslararası kontrol mekanizmasının olmadığının altını çizerek, uluslararası insan hakları örgütlerinin ve yabancı medyanın ülkeye giremediğine dikkat çekiyor.
İnsan hakları raporlarında, kimi sorgulamalarda tutukluların üzerine kaynar su döküldüğü, tutukluların dövüldüğü, el ve ayak bileklerinden bağlanarak asıldıkları, cinsel tecavüz ve boğma eylemlerine maruz kaldıkları belirtiliyor.
Bir işkence olayında polis memurlarının casusluk yapmakla suçlanan bir erkeği kelepçeleyerek cinsel organlarını ateşe verilmiş gazete parçasıyla yaktıkları aynı raporlarda aktarılmakta…
Güvenlik güçlerinin tüm muhaliflerin ailelerini de hedef aldığı ve birçok ailede kardeşler, kocalar, eşler, oğullar, kız çocukları, babalar ve annelerin rasgele tutuklandığı, ifade vermeleri için farklı şekilde işkence gördükleri bildiriliyor.
* * *
11 Eylül saldırılarının ardından ABD’nin Orta Asya’daki yakın müttefiklerinden biri haline geldi.
2001 yılında Afganistan’daki Taliban rejimine yönelik yapılan saldırılar için bir hava üssünü ABD güçlerine kullandırdı.
Aynı yıl Şangay Beşlisi’ne katıldı, örgütün üye sayısını altıya çıkarttı.
13 Mayıs 2005’te Andican kentindeki gösterilerde yüzlerce kişi güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. İnsan hakları örgütlerine göre gösteriler barışçıldı.
Yüzlerce kişinin öldüğü olaylarla ilgili bağımsız bir soruşturma yürütülmedi.
Mayıs 2005’te meydana gelen Andican olayları sırasında hükümet güçlerinin sert müdahalesi ABD hükümeti tarafından eleştirildi, bunun üzerine ülkesindeki ABD güçlerini sınır dışı etti.
* * *
Pamuk sektöründe zorla işçi çalıştırmakla da suçlandı.
Ülkedeki çocuk işçilik de büyük bir eleştiri konusu oldu.
* * *
Karşılaştığı en büyük zorluk 2013’te kendi ailesi içinde patlak veren iktidar kavgasıydı.
Bir dönemin ‘dokunulmaz’ isimlerinden olan kızı Gülnara Kerimova, uluslararası medyaya yaptığı açıklamalarda, annesine ve kız kardeşine açıktan cephe aldı.
Kızının ticari faaliyetleriyle ilgili birçok skandal ortaya çıktı. Rüşvet, kara para aklama gibi suçlamalarla hakkında soruşturma açıldı.
* * *
BBC muhabiri Abdujalil Abdurasulov, daha bir hafta öncesine kadar Devlet Başkanı’nın sağlığına ilişkin bir tartışmanın bile düşünülemeyeceğini, sağlık sorunları yaşadığını söylemenin bile çok riskli olduğunu iletiyor.
Sağlığına ilişkin hükümetin bu hafta içinde yaptığı açıklamalar da ‘bir ilk’.
* * *
449 bin kilometrekare yüzölçümü, 31,5 milyon nüfusu, kişi başına geliri hala 2 bin 202 dolar olan Özbekistan’dan söz ediyorum…
Önceki gün ölen ve bağımsızlığın ilk gününden ölünceye kadar ülkeyi yöneten İslam Kerimov herhalde dünyanın en ‘milli ve yerli’ lideriydi…
Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi ‘evrensel’ değerleri asla ülkesine sokmamış ve ülkesini keyfince çökerte çökerte mahvetmiştir.
* * *
Yeryüzünde böyle karanlık ülkeler var.
Bir de herkesin güvende olduğu, demokrasinin, insan haklarının, hukukun uygulandığı, zengin ve özgür ülkeler var.
Önemli olan, bu iki tür ülkeden hangisinin daha iyi olduğuna, hangisine benzemek istediğine karar vermek
* Bu yazı gazete360.com'dan alınmıştır